iki

586 64 63
                                    

yeonjun

"günaydın!"

gülümseyerek sınıfa girdiğimde aeri ve karina da bana gülümsedi. wooyoung kulağındaki kulaklığı çıkartma gereği bile duymadan hararetle sallanıyordu. dersin başlamasına sadece birkaç dakika kalması onun için önemli değildi, tek düşündüğü şey müzikti.

onun görüntüsüne tebessüm edip sırama yöneldiğimde birden koluma giren kişiyle irkildim. "oh, felix?"

felix kocaman sırıtışını gözüme sokarak sarı uzun saçlarını karıştırdı. "söyle bakalım kazanova, bu haberler de ne böyle?"

kaşlarımı çattım ve mırıldandım. "ne haberleri?"

o ise bana sadece göz devirdi ve aniden kolumu kendine çekti. formamın kolundaki düğmeyi açıp sıyırdıktan sonra kolumu gösterdi, bu sırada sınıftakiler de çoktan benim etrafıma toplanmıştı. "kai ile ruh eşi çıkmışsınız."

birkaç kişi heyecanla onu onayladığında sadece yüzümü buruşturmakla yetindim, dünyada kimse kalmamış gibi onunla mı ruh eşi olmuştum cidden?

"bu elimde olan bir şey değildi." kolumu kendime çekip formamı düzelttim. "hem-"

"ders vaktinde neden herkes ayakta!"

felsefe öğretmenimiz sinirle bağırdığında hepimiz aceleyle dağıldık, kaç yaşına gelirsek gelelim öğretmen korkumuz geçmeyecekti.

...

"yeonjun kantine geliyor musun?"

seonghwa gözlerini telefonundan ayırmadan mırıldandığında başımı iki yana salladım. "hayır, bay jung bu hafta öğle arası pratik yapın dedi ya."

dans klübü olarak dönem sonu için minik bir gösteri hazırlamıştık ama dans öğretmenimiz bay jung bu konuda fazlasıyla katıydı. bir saatlik öğle arasının kırk beş dakikası pratikle, kalan süresi de zaten yemek yemeye çalışmakla geçiyordu.

beni onaylayıp kolunu wooyoung'un omzuna attı, wooyoung'un anlık olarak gözlerini büyüttüğünü görsem de hemen normale döndüğü için üzerinde durmadım.

tahtadakileri defterime geçirdiğimde tam mutlulukla kalkıp pratik odasına gidecektim ki sınıf kapısındaki beden hayallerimi yıktı.

kai siyah saçlarını eliyle karıştırıp tek omzunu kapıya yasladı ve boş bakışlarını üzerimde gezdirdi. birkaç kızın fısıldaşmaya başladığını duyunca dişlerimi sıktım. ben bu olayı unutmaya çalıştıkça bu çocuk dibimde bitiyordu.

sert adımlarımı ona yönelttiğimde bile ifadesi değişmedi. hiçbir şey yapmadan yanından geçip gitmeme izin verdiğinde şaşırmıştım. ta ki sesini duyana kadar.

"hep kaçacak mısın, choi?"

---

---

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
savage love, yeonkai Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin