I love your brother| changlix

友達になる

'dökül'

'ne?'

beni sıkıştıran seungmin ve jeongine karşı korkuyla arkamdaki duvara daha çok sıkıştım. ciddn korkutuculardı

'salağa yatma changbin hyung ne istiyorsun felixten açık ol. ona aşık olduğuna o kadar inandırmışsın ki duvara bakıp bakıp sırıtıyor benim arkadaşım!'

'bakın ben-'

'felixle geçmişinizi biliyoruz yani onu anlatmana gerek yok'

jeongin kısaca her şeyen haberlerinin olduğunu söylerken bende azıcık topladığım cesarete gözlerimi ikiliye diktim

'bakın yunla daha yeni ayrıldım ve aniden çıkıp da aslında ben senin kardeşini seviyorum falan diyemem anladınız mı beni. biraz benim açımdan bakın şu olaya yalvarırım'

seungmin kısaca gülümsemiş ve ardından bana belli etmemek için durmuştu

' yani yun noonayla ayrıldın değil mi kesin'

'ona erkeklerden hoşlandığımı söyledim seungmin '

ikili göz teması kurup tekrar bir şey söylemek için ağızlarını açmıştı ki çalan telefonla hızla susup aramayı cevaplamışlardı.

bir süre sonra tekrar bana döndüklerinde tekrar gerildiğimi hissettim

' seni felixle buluşturmaya karar verdik changbin hyung yarın akşam attığımız konuma gelmezsen seni bulur ve delik eşik ederiz umarım anlamışsındır'

seungmin piskopat bakışlarını atıp yanımdan ayrılırken jeongin kısaca gülümsemiş ve yanımdan ayrılmıştı hızla

felixle randevuya mı çıkacaktım ben şimdi

***

' sonunda'

minho beni görünce ayağa kalkmış ve kolunu hızla omzuma atmıştı

' dostum neden bu kadar kısa konuştunuz neredeyse jisungun telefon numarasını alacaktım ki sevimsiz seungmin gelip onu götürdü'

ters bakışlarımı attığımda hızla susup önüne dönmüştü

' ee felix meselen ne oldu'

'randevuya çıkacağız sanırım' 

bunu söyleyen ağzını sikeyim changbin

' hassiktir!'

minho hızla önüme geçip omuzlarımdan kavradı

' dostum senin amacın lee ailesinde ki herkesle çıkmak mı.. oğlum daha yundan ayrılalı bir hafta olmadı'

'changbin biriyle mi çıkıyor?'

siktir.. koca bir siktir

yun kısaca minhoya bakıp tekrar bana döndüğünde hızla kafamı iki yana sallayıp minhoya kısaca tekme attım

' minhoyu bilirsin şaka yapmaya bayılır'

gergince gülerken yun derin bir nefes verdi

' her neyse bu akşam işiniz yoksa benimle içmeye gelir misiniz.. arkadaşlarım'

minho hızla onu onaylarken bende kafamı belli belirsiz salladım

sadece içecektik

bunda bir sorun yoktu