Cehennem

75 7 2
                                    

      

 Aklımda sadece 'bugün ne yapacağım?'  düşüncesi vardı. Herkesin işi vardı. Yani arkadaşcıklarım beni ekti. Duvar saatindeki 09:00'a yaklaşan akrebe gözüm takılınca yine ofladım. Bugün cumartesiydi ve benim yapacak hiçbir şeyim yoktu , ders çalışmak dışında. Ama bugün öyle bir şey yapmayacaktım. İçimde anlamlandıramadığım bir enerji topluluğu yuva yapmıştı.

           Bugün canım herhangi bir şey  yapmak istiyordu. Birileriyle beraber yada tek başıma ne fark eder.  Ben tek başına dolaşmaktan sıkılan bir kız değilim. Genelde yalnız olmayı severim. Sadece ben ve beni sürekli bir şeyler düşünmeye  zorlayan iç sesim. Madem kızların ve sevgilimin başka işleri var bende yalnız  takılırım. 

       Altıma giydiğim dar yırtık kotum ve üzerime de beyaz salaş üzerinde 'BE LİKE' yazan tişörtümü giydim. Hafif yaptığım makyajımla hazırdım. Yeterince iyi görünüyordum.

           Önceden çağırdığım taksi de gelince çıktım. Harika bir manzarası olan ve uzun süredir gitmeye vakit  bulamadığım kafeye gitmeye karar verdim.Tuhaf bir adı vardı. Kafe ile tezatlık oluşturuyordu. Cehennemdi adı. Bence adı Cennet olmalıydı. 

             Şoför verdiğim adrese geldiğimizi söyleyince daldığım hayaller birden yok oldu. Geldiğimizi fark etmemiştim çünkü  Çağrıyla ikimiz hakkında kurduğum hayallere öylesine dalmıştım ki gerçek hayattan kopmuştum adeta. Taksi ücretini ödeyip indikten sonra kafeye doğru ilerledim. Her zamanki yerime yani manzarayı izleme imkanı sunan  cam tarafına geçtim. Buraya her geldiğim de boş oldukça burada oturur ve dışarıdaki insanları izlerdim. Yüzlerine bakarak ruh halleri hakkında fikirler yürütürdüm.

               Yanıma gelen garsona damla sakızlı türk kahvesi sipariş verip gönderdim.  Kahvemi beklerken hep yaptığım gibi insanları izlemeye başladım. Mesela 35-40 yaşlarında olduğunu düşündüğüm bir adam telaşlı bir şekilde koşar adımlarla yürüyordu. Sürekli saatine bakıyordu. Bir yerlere geç kaldığı belli.  Onun ardından gördüğüm çoğu insanda da aynı ifadeyi gördü. Telaşlı, stresli ve öfkeliler. Bu öfkeleri hayata karşı mıydı acaba? Hayatın onlara acımasız yada fazlasıyla kötü davranması mıydı sorun ? Çoğu insan sadece kendi yaşantılarının sorunlar üzerinde kurulu olduklarını düşünürler. Ama kimsenin hayatı mükemmel veya kusursuz değildir. Dışarıdan öyle görünseler de onların yapmaya çalıştıkları yalnızca güçlü görünmeye çalışmak. Bu da onları daha yıpratır aslında. Neyse insanlar hakkında fazla düşünmeye başladım. Nerede olduğumu unutacak kadar dalmıştım. Garsonun geldiğini bile zor fark etmiştim. Getirdiği kahvemi yudumlamaya başladım. Yavaş yavaş içiyordum çünkü çok sıcaktı.

Biten kahvemin ardından dışarı çıktığım da taksiye binmek gelmedi içimden. Daha çok yürümek istiyordum. Çok az bildiğim yollarda yürümeye başladım. Burada Cehennem Kafe dışında pek bir yer bilmezdim. Gitmeye fırsatım olmamasından çok ben gitmek istemiyordum. Cehennem Kafe dışında başka bir yere gitmek istemiyordum.

Kısa bir yürüyüşün ardından karşımda büyük bir kütüphane gördüm. Kitap olan her yeri severdim ben . İçeri girdikten sonra girişteki güvenliğe selam verip kitap arasına geçtim. Sessiz olmaya özen göstererek kitaplara bakmaya başladım. Elime aldığım ilk kitapta tarihi bir aşk hikayesi anlatılıyordu. Severek okuyabileceğim tarzda bir kitap. Kitabı biraz inceledikten sonra alıp okumak için adını telefonuma not ettim. Elime aldığım bir diğer kitapta ise bir kızın üniversite de tanıştığı çocuğa aşık olup onunla evlendiğini fakat sevdiği adamın ailesi yüzünden başına gelen kötü olayları anlatıyordu. Sanırım kitabın sonunda kadın ile adam ayrılıyor ve adam ölüyordu. Asla benim tarzım değil. Mutsuz sonlardan nefret ederim. Bir kitabın sonunun kötü biteceğini öğrendiğim an kitabı okumaktan vazgeçerdim. Böyle geçen bir kaç saatin ardından kütüphaneden çıktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 01, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İNTİKAM ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin