𓄂

195 28 7
                                    

Sam Tinnesz- Man Or A Monster

Dönüşebileceğin şeyden kork
İnsana mı yoksa bir canavara mı?

"Bay Jeon Jungkook."

İsmin sahibi kişi bizden yüksek kademede olduğunu haykıran gözleriyle hepimizi süzmeye başladı. Bakışlarında net yakalayabildiğim şey küstahlıktı, bizi küçümsüyordu. Ön yargılı sıfatını taşımak istemem ama bariz bir şekilde herkes görüyordu bunu.

Önceki müdürümüz işiyle ilgisi sıfır bir adam olduğundan emniyet tarafından görevinden uzaklaştırılmıştı oysa bu adamı görünce 'gelen gideni aratıyor.' diye düşünmeden edemedim.

Elimizi sıkmadan göz temasıyla teker teker kısa bir tanışma faslı gerçekleştirdiğimizde sinirli bir gülüş attım. Elimizi sıkmayacak kadar aşağılıyordu bizi.

Soğuk ama küstah bakışları benimkilerle buluştuğunda bakışlarımı ondan çekmek isteyecek kadar baskı altında hissetmiştim kendimi.

"Park Jimin efendim, tanıştığıma memnun oldum." Hafifçe başımı eğerken bir süre bakışları altında ezilmeye maruz kaldım ardından çekince o -müstehcen bir şey yapmışımcasına- bakışlarını rahat bir nefes almak istedim.

Neden sadece tek bakışıyla bu kadar pasifleştirmiştim kendimi bilmiyorum. Normalde emniyetteki en disiplinli ve çalışanlara musallat olan kişiyken bir çift gözle tepetaklak olmuş gibiydim. Hayır, bu adamı sevmemiştim ve nedense Dostoyevski'nin saygınlıkla ilgili cümlesini çağrıştırıyordu bana. Evet, hepsini tek bir bakıştan söylüyorum.

Günün geri kalanı normaldi, dünkü olay unutulmuş gibiydi çünkü olay yeri sıfır kanıtla bize rapor getirmişti. Raporu gece boyu incelememe rağmen tevratın ilk basımı gibi çok fazla eksik nokta vardı.

İlk olarak katili gören olmamıştı, oteldekilere göre şüpheli görünen kimse olmamıştı. Maktûlun odasına girmek için resepsiyona oda numarasını, katını vs. soran kimse olmamıştı. Otel çalışanlarından biri olma yüksek ihtimaldi şimdilik ama işten çıkan kimse de olmamıştı belki de hâlâ içlerinde saklanıyordu dikkat çekmemek için.

İçeri giren çıkan kişilerden de sadece restoran bölümünden yüzlerce giren çıkan olmuştu ve kimlikleri sadece yüzlerinden oluşmaktaydı. Ben ise bu katilin kameradan özellikle kaçtığını bildiğim için kör noktalardan sıyrıldığını düşünüyordum.

Üstelik telefon kulübesinde de hiçbir parmak izi şüphe çeken görgü tanığı yoktu. Belki de şüphe çekmemek için normal kılıkta geziyordu. Beynim patlayacaktı artık teori üretmekten. Kapım tıklandığında dikkatimi ekrandaki Ra'nın gözünün simgesinden odama giren Bay Choi'ye çevirdim.

Anında ayaklarımı masanın üzerine uzatıp ellerimi kenetleyerek başımın arkasında atarak sandalyede gevşedim.

"Ne yapıyorsun?"

"Bay Choi, porno izlerken rahatsız edilmeyi sevmiyorum. Doruk noktasında boşalamayan kötü pornocudan zevk almaya çalışma tadı veriyor."

"Kes tatavayı, Bay Jeon seninle konuşmak istiyor."

"Hassiktir, kafası koptu yüzünü yıkıyor de." Bay Choi gözlerini devirip odamdan çıktı ardından tekrar girdi.

"Hemen." Tekrar çıktığında kapıya doğru orta parmağımı kaldırdım.

Birkaç kez boğazımı temizledim ve nefesimi elime verip kokusunu kontrol ettim tanrım sanki adamla öpüşeceğim. Kapısını tıkladım ve içeri girdim.

Gözü elindeki sayfalardaydı, muhtemelen dünkü kanıt raporunun demosuydu.

"Beni istemişsiniz." Odada Bay Choi olduğu için bir nebze rahatlamıştım.

𝐄𝐲𝐞 𝐎𝐟 '𝗥𝗔' 𓂀  𝐊𝐨𝐨𝐤𝐌𝐢𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin