Foster The People - Pumped Up Kicks
...
Şarkının sözlerine bakmalısınız mutlaka 😳😳
5 | nothing really "matters"
"Ot mot kullanmak yok." diyerek uyardığımda kahkaha atan Yoongi'ye kafa atacaktım. Elemanın dünya umrunda değil gibiydi ve bu kadar rahat olması içimde bir şeyleri rahatsız hissettirmişti.
Evin bodrum katında büyük güne son birkaç gün kaldığı için parti düzenliyorduk ve birkaç kişiyi davet edip kasete koyduğumuz şarkı arkada gürültü oluştururken elimde bulunan; içi beyaz, dışı kırmızı renk olan plastik bardağın içindeki sıvının boğazımı yakmasına izin veriyordum.
"Yavşak Yoongi de mi burada?" diyerek bodruma indiği anda kahkaha atan Hoseok'a göz devirdim. Gürültülüydü.
Jeongguk köşede bardaklara içecekleri koyarken ben de kasetçaların yanında durmuş şarkının kulağımı sikmesine izin veriyordum. Gerçekten bu nasıl bir şarkıydı ve bunu kim açmıştı bilmiyordum ancak iğrenç bir zevki olduğu kesindi.
Şarkıyı durdurduğum anda sanki gerçekten herkes şarkıyı dinliyormuş da şarkıyı kapattığım için rahatsız olmuş gibi bana dönmüşlerdi. Namjoon, "Neden kapattın?" diyerek sorduğunda "Bok gibi bir şarkıydı." diye yanıtladım.
Yoongi'nin ağzında birkaç küfür yuvarladığını gördüğümde ancak onun gibi kafası yerinde olmayan birinin böyle bir şarkı açacağını en başından anlamalıydım.
"Büyük güne az kaldı." dediğimde Yoongi ilerdeki tekli koltuğa oturdu ve bacaklarını açarak yayıldı. Serçe parmağını kulağına soktuğunda beni kâle almadığını öyle bir gösteriyordu ki kafasını sikecektim.
"Dinlesene lan." dediğimde omzunu silkip Namjoon'a döndü ve beni dinlemediğini tekrardan gözüme soktu.
"Kafası gidik onun, boşver. Devam et, hadi." diyerek yanıma gelen ve omzumdan dirseğime kadar kolumu okşayan Jeongguk sinirli solumalarımı biraz olsun yatıştırdığında Yoongi'ye dönmeden Namjoon ve Hoseok'a odaklanarak konuşmama devam ettim.
"Birkaç güne planı gerçekleştireceğiz. Bize bir şey olacağını sanmıyorum. Ama bir şey olursa," dediğim anda oturduğu koltuktan esneme sesini oldukça yüksek çıkaran Yoongi'ye döndü keskin bakışlarım. "Orospu çocuğu izin verirsen vasiyet bırakıyoruz." diyerek sinirle tısladığımda bacaklarını koltuğun kol bölümüne koyup kıvrılan çocuk gerçekten sabrımı zorluyordu. Ne diye arkadaştık bilmiyordum ama zaten çok fazla arkadaşımız yokken her ne kadar sinirimi bozsa dahi onu da kaybetmek istemiyordum.
"Bize bir şey olursa diyordun." diyen Hoseok'a döndüm ve onaylar şekilde başımı salladım.
"Ailemize suçun onlarda olmadığını söyleyin. Biz o gün sabah onlara ses kaydedeceğiz ve kaseti görebilecekleri bir yere koyacağız ancak yine de ağlarlar belki. Hoş, babam ağlamaz da. Söver eminim. Ama olsun annem ağlar diye diyorum." dedim ve yutkundum.
Asker olan babam sinir hariç bütün duygularını aldırmış gibi davranıyor, sadece bağırıp çağırıyordu. Onun tarafından çok da göremediğim sevgi sanki şimdi boğazıma yerleşmiş de konuşmamı zorluyormuş gibi hissettiğim için bir kez daha yutkundum.
Gerçekten ailem suçsuz muydu emin değildim. Ancak yine de, formalite icabı böyle şeyler söylenmeliydi. Yoksa babamın sürekli işinin başka şehirlerde olmasından dolayı arkadaş bulamıyor oluşum ve herkesin bana "yeni gelen çocuk" olarak bakıp beni arkadaş çevresine kabul etmiyor oluşundan dolayı zorbalık falan görmüyordum. Hayır kesinlikle bundan değildi. Babam öyle düşünmüyordu. Babama göre ben sorunlu olduğum için insanlar benimle arkadaş olmuyordu, ondan yalnız kalıyordum.
Tekrardan boğazıma yumru oturduğunda yumruğumu sıkıp bakışlarımı ayağımdaki siyah botlara çevirdim. Bu hâlimi gören Jeongguk sözü devraldı ve devam etti.
"Suçlu olanların okulun zorba piçleri olduğunu yayın herkese. Bir de rehberlik servisinin de bizim bu hâlde olmamızda çok katkısı olduğunu da ekleyin." dedi ve arkadaki kasete basıp ufaktan şarkının başlamasına sebep oldu.
"Geri kalan da onların hayal gücüne kalsın."
Arkada çalan Pumped Up Kicks'i duyduğumda rahatsızlıktan midem kasılmış olsa dahi hafifçe dudağımın kenarını kaldırdım.
"All the other kids with the pumped up kicks, you better run, better run..." diyerek başladığım şarkıyı devam ettiren Jeongguk kahkaha atmama sebep olmuştu.
Zengince giyinip kuşanmış çocuklar, kaçsanız iyi olur.
"Outrun my gun!"
Silahımdan.
"Bu şarkıyı yazsınlar diye adamlara para mı verdiniz lan?" diyerek başını kaldıran Yoongi'ye Jeongguk gülümsedi ve cevap verdi.
"Bizi anlatıyor öyle değil mi?"
"Evet, evet sizi anlatıyor. O günü hissettiriyor. Ama mutlu gibi de?" diyen Namjoon'a onaylar şekilde başını salladım.
"Biz de mutluyuz." dediğimde Hoseok inanmaz bir şekilde gülme benzeri bir ses çıkardığında midem tekrardan kasılmış ve alnımda bir damar zonklamıştı.
"İnanmıyor musun amına koyayım?" diyerek öne atıldığımda kendini bir adım geri çekti ve benden uzaklaşmaya çalıştı. Jeongguk da arkadan dirseğimden tuttuğu için ben de uzatmadan geri adım atarak eski yerime, kasetçaların önündeki masaya kalçamı yasladım.
Bir anda, "Better run, better run, faster than my bullet." diyerek ayağa kalkıp elindeki kırmızı plastik bardağı hafifçe havaya kaldırıp bedenini sallamaya başlayan Yoongi'ye göz devirdim. Kafayı yediğini düşünüyordum.
Kaçsanız iyi olur, mermimden daha hızlı.
"All the other kids with the pumped up kicks!" diyerek yüksek sesle şarkıyı söylemeye başlayan Namjoon'a Jeongguk da katıldı ve heyecanla şarkıyı söylemeye başladı.
"Better run, better run! Faster than my bullet!"
Elimdeki bardaktan boğazımı yakan sıvıyı içtiğimde hafifçe sallanan bedenlerine ve kaldırdıkları bardaklara baktım. Eğleniyorlardı. Ben de eğlenmek istiyordum ancak bazı şeyler aklımı öyle çok kurcalıyordu ki ne zaman eğlenmeye başlayacak olsam illa bir yerden bir şey çıkıyordu.
Az önce Yoongi ve Hoseok'un hareketlerini aklıma takmamam gerektiğini biliyor ancak buna rağmen düşüncelerimi engelleyemiyordum. Onlar vücutlarını ritme göre sallarken ben de sözleri dinliyor ve o günün gelmesini heyecanla kasılan midemi hissederek bekliyordum.
"Giyip kuşanan züppeler, silahımın görüş alanından kaçsanız iyi olur."
___
Umarım beğenmişsinizdir. Hoşça kalın. ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pumped up kicks | taekook ✓
Short Story[minific] okul katliamı! Unutulduğumuz yerden yeşereceğimiz, kimsenin mutlu ayrılmayacağı bir oyun oynayacaktık. Ben ve tetikçi sevgilim, Jeon Jeongguk.