The Neighbourhood - R.I.P. 2 My YouthBölüm içinde kullanılan VoDkA ve REB takma adları gerçek Columbine katliamcılarının kullandığı takma adlar.
...3 | "truth" be damned
Boşluk...
Öyle bir boşluk hissediyordum ki tanımlaması güç, yaşaması çok güç, ve bunun farkında olunması daha da güç olan bir boşluk.
Nefret ediyordum üzerime yüklenen sorumluluklardan.
Beni boşluğa düşüren, beni boşlukta yalnız bırakan tüm sorumluluklar, tüm sorumlular ve ben. Her birinden ayrı ayrı nefret ediyordum.
Var oluşumdan, var oluşuma katlanamayanlardan ve var oluşuma bir anlam katmaya çalışanlardan. Her birinden, tekrar ediyorum, nefret ediyordum.
Hem boş hem nefret doluydum. Saçmalığıma güldüm. Gülüşüm sokakta yankılanırken üzerimdeki siyah kot ceketin yakalarını tutup omzuma oturttum. Bir kez daha güldüm.
"Ne yapacağım şimdi?" diye bağırdığımda köşedeki kedi korktu ve çöpün arkasından zıplayarak uzaklaştı. "Ne yapacağım ben? Üzerime yüklediniz her şeyi! Ne yapacağım?" derken yüksek çıkan sesim sonlara doğru kısıldı ve gözlerimin yanmaya başladığını hissettim. "Ne yapacağım?" diye mırıldandığımda az önce kedinin korkup kaçtığı yere doğru yürüdüm.
Sırtımı duvara yasladım ve bacaklarımı kırıp sırtımı sürerek yere oturdum. Dizlerimi kendime çekip başımı üzerine yerleştirdim ve derin bir nefes çektim içime. Yanına oturduğum çöpten gelen kokuyla yüzümü buruşturduğumda sinirle başımı kaldırdım. Kendi başıma kalmak, hayatıma sövmek istediğimde bile rahat olamıyordum.
Sinirle ayağa kalktım ve silindir şeklindeki lacivert tenekeye tekme attım. Büyük çöp kutusu yavaşça sallandı ancak düşmedi. Düşmeyişine de sinirlendim. Ellerimi üzerine koyup hızlıca ittirdim. Yine düşmedi.
"Düşsene!" Düşsene, izin versene. Bir kez olsun bir şey başarmama, bari sen izin versene. Bir çöpe bile söz geçiremeyecek kadar güçsüz olduğumu yüzüme vurmasana. Düşsene!
Ellerimi daha sıkı şekilde üstteki kenara yerleştirdiğimde alt tabanın hafifçe havalandığını gördüm ve sanki hayatım buna bağlıymış gibi tüm gücümü kollarıma verdim. Tenekenin içindeki çöpler bir tarafa doğru toplanmaya başladığında hafifçe çekildim ve fizik kurallarının tenekeyi yere düşürmesine izin verdim. Ellerimi altımdaki siyah kota sürterken kahkaha attım. Sonra gözlerim doldu, yere oturdum. Kağıt çöplerinin ortasına bıraktım kendimi. Ayağımdaki botlara görüntüyü blurlu gösteren gözlerimle bakarken ayağımın yanındaki gazeteyi ittim.
"İyi halt ettin, amına koyayım. Siktin attın çöpü." dediğimde gözlerimdeki doluluk kendini uçurumdan bırakıyor gibi yanaklarıma bıraktı. Zor olmuştu atlaması, ama düşünce rahatlatmıştı.
Aynısı. İntihar. Ben ve Jeongguk. Ölsek gitsek, kimsenin sikinde olmayacaktı. Aynı bu damla gibi bırakacaktık. Sanki şimdi de bırakmamışız gibi kendimizi...
Cebimdeki telefon titrediğinde arkaya yasladığım ellerimden birini düzelterek telefonu zor da olsa çıkardım. Jeongguk. VoDkA.
VoDkA:
Bu gece ölmek istedim.
REB:
Aynısı. Aynısı Jeon.
Bu gece ölmek istedim. Kaçmak istedim.
İntikamı var ya, ben intikamı siktir ettim bu gece Jeon.
Senden bile vazgeçtim.
Ölmek istedim.
Bu gece. Çok zordu VoDkA.
Senin VoDkA, benim REB olduğumu unutturacak kadar zor bir geceydi.
VoDkA:
İlaç aldım.
İyi gelmedi. Ağladım.
REB:
Siktir et, bize hiçbir şey iyi gelmiyor.
VoDkA:
Son iki hafta.
REB:
Az önce biri intihar etti.
VoDkA:
Kurtulmuş.
REB:
Şakaydı.
VoDkA:
Komik değildi.
REB:
Evet, değildi.
VoDkA:
Sorun da değil ama
REB:
İki hafta kaldı.
VoDkA:
Az önce biri intihar etti.
REB:
Kurtulmuş.
VoDkA:
Şakaydı.
REB:
Güldüm.
VoDkA:
Tahmin etmiştim.
REB:
Kaçıyoruz.
VoDkA:
Korkuyorum.
REB:
Ben de.
Ben de korkuyorum.
___
Umarım beğenmişsinizdir. Hoşça kalın. ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pumped up kicks | taekook ✓
Short Story[minific] okul katliamı! Unutulduğumuz yerden yeşereceğimiz, kimsenin mutlu ayrılmayacağı bir oyun oynayacaktık. Ben ve tetikçi sevgilim, Jeon Jeongguk.