BÖLÜM 8

356 10 2
                                    

Multi:Bedir, yiğit Arslaner

"Çık dışarı Bora Arslaner!"

Yatak odasının kapısı hızlıca açıldı Zeyşan bana doğru bakıyordu
"K-kim geldi" dedi titreyen sesiyle ona doğru yürüyüp yanaklarını avuçlarımın içine aldım
"Merak etme güzelim gelecegim içeri gir beni bekle"dedim gözleri dolmuştu arkamı dönüp gideceğim sırada kolumdan tuttu
"Gitme " dedi "hissddiyorum Bora kötü bir şey olacak yalvarırım gitme" dedi ses tonundan ne kadar korktuğu anlaşılıyordu
"Gelicem Zeyşan korkma içeri gir beni bekle" dedim onu sakinleştirmeye çalışan sesimle başımı Dilan'a çevirdim ne dediğimi anlarcasına Zeyşan'ın koluna girip konuşmaya başladı "Meraklanma yenge biz içeride bekleyelim Ağabeyim gelecek" dedi Zeyşan yalvaran gözleriyle bana bakıyordu başımı ondan çevirdim ve arkamı dönüm hızlıca merdivenleri indim herkes konagın önünde toplanmıştı babamın sesi geliyordu

"Kendine gel Baran sen kimin evinde kime bagrırsın!"
" Oğlun buraya gelip bize hesap verecek Kağzım Ağa!"

Aceleyle aşağı inip Baran'ın önünde durdum
"Kimse benim konağıma gelip bana bağıramaz Baran" dedim konuşmasına izin vermeden konuşmama devam ettim
"Sen kimsin de sana hesap verecem! Haddini bil Baran Şahoglu şimdi çık git konağımdan"

"Bu kadar kolay değil Bora Arslaner. Baran'a hesap vermek zorunda degilsen bana vereceksin Evin'in kusuru nedir bana de hele cezasını ben vereceğim!"
Dedi Ferat başımı ona doğru çevirip cevap verdim

"İstemiyorum! Yeterli bu kadar açıklama şimdi çekin  gidin"
Ferat sinirlenmişti belindeki silahı bana çekip konuştu
"Benim kardeşim oyuncak degil Bora Arslaner! Karım dediysen geri dönüşü yok bunun " dedi
Bende belimdeki silahı ona doğru çekip konuştum
"Allah şahidimdir ki ona hiçbir zaman karım demedim ,Evin benim hiçbir zaman karım olmadı olmayacakta  şimdi indir o silahı kan çıkmasını istemiyorsanız birdaha buraya adımınızı dahi atmayın" silahımı indirip arkamı döndüm gidecegim sırada bir silah sesi geldi kulagıma ve sonra bir acı tam sırtımda "Sana dedim Bora o kadar kolay değil !"
Gözlerim kararmıştı.

                                    ZEYŞAN
Aniden yerimden kalkıp kapıyı açtım ne olmuştu aşağıda kime ne olmuştu,
sol tarafımda bir acı hissettim ,elimi acıyan yerime doğru götürdüm gözlerimden yaşlar akıyordu
Yavaşça merdivenlere ilerledim 'Allah'ım nolur birşey olmamış olsun'
'Allah'ım nolur yaşayamam ben onsuz Allah'ım yalvarırım'

Aşağıdan bağırış sesleri geliyordu Hatice annenin aglayış sesi kağzım ağanın bağrış sesleri inletiyordu bütün konağı son basamgıda indikten sonra kafamı kaldırdım yavaşça ,yerdeydi kanlar içinde yatıyordu dilim tutulmuştu sanki ,konuşamıyordum derin bir nefes alıp bağırdım Avazım çıktığı kadar bağırdım neden ? Dercesini "Bora !"bir kaç adam Bora'yı yerden kaldırıp arabaya bindirdiler dizlerimde bedenimi taşıyacak gücü bulamıyordum Aceleyle Bora'yı götürdüler, hemen ardından Nazife yengeler gelmişti Nazife yenge arabadan hemen inip yanıma koştu
"Zeyşan ,zeyşan kendine gel keça min(kızım)" dedi korkumuştu ses tonundan belli oluyordu.
"Y-yenge benim yüzümden ben gitme dedim gitti ona yenge ben onsuz yaşayamam!" Boğazım düğüm düğüm olmuştu konuşamıyordum son sözlerim buydu Nazife yenge Yanaklarımı avucunun içine alıp" Tamam güzel keça min düzelecek Her şey Güçlü dur Bora güçlüdür" duramıyordum yenge Kalbimdeki Sancı gitmiyordu nefes alıyordum ama ölüyordum sanki her nefes alışımda gözlerimi yavaşça kapadım sanki bir daha açılmayacak gibi
°
°
°
3 saat sonra...
Gözlerimi yavaşça aramadım etrafımdaki sesleri başım kaldırmayacak derecede ağrıyordu,
"Yeter artık oğluma eğer bir şey olursa bu kız yaşamayacak"
"Kendine gel Hatice senin dilin ne söyler"
" yenge" dedim Hafiften çıkan sesimle Hatice anneyle Kafalar'ın hemen bana çevirdiler" Bana bak Gelin Eğer oğlumun başına kötü bir hal gelirse Bunun bedelini en ağır şekilde sen ödeyeceksin"
Dedi Hatice anne
" Daye(anne) tamam kız zaten yeni uyandı O da üzgün görüyorsun" dedi dilan ağlamaktan şişmişti hepsinin gözleri, Dilan Hatice anneyi kolundan tutup kapıdan çıkarttı
Nazife yenge de tam çıkacağı sırada kolundan tuttum
"Yenge" dedim aglamaklı olan sesimle "beni Bora'ya götürürmüsünüz" gözleri dolmuştu
"Yapma keça min olmaz bize bile izin vermediler ben seni nasıl götüreyim" dedi elimi tutarak"yenge yalvarırım bir kez göreyim başka bir şey istemiyorum nolur" dedim ağlıyordum "canım çok yanıyor yenge yalvarırım anla beni " hıçkırıklarımı tutamıyordum
Başını salladı hafiften "tamam ,giy hadi üzerine birşeyler de götüreyim" dedi şefkatli sesiyle
"Teşekkür ederim" dedim fısıldayarak hafiften gülümsedi "konagın kapısının önünede bekliyorum keça min " hafif bir tebessüm edip onaylarcasına başımı salladım dolaptan bir kıyafet alıp aceleyle giyindim, hızlıca aşagı indim Nazife yenge arabanın içinde beni bekliyordu hemen arabanın kapısını açıp bindim.

                                      NAZİFE
Hangisi daha zordu be güzel kızım bana yenge demenmi yoksa sana ,Senin annen olduğumu sana söyleyemem mi? Dayanamıyordum güzel gözlerinden akan yaşlara, yutkunamıyordum sana her baktıgımda içimde sürekli kopan bir şeyler vardı
Yapamıyordum, seni kanatlarımın altına alıp 'annem ağlama ben buradayım hep yanındayım' diyemiyordum kırmışlardı çünkü kanatlarımı güzel kızım.Çok gençtim Zeyşan'ım yapamadım gücüm yoktu.
Hep derlerdi de inanmazdım, kız çocukları annelerinin kaderlerini yaşar diye tutamadım kızım küçük ellerini yapamadım ,durduramadım onları çok ağladım, ama acımı yaşamama bile izin vermediler
Uzaktan izledim senin büyüdüğünü ilk adımlarını ama izin vermediler sana koşup sarılmama her seferinde vurdular yüzüme kaçtım hep senin yanına sana demek için senide onu da yaşatmayız dediler yapamadım göze alamadım, özür dilerim beni affet Seni Annesiz büyütmeye mahkûm ettikleri ve onları durduramadıgım için

                                   ZEYŞAN
"Yenge,yenge! Geldik" dedim hafiften sıçrayıp camda olan gözlerini bana doğru çevirdi
"Sen git keça min ben buradayım " dedi başımı onaylarcasına sallayıp arabadan aşağı indim hızlı adımlarla hastaneye girdim
Hastane kapısında yığınla adam vardı adamlardan birine sordum.
"Bora iyimi hangi odada?" dedim adam yüzüme bakmadan
"Ağam ameliyatta yenge durumundan bilgim yok yukarıda " dedi koşar adımlarla yukarı kattaki ameliyathanenin önüne geldim Bedir ve Yiğit  ameliyathane kapısının önündelerdi Yiğit Bedir'in en küçük erkek kardeşiydi
"Bedir, Bora iyimi" dedim  Bedir bana yüzünü çevirip tam konuşacagı sırada doktor Ameliyathane kapısından çıktı hızlıca yanına ilerledim Yiğit hemen doktora sordu" Durumu nasıl Doktor" dedi doktor yüzümüze bakıp cevap verdi
"Mermi fazla derine gittimiş hayati tehlikeyi atlatamadı şimdi yoğun bakıma alacağız biz elimizden geleni yaptık gerisi takdir-i ilahi  " dedi doktor lafını bitirip ilerlemeye başladı ardındanda sedyeyle arkasından Bora'yı getirdiler tuttum ellerini buz gibiydiler "ben buradayım adam, hep senin yanındayım yeterki bırakma beni sensiz" dedim üst kattaki yoğun bakıma götürüyorları bende hemen peşlerinden gittim Bora'yı aldıkları odanın karşısındaki camdan bakıyordum ona ağlamamı durduramıyordum "kalk hadi gidelim buradan ne olur"

 "Bora iyimi hangi odada?" dedim adam yüzüme bakmadan"Ağam ameliyatta yenge durumundan bilgim yok yukarıda " dedi koşar adımlarla yukarı kattaki ameliyathanenin önüne geldim Bedir ve Yiğit  ameliyathane kapısının önündelerdi Yiğit Bedir'in en küçü...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

       

TÖREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin