BÖLÜM 2

541 31 5
                                    

Multi:Evîn şahoğlu

ZEYŞAN

İlk defa bir gecenin sabahı olmasını istememiştim gördüğüm eziyetlere rağmen. Kapının açılmasıyla irkildim gelen Nazife yenge'ydi ağladıgımı görünce hemen yanıma gelip sarıldı hiç görmediğim annem gibiydi aynı konuşmaya başladı

"Oy benim güzel Zeyşan 'ım ağlama artık bak harap ettin kendini dünyanın sonu değildir ya Derdi veren Allah dermanı da verir üzme sen kendini emi güzel kızım benim" başını omuzuna yasladım şuan tek ihtiyacım olan şeydi bu iç çektikten sonra konuşmaya başladım

"Neden yenge ? Biz kötü birşey yapmadık ki sevdik sadece onlarda bize sahip çıksın istedik korusunlar istedik ne yaptık biz yenge günahımız neydi " dedim hıçkırıklarımı tutamazken onunda ağladığı belliydi biraz bekledi ve kendini toparlayıp cevap verdi

"Benim güzel zeyşan'ım eğer acı yoksa sevdada yoktur sende sabır taşı olacaksın bunların karşısında unutma sen güçlü olursan kimse seni üzemez" dedi beni güçlendirmeye çalışırken kapının arkasından Salih Amca bağrıyordu
"Nazife haydi birazdan imam nikahı kıyılacak zeyşanı alda
Gel " dedi yüksek sesle Nazife yenge elindeki siyah şalı alıp başıma doladı artık kalbimde bunun kadar karaydı asla kendimi ezdirmeyecektim onlara Nazife yenge ayağa kalktı o kalktıktan sonra bende kalktım ve kapıyı açtı ne olursa olsun yıkılmayacaktım aşağı doğru inmeye başladığımızda bacaklarım titremeye başlamıştı sevdiğim adam şimdi başkasının yanında uyuyacaktı onun kokusunu içine çekecekti belkide benle bulamadığı huzuru onla bulacaktı en acısıda onun çocuğu olacaktı işte en çok canımı bu yakıyordu ya.
Ve sonunda aşağı inmişti bora merdivenlerin sonunda duruyordu göz göze gelmiştik artık yüzüme bile bakmıyordu hemen salona geçtik kuma gelen kız yerde oturuyordu karşısında da hoca vardı çok geçmeden bora gelmişti
Hoca fazla beklemeden sordu
"Sen kağzım oğlu bora Haşmet kızı Evîn'i karılıga kabul ettinmi"
Bora gözlerini kapatıp
"Ettim " dedi hoca yine sordu
"Ettinmi"
"Ettim"
"Ettinmi" ve son kez sordu
"Ettim" dedi ne yapacaktım şimdi artık kimsem kalmamıştı söz vermişti ama sözünün eri olmamıştı bora ağa bana yalan söylemişti beni bırakmayacaktı ama yalandı son sözünden sonra koşarak salondan çıktım ve odaya girdim yardımcılar Kumanın çeyizlerini yatağa seriyorlardı kapıyı açtığımda yardımcılar bana baka kalmışlardı

Bunu nasıl yaparlardı benim yatağımı nasıl...
'Allah'ım bana nolur yardım et Nolur Allah'ım bana dayanma gücü ver Nolur 'dedim bacaklarım artık buna dayanamamıştı yere yığlmıştım yardımcılar yanıma yanıma gelip beni kaldırmaya çalışırlardı
Kalan son gücümle onlara seslenmeye çalışıyordum
"Bırakın Nolur bırakın " dedim kalan son gücümle de
"Çıkın " dedim kendimi biraz zorlayarak
"Ama gelin hanım bunları nikâha kadar sermeliyiz" dedi içlerinden biri
"Çıkın Nolur çıkın" dedim cılız sesimle çıktıklarında kapıyı kilitleyip ayağa kalktım çekmeceye yöneldim çekmeceyi açıp makası çıkardım bu eve gelinligimle girmiştim ve kefenimle çıkacaktım işte o gün bu gündü makasın sivri ucunu karnıma doğru çevirdim

BORA

Bu nasıl olurdu Evîn böyle birşeyin olması imkansızdı
Yardımcıların sesiyle başımı o yöne çevirdim daldıgım düşünceleri bir tarafa bıraktım ve yardımcıları dinlemeye başladım
"Ağam gelin hanım kendini odaya kilitledi ne yapacağımızı bilemedik kendine birşey yapmasından korkuyoruz ağam nolur anca siz çıkarırsınız onu "yardımcının sesiyle koştum merdivenleri ikişer ikişer çıkıyordum '. Nolur Allah'ım nolur yapmamış olsun yalvarıyorum yapmamış olsun' diyordum içimden merdivenle bitmiyordu sanki 'Allah'ım ben ne yaptım ona bunu nasıl yapabildim ' sonunda odanın kapısının önüne gelmiştim. Seslendim
"Zeyşan gülüm hadi aç kapıyı nolur " dedim ama açmamıştı içeriden bi inleme gelmişti
Göz yaşlarım akmaya başlamıştı
"Zeyşan yapma nolur " dedim kapıyı açmaya çalışırken biraz ilerledim ve kapıya bir omuz attım kapı açılmıştı zeyşan'ın ayağına doğru inen kanlar vardı hızla yüzümü zeyşana çevirdim

TÖREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin