HEY ÇÖMEZ !

267 19 7
                                    

Evet Duru daha önce kimseye aşık olmamıştı. Hem zaten Ateş ona göre biri de değildi sonuçta yüzlercesi geçmişti elinden. Sınıfta ki kızlar her teneffüs ya Ateş'in sınıfının önünde ya da voleybol sahasında olurlardı. Duru'ya göre bu tam bi aptallıktı. Duru teneffüslerini genelde bahçede kitap okumakla geçirirdi. Ve isminin yazılı olduğu bir kitap ayracı vardı. Haftanın son teneffüsüydü Canan Tan'ın Piraye adlı romanını okuyordu telefonu çaldı konuşurken kitabını oturduğu bankta unutmasın mı. Sonrada derse girdi zaten derste aklına kitabı geldi dersin ortasında ansızın kitabım diye bağırdı. Hocadan unuttuğu yerden almak için izin istedi ama hoca zaten son ders diyip izin vermedi. Okul çıkışı kitap okuduğu yere gitti ama kitap yoktu. Ve nerdeyse tören başlayacaktı herkes sırasına geçti okulun ukala çocuğu bi anda eline mikrofonu alıverdi ve şu sözleri söyledi " Okulumuzun çömezlerinden Duru soyadı her neyse kitabını bankta unutmuş eve gidince annesi kızar diye banktan aldım hey çömez nerdesin bak kitabın ağlar ama. " Ateş bunları söylerken en yakın arkadaşı Mert Ateş'i susturmaya çalışıyordu. Ceren ise arkadaşlarıyla kahkahaya boğuldu. Tabii Duru gidip kitabı alamadı ama kitap Ateş'te de kalmadı. Tören bitti Duru evinin yolunu tuttu o sıra arkasından birisi Duru Duruuu diye sesleniyordu. Kulaklığı takılı olan Duru duymadığı için Mert peşinden koştu bir kaç defa omzuna dokundu. Duru irkildi ve kulaklığı çıkartıp " sen naptığını sanıyorsun ukala ve oldukça aptal arkadaşın bitti şimdi sıra sende mi yoksa o mu gönderdi seni " dedi. Mert kitabı uzatıp;

"Benim günlerden beklediğim kadar
Günler de benden bir şeyler bekler
Fakat heyhat
Benim günlere verdiklerimi
Onlar bana
Asla veremeyecekler." Dedi. Mert'in Piraye'den bir kısım söylemesi Duru'nun oldukça hoşuna gitmişti. Ve bunu söylerken gözlerini bir saniye bile ayıramamıştı. Duyduklarına göre Mert daha sakin, terbiyeli, saygılı bir çocuktu ve galiba kitap okumayı seviyordu. Duru evine geldi ve derin bi oh çekti okulun ilk haftası bitmişti bile bir de törende yaşanılanlar yaşanmasaydı her şey daha güzel olurdu diye düşündü ama bir ara iyi ki yaşadım be Mert'i tanıdım diye aklından geçirdi sonra saçmalama Duru arkadaşı nasılsa o da öyledir kes mal mal gülümsemeyi diye engel olmaya çalıştı kendine. Ama farketti ki engel olamıyordu bu gülümsemeye. Sürekli aklına Pirayeden yaptığı alıntı ve o masum tebessümü geliyordu.

Sabah olmuştu evin tek çocuğu olunca da haftasonu kahvaltısı için ekmek almaya gidecek tek kişiydi. Hiç özen göstermedi hatta pijamasını bile değiştirmedi. Ekmekleri aldı kulağında kulaklık şarkı mırıldana mırıldana yürüyordu önüne dahi bakmıyordu fazlasıyla da uykusu vardı. Duru için her şey yolundaydı tabii dershaneye giden Ateş'le çarpışana kadar. Ateş " Aaa şu kitabını unutup ağlayan çömez değil misin sen şimdi de koluma çarptın önüne bakmanı tavsiye ederim ayrıca ayıcıkların güzelmiş " dedi ve kediyi okşarmış gibi saçlarını okşayıp gitti. Duru'ya konuşma fırsatı bile vermemişti. Duru kendi kendine " abi cidden yeter aynı okulda olduğumuz yetmemiş gibi bir de alt mahallede mi oturuyo Allah'ım sen beni bununla mı sınıyorsun" dedi. Az yürüdü durdu ve " Ne ayıcığından bahsediyor bu aptal " diyecekti ki eyvahhhhh pijama diye bağırdı. Ateş pijamayla görmüştü ya okulda dalga geçerse diye düşünmeye başladı. Sonra geçerse geçsin be dedi. Ama birşey vardı gülüşünde Mert'in kinden farklı olan birşey neydi bu ve Ateş nasıl böyle güzel gülüyordu?

Kamp AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin