Pazartesi sabahı olmuştu. Duru okula gitmek istemiyor gibiydi. Kafası karışıktı Mert hoş çocuktu ama aptal olmasına rağmen Ateşi düşündüğünde gülümsemeden edemiyordu. Kelebekler uçuşuyor mu yoksa bir bir ölüyorlar mı Ateş yüzünden. Duru düşünmeye ara vermesi gerektiğini anlamıştı biraz daha ara vermezse okula geç kalacaktı. Hazırlanıp evden çıktı. Az yürüdü ve korktuğu şey başına gelmişti. Ateş karşısında duruyordu ve " Pijamanı giymeyi unutmuşsun ciddi olmak gerekirse bu halinden dahada iyi" dedi Ateş. Sonra uzun ve hızlı adımlarıyla yürüdü gitti. Gülüşü Duru'nun içine yer etmişti. Ama bu gülümseme kelebeklerin intihar sebebi gibi birşeydi. Duru sonunda okula gelmişti Mert'le karşılaştılar. Tebessüm etti ama Ateşin ki gibi değildi. Neyi eksikti ki. Ukala mı olmalıydı yoksa saygısız mı Mert'in Ateş gibi etkilemesi için okulun önünde rezil mi etmeliydi Duru'yu.
Ateş her gelen 9. sınıf kızlarından birini gözüne kestirir gönül eğlendirirdi. Bu sene ki kızı seçmişti bile. Bu kız 9-B sınıfından Duru'ydu. Ateş Mert ve Ceren kantindelerdi Ateş şimdi beni izleyin dedi ve Duru'ya yöneldi.
Ateş : Naber ayıcıklı çömez
Duru : Ne istiyorsun?
Ateş : Numaranı yaz
Duru : Aptal insanları sevmem sevmediğim insanlara da numaramı vermem. Değerli zamanımı çaldığın için özür dileme çünkü özür dilerken vaktimi çalamaya devam edeceksin. Ve yarın okula pijamanla gel belki bu halinden daha iyidir.
Dedi ve tıpkı Ateş'in yaptığı gibi cevap vermesine bile izin vermeden kalktı gitti. Bu yaptığı Ateş'in kendini kötü hissetmesine yeterli olmuştu. İlk defa bir kız Ateş'i istememişti. Zaten Ates'in de istediğinden degildi sadece böyle şeyler yapmak hoşuna gidiyordu. Bu sefer işler istediği gibi gitmesede Duru fazlasıyla dikkatini çekmişti.
Duru sınıfına geçti ve naptım ben demeye başladı. Gülüşü huzur veren çocuğu resmen elinin tersiyle itmişti. Kelebekler tamamen ölmüştü ama bir gülüşü tüm kelebeklerin uçuşmasına sebep oluyordu. Anlayamadığı şuydu onu okulun önünde rezil eden birinin gülüşü neden bu kadar etkiler. Dinlediği her şarkıda aklına gelir. Teneffüstü Duru'nun kulaklığı takılıydı şu sözlerde Ateş yine aklından çıkmıyordu.
Kalbi aşk geçirmez yarası zırhlıdırGülüşünde bir şey var hep içime dokunur Bir derdi var her halinden belli
Anlatmıyor, anlatsa kurtulur
Kafası kendinden bile güzel bu gece
İçmiş içmiş salınır
Ruhumu yakan bir şeyler var içimde.Aynı zamanda şarkıyı mırıldanıyordu. O sıra sınıfın her şeyi bilen kızı sınıfa girdi ve okul gezisi olacağını öğretmenleri konuşurken duyduğunu söyledi. Nasıl yani şimdi aptal olduğu kadar huzur bulduğu Ateş'le geziye mi gidecekti diye düşünürken okul müdürü ve öğretmeni sınıfa girdiler. Gerçekten gezi vardı. Muğla'ya kamp yapılabilecek bi alana gidilecekti. Cuma günü okul çıkışı yola çıkılacakı. Ne yani hazırlanmak için sadece 2 gün mü vardı. Zaten ailesinden izin alması kolay olacaktı genelde böyle şeylere gitmesi hoşlarına bile gidiyordu. Eve gider gitmez eşyalarını toplamaya başladı bile. Yeni okulunda ilk gezisiydi en önemlisi de günlerce huzuruyla olacaktı. Ve Ateşi düşünmekten okuyamadığı kitabını da yanına almıştı. İlk günden tüm hazırlıklarını yapmıştı bile...
Gezi zamanı gelmişti bile Duru sabaha doğru boynuna dolanan kulaklığı yüzünden uyandı. 2 saat daha uyuyabilirdi. Ateş'i düşündü 2-3 dakika içersinde uyuya kaldı zaten. Gözünü biraz açtı annesi uyanması gerektiğini söylüyordu ama o rüyanın en heyecanlı yerindeydi. Prens dedi annesine prens. Annesi gülümseyip beyaz atı mı var yoksa dedi. Hayır bu bambaşka siyah bir atı var gülüşünü görsen öyle mükemmel ki tedavisi olmayan bir hastalığın tedavisi gibi diye mırıldandı ve gözlerini tamamen açtı. Gülümseyen annesini gördü ve hemen toparladı. Hikaye anne öğretmen istedi dedi annesi de üzerine gitmedi ve hadi şimdi okuluna biliyorsun bugün geziye gideceksin dedi. Demesiyle beraber Duru hazırlanmaya başladı saçını her zamankinden dahada özenli yaptı. Oldukça iyi hissediyordu. Ama günlerdir Ateş'i göremiyordu bi anda endişelendi. Sonra düşündü ki kötüye bir şey olmaz.
Okulun bahçesinden girdi ve Ateş'i gördü bankta oturmuş arkadaşlarıyla eğlenceli eğlenceli sohbet ediyordu. Sıraya geçtik okul müdürü geziye gideceklerin isimlerini okumaya başladı. Gizem Kara, Ayşe Öztürk............, Ateş Soylu, Mert Kaya,..... Ceren Saydam......., Duru Yıldız....
Neee sadece 9. sınıf olarak ben mii ve sadece 25 kişi miyiz diye düşündü Duru. Ayrıca Cerende geliyordu baş belası kız.
Okul bitmişti Duru'nun annesi ve babası eşyalarını okula getirmişlerdi. Annesini ve babasını öptü ve geziye gidenlerin bindiği otobüse bindi. Ateş Mert'le oturmuştu ve Duru'ya Cerenin yanından başka yer yoktu. Yüzünde ki istememeyi Mert hissetmişti ve Ceren'in yanına geçmişti. Duru'ya " Ufaklık sen buraya geçer misin yolcukluklarda Ateş'le oturmaktan fazlasıyla rahatsızım " diyip göz kırptı.
Aman Allah'ım huzurla mı oturacaktım saatlerce. Bir nefes uzaklığımda mı olacaktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/33939781-288-k219236.jpg)