Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Yoongi'nin mekanı)
Chaeyoung'un Anlatımından;
Jisoo, kısa bacağını demire kışkırtıcı bir şekilde bağladıktan sonra saçlarını savurdu. Yapmış olduğu hareketler yüzünden giyidiği ince deri iç çamaşırından neredeyse tüm uzuvlarını meydana sunuyordu. Kalçasını öldürü bir ağırlıkta sallarken tutunduğu demirde başını geriye doğru attı ve kendini döndürdü. Beylerin hepsi ağızlarında ki salyalar eşliğinde Jisoo'yu izkerken içkimden yudumladım.
Gecenin böyle başlamasına alışkındım. Her zaman olduğu gibi Jisoo, insanları kışkırtmak için elinden gelenin en iyisini yapardı. Beğendiği ve kışkırtmak için kudurduğu insanları elinden almaya bayılırdım. Ben böyleydim. Ulaşılması zor görünen insana ulaşmayı severdim.
Oturduğum masaya şöyle bir göz gezdirdim. Jimin ve Taehyung ikilisi deri koltuklara yayılmış bir şekilde Jisoo'yu izliyordu. İkisininde aklından geçeni tahmin etmek zor değildi. Hemen yan taraftarında Yoongi bulunuyordu. Bizim için ayırtmış olduğu locanın tek koltuğuna kurulmuş telefonu ile ilgileniyordu ve bir yandan sigarasını içiyordu.
Yoongi'nin kız kardeşi olan "masum" Lisa avel avel Jimin'in Taehyung ile olan kıkırdamalarını izliyordu. Evet. Kendisi tam bir rahibe idi. İçki içmez, dans etmez, biriyle göz göze geldiği an heyecandan tir tir titremeye başlayan ve erkek eli deymemiş gül gibi bir kızdı kendisi. Böyle söylediğime bakmayın içten içe fesatlıklarla dolu, dedikoducu, erkekler için yanıp tutuşan bir kız olduğunun farkındaydım. Burada sadece abisinden korktuğu için sus pus kız rolüne büründüğünün ve asıl gözününde kolunun altında olduğum Jungkook olduğunun da farkındaydım.
Sonuç olarak ben bir kızdım ve bize bakışlarının altında ki kıskançlığı anlayabilecek yaştaydım. Peki bu umrumda mıydı? Kesinlikle, hayır.
Lisa ile göz göze geldiğim zaman alaycı bir şekilde gülümsedim ve bardağımı kaldırdım. Bakışları Jungkook'un omuzumdan aşağıya sarkıtmış göğüsümün üzerinde olan eline kaydıktan sonra masanın üzerinde ki meyve suyunu aldı ve şirince gülümedi. Gülümsemesinin altında yatan anlamlar hoşuma gidiyordu. Sırf bu kız yüzünden en yakın arkadaşıma daha da yakın olmak istiyordum. Şaka gibi.
"Chae içki mi uzat mısın?" Kulağıma eğilerek konuştuğunda içkisini almayı üşendiğim için kendi içkimi uzattım. Telefonunu kilitleyerek bedenini hafifça kaldırdı ve arka cebine koydu. Hava duran elimden içkiyi aldıktan sonra Yoongi'ye döndü.
"Hyung. Namjoon Hyung nerede?" Kaşlarım istemsizce çatıldığında etrafa bakındım. Namjoon burda yok muydu? "Kuzeni yolu bulamadığı için onu almaya getti. Gelir birazdan."
