1.8

546 94 12
                                    

Arkadaşlar yorum yaparsanız çok makbule geçer valla.

-

Rocherrie: Jungkook

Rocherrie: şu an o kadar mutluyum ki seni öpebilirin hali hazırda bu civardaysan
Görüldü | 3:28pm

Servis barından öksürme sesi yükseldiğinde şaşkınlıkla oraya çevirdim başımı. Jungkook bir eliyle tezgaha yaslanmışken diğer eliyle ağzının etrafını kapatmış öksürüğünü dindirmeye çalışıyordu. Yanında da stajyerlerden biri vardı, ona mendil ve su uzatıyordu.

Sanırım tam zamanında atmıştım mesajı.

Rocherrie: ciddi değildim sadece mutluyum
İletildi | 3:29pm

Telefonun titrediğini gördüğünde eline alıp ekrana baktı ve aynı şekilde tezgaha geri koydu. Stajyerden aldığı mendili ağzının etrafına bastırdığında hâlâ ufak ufak sesler çıkarıyordu. Göz göze geldiğimizde yüzünün kıpkırmızı kesildiğine şahit oldum. Şu halini gören sevişme teklifi sunduğumu sanardı.

"Oldu mu?"

"Ha?"

Yeji son katladığı mendili, sanki kömürü sıkarak elmasa çevirmiş gibi büyük bir gururla önüme uzattığında bütün köşeleri birbirinden bağımsız yanlış katlanmış mendile göz gezdirdim. İkinci elin hatası uyarıyı hak ediyordu, değil mi?

"Yüzüğü takmaya çalışırken fazla çekiştirme. Masada dik durması gerek."

"Peki." dedi bıkkın ses tonuyla. Yorgun olmasını anlıyordum ama işi iyice mübalağaya vurmuştu.

Yeniden Jungkook'a döndüğümde bunu beklediğini belli ederek parmağıyla beni çağırdı. Gelemeyeceğimi anlatarak başımı iki yana salladım ancak bu defa işaret parmağını gösterip bir dakika süreceğini belirtti. İç çekip etrafa bakındım kaptan buralarda mı diye, şansıma görünürde yoktu. Kızlara içecek getireceğimi söyleyip masadan ayrıldım bara ilerledim. Her an heryerden çıkıp beni bozguna uğratabileceğinden oldukça temkinliydim.

Deske ulaştığımda şarapları dipfrize yerleştiren stajyeri yanına çağırdı. "Mola vermek ister misin Beomgyu?" dedi karşı konulamayacak kadar nahif bir sesle.

"İyi de şimdi geldim?" Adının Beomgyu olduğunu öğrendiğim çocuk şaşkınlığını belli edercesine konuştuğunda Jungkook dilini ıslattı. Ne yapmaya çalıştığını anlamak zor olmamıştı. "Demek akşam 6'ya kadar mesai yapmak istiyorsun?"

Ve Beomgyu elindeki şarapları olduğu yere bırakıp bardan çıktı.

"Saçmalama istersen?" dedim deske yaslanırken. "En fazla burada mı şimdi mi der üzülmüş gibi yaparsın sanmıştım."

"Ben bilmem." dedi kapı önündeki şaraplara ilerlerken. "Hazır restoran kadrosu genel müdürleyken öpücüğümü alıp kaçacağım zaten."

"Şu an vazgeçtim."

Aniden diklendiğinde başını tezgaha çarpmış ve acıyla inlemişti. Dudağımı ısırdım yüz ifadesine binaen. Gerçekten canı yanmış olmalıydı.

"Cilvenin dozunu kaçırmışsın gibi geliyor. Lütfen burada boşu boşuna boğulmaktan kıl payı yırtmış olmayayım Rosé."

"Kendi şapşallığının mesuliyetini bana yıkma." diye seslendim sahte agresyonla. Tamam, ben de abartmıştım sevinme olayını ama neden hemen ciddiye alıyordu ki? Neticede öpmeyeceğimi çok iyi biliyordu.

Yeji ve Aisha'ya mendil katlama çeşitlerini gösterdiğimde ikisi de ilk seferde öğrendiğimden heyecanımın azizliğine uğrayıp Jungkook'a mesaj atmıştım. Gerçi sadece mendili dörde katlayıp yüzük takmışlardı ama her neyse. Nihayetinde bir artık bir çeşit katlamayı biliyorlar mıydı? Biliyorlardı. Ve bu benim için yeterli sebepti.

"Savaş ilan ediyorum."

"Abartıyorsun." dedim göz devirirken. Bu çocuk niye öpüşmekte öpüşmek diye yandırmıştı, anlamıyordum.

"O zaman öp beni."

"Hadi şartları konuşalım."

Bozulduğunu belli edercesine iç çekti gözlerini boşluğa dikerken. Bazen fazla mı oluyorum diye düşünüyordum ama hayır, Jungkook'tan her ne kadar hoşlansam da iki buçuk haftadır tanıdığım biriyle öpüşmeyecektim. Prensip falan değildi bu, sadece açıkça henüz çok erkendi. Tam olarak birbirimizi tanıyıp tanımadığımız bile muallaktı.

"Öpen kaybeder." Omuz silkti. "Bu kadar." Ağzımı açıp kabul ettiğimi söyleyeceğim an aklına gelen şeyle "Ha bir de," dedi parmağını önüme uzatıp. "Bir başkasıyla flörtleşmek yok."

Kollarımı göğsümde çaprazlayıp bir ağırlığımı sağ bacağıma verdim ve alayla baştan ayağa süzdüm onu. "Mağlup olacağının farkında mısın?"

"Mukadderat." dedi tek kaşını kaldırıp çapkınca gülümserken.

Elimi öne uzattım. "Anlaştık."

Uzattığım elimi sıktı. "Anlaştık."

-

Dipfriz: Restoran ve barlarda soğuk içeceklerin saklandığı geniş dolap.

Sizi seviyorum 💕🌸

A midsummer night's dream.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin