R E C O R D I N G N O . 2
噩梦
"rüyalarını hatırlar mısın?" diye mırıldanıyor.
uzun saçları yüzünü kapatıyor. muhtemelen o an onu çektiğimin farkında bile değil.
bir sahildeyiz. çakıl taşlarıyla kaplı kimsenin olmadığı bir sahil. yere eğilmiş, iki büklüm bedeniyle taş topluyor.
"sadece uyandığımda güldürecek kadar saçma olanları. sen?" diyorum sorusuna karşılık.
"çoğunu hatırlarım. ama genelde hiçbiri güldürmüyor."
"kabus mu görüyorsun?"
"turna kuşlarımı görüyorum. her gece başka bir turna kuşumu.
elimde bir kibrit, onu yakmaya çalışıyorum. ama ne zaman yanacak gibi olsa bir rüzgar esiyor kibrit sönüyor. bazen kibrit sonuna kadar yanıyor ama kağıdı yakamıyor. ağlamak istiyorum, yaş akmıyor. bağırmak istiyorum, sesim çıkmıyor.
birileri yardım etsin istiyorum, ama kimse beni görmüyor."
elini taşlardan çekiyor ve bir süre duraklayıp başını kaldırıyor. ve batmakta olan güneşe doğru bakıyor.
"turna kuşlarımı yakamadan öleceğim diye korkuyorum."
hiçbir şey söylemiyorum. o susarken videoyu dalgaların sesi dolduruyor. batan güneşin ışıkları yüzünde geziniyor. sonra yine o gülüşü yüzüne yerleştiriyor.
o zamanlar anlamadığım o gülüş.
"çok güzel değil mi?" yumruk halindeki ellerini çenesine yerleştirerek iç çekiyor.
"günbatımı mı? evet, çok güzel."
"ne kadar parlak olursan ol, önünde sonunda batmak zorunda olduğunu hatırlatıyor."
sonra bakışları kameraya dönüyor. gözleri şaşkınlıkla irileşirken yapmacık bir sinirle bağırıyor.
"hey! ne zamandır kaydediyordun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
house of burning cranes
Short Story𝒉𝒐𝒖𝒔𝒆 𝒐𝒇 𝒃𝒖𝒓𝒏𝒊𝒏𝒈 𝒄𝒓𝒂𝒏𝒆𝒔 ❛❛ligeia'nın hayattaki en büyük amacı, gitmeden önce katladığı bütün turnaları yakabilmekti.❜❜ short story © may 2021 by indantesinferno