"Lalisa, beni dinliyor musun?
"Dalmışım, ne diyordunuz?"
Psikolog ile görüşmesi en zor geçen hastalardan biriydim. Öyle ki son seansta gelirdim hep. İnsanlar konuşup derdini anlatırken ben sadece anlaşılmasını isteyecek kadar yorgun hissediyordum. 30lu yaşların sonundaki doktor hiçbir bıkkınlık ifadesi göstermeden söylediklerini tekrar etti.
"Bir süre buradan uzaklaşmalısın"
Söyledikleri mimiklerimde hiçbir değişiklik yapmamıştı. Belki de buradan gitmeliydim. Onlar bu dünyadan yok olana kadar gitmeliydim. Yaşadıklarımdan sonra yaşamalarını da istemiyordum. Öldükleri gün rahat olurdum. Adalete teslim oldukları gün değil.
"Lalisa sen güçlü bir insansın zırvalığına girmeyeceğim. Buradan gidersen kafanı toplayabileceksin."
"Bittiyse gidebilir miyim?"
"Bavul hazırlamam gerekiyor"
Söylediklerime şok olmamıştı. Böyleydim. Kafama yattıysa direkt olur derdim. Düşüncelerimi söylersem işin içinden çıkamazdım. Karşımda oturan doktorun gözleri saniyelik dolmuş daha sonra o görüntü kaybolmuştu. Elindeki kalemi masaya vurmayı bırakmış ayağa kalkmıştı. Kollarını açınca tereddüt etmeden sarılmıştım. Bu süreçte birçok doktor görmüştüm. Hepsi beni daha çok delirtmekten başka bir şey yapmamıştı.
"Buraya bir dahaki dönüşünde kliniğe değil ama evime bir kahve içmeye beklerim"
"Her şey için teşekkür ederim. Hasta olmadığımı yaşadıklarım sonucu böyle olduğumu kabul ettiğiniz için size minnettarım"
"Hoşçakal Lalisa"
Klinikten çıkar çıkmaz soğuk hava tenime nüfuz etmişti. Tanıdık arabayı görünce içime tekrar bir sıkıntı doldu. Taehyung abartısız buraya gelince çıkana kadar beklerdi. Kendimle beraber onunda hayatını mahvediyormuş gibi hissediyordum. Araba'nın kapısını yavaşça açtım. Arabanın sıcaklığı tenimi ısıtırken Taehyung'a döndüm. Araba çalışıp hareket ederken konuşmaya başladım.
"Buradan gitmemin iyi olacağını söyledi" söylediğimde şaşırmayacağını biliyordum. Doktorum benden önce onlarla konuşurdu. Doğru olan bir şey varsa ilk onların haberi olurdu.
"Haberim var" Kafamla onayladım bakışları arada bir bana dönüyor eliyle saçlarımı karıştırıyordu. Küçük bir kız çocuğu gibi sürekli peşimde koşturuyordum. Suçluluk duygusu beni yine yoklarken tırnaklarımı elime batırıyordum.
Eve yaklaşırken elime yaptığım işkenceyi bitirmiştim. Korumalar uzaktan tıpkı bir et yığınına benziyordu. Onlara izin vermeden kapımı açıp arabadan inmiştim. Taehyung da inince sessiz adımlarla eve ilerledik.
Kapıyı açan yardımcımıza kısa bir selam verip annemlerin bizi salonda beklediklerini söyledi.
"Lalisa" annem kollarını açmış beni beklerken göz bebeklerim titremişti. Bu kadar ağlak değildim ama 10 yıl sonra tekrar aynı şeyleri yaşamak beni de eski Lalisa yapmıştı. Kollarımı anneme sararken Taehyung da rastgele bir koltuğa oturmuştu.
"Doktorun söylediğini kabul etmişsin"
Kafamla onayladım. Babam konuşmayacağımı anlamış olacak ki sözlerine devam etti.
"Okulun kaydını gideceğin ülkeye aldıracağım. Kalan yarım dönemi orada bitireceksin"
Bakışlarım yere düşmüştü. Okulda burslu okuyordum. Gece gündüz çalışıp kazanmıştım. Aileme göre dert değildi parayla da okuyabilirdim. "Fransa için yarına iki biletiniz var"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ineffable 𝄞 Liskook
Teen FictionYalnızca şu kadar önünde durabilecek cesaretim olsaydı Her şey daha farklı olur muydu? liskook #1 290621 lizkook #1 270521 Taehyung #1 310521 Lalisa #1 310521 Lisgguk #1 020621 fanfiction #1 150621 lisa #1 280621 Ineffable | Liskook Texting Tüm hakl...