Jungkook
"Allah'ın cezası içerek öldürecek kendini" kafamın üstünde dönen konuşmalara inat kafamı yastığa daha çok gömdüm. "Kime diyoruz biz Jungkook!"
Üstümden çekilen yorganla derince bir nefes alıp yatakta doğrulmaya çalıştım. Sadece çalıştım. Başım dönüyordu. Sanki kafamın içinde bir kurşun vardı. Gözümü sıkıca kapatıp tekrar açtıktan sonra etraf netleşmeye başladı. Yoongi, Jimin, Namjoon, Rosie ve Jisoo endişeli gözlerle beni izliyorlardı.
"Korkmayın henüz ölmedim" cevap vermelerine fırsat vermeden banyoya yöneldim. Göz altlarım da kalıcı bir morluk oluşmuş gibiydi. Saçlarım birbirine girmiş sürekli alkol almaktan rengim kaçmıştı. Yüzüme son kez su çarpıp aşağı kata yürümeye başladım. Basamaklarda gözüme takılan Leoyla dudaklarım titredi.
O da benim gibi Lalisa'nın geri geleceğine inanıyordu. Gözleri sürekli kapıda beş dakika olsun oradan ayırmıyordu. Yanındaki basamağa oturunca geldiğimi yeni fark etmişti. Elim tüylerine giderken bile titriyordu. "Leo..." sığınacak bir yer arar gibi hemen üstüme çıkmıştı. Normalde umursamaz bir kediydi. Lalisa Fransa'ya gittikten sonra böyle yapmıyordu.
Aslında herkes gibi o da biliyordu. Lalisa geri dönmeyecekti. Kendi düşüncelerim bile beni ezerken bu hayata onsuz nasıl devam edeceğimi düşündüm. Gözümden yaşlar düşerken gözümün önüne kanlar içinde hastaneye kaldırılan halı gelmişti. Son kez gülümsemesi...
Taehyung neredeydi kimse bilmiyordu. Cenazeden sonra kimse haber alamamıştı. Yaşadığı acıyı biliyordum. Abim öldüğünde defalarca ölmeyi denemiştim. Ama sonuç şu an buradayım sevdiğim kadının gidişine ağlıyordum. "Jungkook gel hadi bir şeyler ye" Leo kucağımdan çıkıp basamağa uzanınca gözleri yine kapıya dönmüştü. Sarsak adımlarla merdivenden inip kendimi Jiminin yanına attım kendimi.
Jimin eli omzumu dostça sıvazlarken Jisoo konuşmaya başladı. "Jungkook..." bakışlarım ona dönerken "Lalisayı çok özlediğini biliyoruz. Bizde onu çok özledik bazen sanki yüreğimi biri söküp atıyor diye düşünüyorum" göz yaşlarını silerken konuşmaya devam etti. "Ama annen ve baban da harap oldular" rosie konuşmaya atlayınca gözlerim ona döndü.
"Ya evdesin ya da barda" gözlerimi kaçırdığımda
"Yapma bunu kendine artık Lalisa seni böyle görürse ne kadar üzülür haberin var mı?" adı geçince gözlerim dolmaya yeminliymiş gibi davranıyordu. Bazen keşke diyorum çok uzakta yaşadığını bilseydim yeterdi. Ama yoktu. Her gün Lalisa'nın ben hayattayım geri dönmesini bekliyordum.
"B-ben..." cümleleri toplamakta zorlanıyordum. "Ben zaten yaşamıyorum" tıpkı bir çocuk gibi oturup ağlayabilirdim. Tamı tamına 1 yıl geçmişti. Acı bitmiyordu. Her gün daha da katlanılmaz bir hal alıyordu. "Buradan uzaklaşalım mı? Sana da iyi gelir kendini toparlarsın biraz?" Gözlerimin içi yanıyordu. "Toparlanmak istemiyorum..." Aniden bir hıçkırık koltuğunda gözüm tahmin ettiği kişiye döndü. En az benim kadar harap olmuş kuzenim. "Ben de onu çok özledim..." hıçkırıkların arasında konuşmaya devam etti.
"Onu o kadar özledim ki bazen dayanılmaz oluyor" aniden tişörtünü kaldırınca benim de gözlerimden yaşlar dökülmeye başladı. Rosie 39 kiloydu. Şu 1 sene de hem acı çekip hem beni toparlamaya çalışmıştı. Artık yemek yediği gibi kusuyordu. Bencil bir piç gibiydim. Ama elimden bir şey gelmiyordu. Ya ben kendi sonumu getirecektir ya da ona olan özlemim beni bir gün öldürecekti.
"Bu böyle olmayacak..." Namjoon düşünüp konuşmaya devam etti. "Eğer kendinizi öldürmek istiyorsanız bravo doğru yoldasınız.." gözlerim ellerime dönmüştü. Ellerim bir savaş içerisindeyken "Jungkook biliyorum açın büyük... Ama senin de bizi anlaman lazım kardeşim dediğim insan gözümün önünde eriyip gidiyor.." Benim de bu acıyı onlara yaşatma hakkım yoktu. Sahi kimin vardı ki?
Bu ortam da biraz daha kalırsam kafayı yiyecektim. Arkamdan konuşmalarına kulak asmadan askıdan deri ceketimi alıp evden çıktım. Yoldan bakınca artık eski Jungkook değildim. İnsanların beni görünce kaçtığına bile yemin edebilirdim. Marketten birkaç tane bira alıp yürümeye başladım. Okulun önünde durunca birayı gülerek kafama çektim. "Ben geldim sevgilim.." Güvenlik beni görmesiyle yine yeniden göz devirmişti. "Yine mi sen" kafam hafiften uçmaya başlamıştır bile.
"Ne oldu beğenmedin mi?" ufaktan sinirlenmeye başlayınca uğraşmak istemediğim için her zaman yaptığım şeyi yaptım. Cebimden çıkardığım birkaç kağıt parayı masasına fırlattım. Babamın istemem yan cebime koy dediğim parasını bu gidişle bitirecektim. Okulun arka bahçesine ilerlerken kalbimde tatlı bir sızı meydana gelmişti. Bir sürü el izinin olduğu yerde adımlarımın ezberlediği köşeye geçip oturdum. Burada Lalisanın eli vardı. "Lisa..." biramdan kocaman bir yudum alırken tat boğazımı delip geçmişti.
"Lisa ben seni çok özledim..." elimi kaldırıp onun el izinin üstüne koyunca ne kadar küçük kaldığını tekrar tekrar şahit oldum. "Lisa ben yapamıyorum" gözlerimi bir kez açıp kapatınca gözlerimin de artık bulanık görmeye başladı. "Jungkook" Lisanın sesini duymamla etrafıma baktım. Uzaktan bana sanki gülümsüyordu. "L-lisa" hayal olduğunu biliyordum.. Yerimden kalkınca dengemi kuramayıp dizlerimin üstüne düşmüştüm. "Lalisa ben seni çok özledim" üstündeki elbiseyle tıpkı bir meleğe benziyordu. "Ben de seni özledim" göz yaşlarımı silip "Lisa beni de götür lütfen dayanamıyorum" güzel gülümsemesi ile bana doğru geldi. "Hayır sevgilim... Kavuşma günümüze daha çok var"
"Ben dayanamıyorum sensizlik çok kötü" eşsiz gülümsemesi dudaklarından silinmiyordu. "Gitmem gerekiyor..." göz yaşlarımdan önüme göremezken bağırmaya başladım. "Hayır, hayır ne olur gitme"
"Belki dönerim sevgilim..."
İçimde volkanlar patlarken kafamı duvara vurmaya başladım. Bu hayatta bir şeyin cezasını çekiyordum. Tanrı sevdiklerimi benden alıyordu. Belki de onlar hayattayken yeterli değeri veremediğimden. Birayı kafama dikerken kendime olan nefretim beni bitiriyordu. Lalisayı önceden defalarca üzdüğüm için, abim hayatta iken her gün kavga ettiğim için tanrı beni cezalandırıyordu.
Yağmur şiddetini arttırırken yere uzandım. Beynimde onun sesi yankılanıyordu...
"Belki dönerim sevgilim..."
Bölüm Sonu ❤️
Merhabaa, yine uzun süreli gitmişim gibi hissettim. Üzülerek söylüyorum ki Ineffable için finale yaklaştık. Yazarken acemiliği iliklerime kadar hissediyorum. Umarım ilerde daha iyi olur xkdjkdmdmx⁵
Bu yola çıkarken hiç böyle okunma sayısı veya yorum tarzı şeyleri beklemiyordum gerçekten gördükçe çok mutlu oluyorum.
Kurgu 30k okumayı geçti okuyan herkese çok teşekkür ederim
Reklam zamanı shsbsdjbddjnd Love or leave adında bir kurgu yayınladım bakın olur mu seversiniz umarım 🥺
Sınır: 90 vote 25 yorum
bebeğim 🤍🥺
⭐ Touch me
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ineffable 𝄞 Liskook
Teen FictionYalnızca şu kadar önünde durabilecek cesaretim olsaydı Her şey daha farklı olur muydu? liskook #1 290621 lizkook #1 270521 Taehyung #1 310521 Lalisa #1 310521 Lisgguk #1 020621 fanfiction #1 150621 lisa #1 280621 Ineffable | Liskook Texting Tüm hakl...