Bir anda dengemi kaybettim biri bana arkamdan vurmaya çalıştı.
Vurmayı beceremesede dengemi bozmuştu yere düşmeden duvara tutundum ve arkama döndüğümde.
Sarışın ve elinde silahı olan birini gördüm bana sırıtarak bakıyordu bir anlık dikkati dağılmıştı ve bunu fırsat buldum.
Kapıya doğru ilerledim kapıyı açarak kaçtım ama arkamdan 3 el ateş etmişti ara sokağın birinde saklandım.
Sol tarafımın yandığını hissediyordum bu yanma acıyla karışmıştı elimi soluma götürdüğümde elim kanlar içindeydi.
Gözlerim karardı birden yataktan kendimi attım rüya görmüştüm ama o kadar gerçektiki bir an kendimi öldüm sanmıştım.
Saatte baktım alarmın çalmasına on dakika vardı hemen bir duş alacaktım.
Çünkü ter içindeydim rüyadan dolayı korkmuştum o kadar gerçektiki.
Duş aldıktan sonra üzerime siyah v yaka tişört giydim ve dar Slim bir kot giydikten sonra akşamdan biraz çorba kalmıştı bir bardak kahve ile yedikten sonra işe gidicektim.
Kahvaltıda herzaman kahve içerim çünkü uykumun ağır basmasını engelliyordu ve evden çıkmak için kapıya yöneldim ve aklıma sandığıda almak.
Geldi çünkü gördüğüm rüyadan etkilenmiştim ve işimi şansa bırakmam asla sandığıda aldım yola koyuldum sandık o kadar ağır değildi.
Ama bunu işe götürdüğümde sağlam bir yere bırakmam gerek diye düşündüm iş yeri evimden iki kilometre ilerde ve iş yerine yaklaşmak üzereyim otobüs durağa yanaştı ve iş yerine gelmiştim.
Patron içeri girdiğimde Günaydın Daniel elimdekide ne öyle dedi şey bi kargo yan komşum yaşlı olduğu için bana rica etti bende akşam çıkışta deslim edecektim efendim.
Tamam Daniel sorun yok ha bu arada muhasebeden gün içinde lazım olan miktarda para almayı unutma.
Peki efendim dedim önlüğü takıp işimin başına geçtim ve hala bu kadar iyi insanların olduğunu bilmek beni mutlu ediyordu sanki patron bir melek gibiydi aklımı okuyup dertlerimi alıyordu.
Öğlen arası olmuştu ve kahve molası yapıyordum mutfağın bahçesinde birdenbire gözüm karardı elimden fincanı düşürmek üzereyken sıkı bir şekilde tuttum ama hala.
Gözüm karanlıktı önümde birseyler belirmeye başladı burası şehir merkezindeki bir depoydu ve terk edilmiş harabeydi burasını biliyorum çünkü şehir merkezine giderken.
Kullanılan yol üzerinde bulunuyor ve birden yanımdan siyah bir araç geçti.
İçinden bir kaç kişi indi yanlarında gözleri bağlı biride vardı biraz yakından bakınca bendim.
Bu benim burda ne işim var diye düşünüyorum beni ite kaka depoya götürdüler ve yakınlarına gittim.
Adamlardan birisi gözlerini yani gözlerimi açtı bir sandalyeye oturttular ve arkadan bir kişi daha gelişmişti meraba Daniel dedi.
Birinin koluma dokunmasıyla kendime geldim bu garson kızdı daha tanışmamıştık.
Hey dedi yeni çocuk hoş geldin dalmış bakıyordun tam beş dakikadır aynı yere dalmış gitmişsin rahatsız etmek istedim.
Ama dayanamadım ben rose ya senin ismin ne yakışıklı benmi demem ile yok arkandakine sordum dedi hemen ilk lafınıda sokmuştu ben Daniel rose tanıştığıma memnun oldum dedim.
Şey ben burada hesapları masalaradan alırım ve sipariş kabul ederim senin görevini patron söylemedi şuanda ne yapıyorsun dedi.
Anlamıştımki bu kendine dedikodu arıyordu sipariş deslim ediyorum dedim iznin olursa işim var gidebilirmiyim çünkü sıkıcı bir tipdi umarım fazla konuşmak durumda kalmayayım.
Yoksa beni lafları ile sorguya almasından korkuyorum yanından içeri geçtim ve birazda kızgındım gördüğüm görüntünün ne anlama geldiğini anlamadan rahatsız etmişti benim bir huyumda vardı insanlar bana karşı hatalı birşey yapsalarda kızamıyordum hep bu huyum yüzünden kaybettiğim doğrudur.
Herneyse bir sipariş var dediler sipariş antikacıdan gelmişti bu tesadüf felan olabilirmi dedim tesadüf olmalı çünkü burda çalıştığımı kimse bilmiyordu antikacıda dahil.
Kutuyu ve siparişleri aldım ama önce jasona söylemem gerekli sonuçta burada çalışan biriyim yanına giderek.
Efendim sipariş götürdüğüm yere yakın kargoyuda teslim edebilirmiyim izniniz olursa.
Ne demek Daniel tabikide götürebilirsin sağolun efendim dedim ve yanından ayrılacaktım arkamdan kendine dikkat et Daniel dedi.
Ya sanki adam benim için dünyaya gelmiş iyilik meleğimdi siparişi sandığıda aldım yola koyuldum.
