Selam 🎲
Vote (oy) vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar.
...
Carmen'den
Üstümü değiştirmiştim ve Salvatore konağına gidiyordum.
Aklımda bir kaç tahmin vardı ama asıl olayı oraya gidince anlayacaktım.
Umarım Klaus ile ilgili bişi değildir. Çünkü her ne kadar anlaşamasakta babamı seviyordum.
Karnımın guruldaması ile güldüm. Bende bir melezdim ve yemek ihtiyacım oluyordu.
Uzun süredir ne kan içmiş ne de bir şey yemiştim. Bunun huysuzluğu hâlâ üstümdeyken, ne yapacağımı kestirmek zordu. Çünkü gerçekten açken oldukça sinirli ve sadist biri oluyordum.
Sadistlik genlerimde varken bununla nasıl başa çıkabilirdim ki?
Bence bunu oldukça iyi başarıyordum. Gerçek kişiliğimi gizlemek bana zevk ve heyecan veriyordu.
Gerçi bir Mikaelson'sanız hayatınız hep aksiyon dolu olurdu. Bundan şikâyetçi değildim.
Babamla farklı taraflarda olmaktan nefret ediyordum. Bu ilk defa başıma geliyordu. Arkadaşlarım için onu karşıma almıştım.
Ama yapmak istediği şey....Kabul edilemezdi.
Salvatore konağına gelmiştim. Kapıyı çaldım.
Açan kişi Bonnie'ydi. Ona gülümsedim ve sarıldım.
"Merhaba"
"Hoşgeldin Carmen. Içeri gel."
Gülümsedim ve içeri geçtim. İçeride Damon, Elena ve Caroline vardı. Bir de içeri yeni giren Bonnie.
Montumu çıkarırken sordum.
"Stefan nerede?"
Elena, "Avlanmaya gitti." Dedi.
"Ah benimde ihtiyacım vardı. Haberim olsaydı beraber giderdik."
Elena pek mutlu olmuş görünmüyordu.
Ah! Seni sürtük! Damon'la ara sokaklarda öpüşürken Stefan'ı mı kıskanıyordu?
Elena zoraki bir gülümseme gönderdi.
Şuan evimizi izlediğine bahse girerim. Cidden beni bu kadar salak mı sanıyorlar?
Ahhh! Bu iş bir an önce bitsin lütfen.
Koltuğa oturdum. Damon bana viski verirken gülümsedim.
"Teşekkürler."
Göz kırptı. "Rica ederim Cream."
Gözlerimi devirdim. "Bana ne zaman 'Cream' demeyi bırakacaksın?"
Güldü. "Hiçbir zaman."
Tekrar gözlerimi devirdim ve viskimden bir yudum aldım.
"Eee benimle ne konuşacaksınız?"
Bonnie derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Carmen, biliyorsun ki baban Elena'yı öldürmek istiyor. "
Kafamı salladım.
"Onu durdurmanın bir yolunu bulduk."
Kaşlarımı çattım. "Nasıl bir yol?"
"Bir kazık. Ak meşe kazığı.."
"Ne!"
Hızla ayağa kalktım. Sinirle Elena'ya bakarken, Damon Elena'nın önüne geçmişti.
Gerizekalı..Istesem onu bir dakika içinde öldürebilirdim. Bir sürtük için canını ortaya koyması..Çok saçmaydı.
Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım.
Sakin ol Carmen. Sakin ol.
Tekrar yerime oturdum ve Bonnie elimle konuşması için işaret verdim.
"Bu kazık onu öldürmeyecek Carmen! Bunu büyü ile sağlayacağım. Sadece uzun bir süreliğine uyutacak. Elena'nın öldüğüne inanacak ve peşini bırakacak. O şehirden gidene kadar Elena başka bir şehirde kalacak. Gittiğinde de geri gelecek."
"Peki Elena'nın ölmemesini nasıl sağlayacaksınız? Babam bütün kanını içicek?"
"Ona vampir kanı vereceğiz. Öldüğünde geri dirilecek ve sonra ona tedaviyi içereceğiz."
"Neden babamı uyutacak bir kazık saplamadan direkmen ona kan verip sonra dirilitmiyoruz?"
"Çünkü Elena tekrar insan olduğunda onun kanı ile daha fazla melez yaratabilecek. Bunu kendi kanı ile de yapabilir ancak görsel ikiz kanı ile daha güçlü olurlar. Ve Klaus her zaman en iyisini ister."
Kafamı salladım.
"Babam ne kadar uyuyacak?"
"Yaklaşık bir hafta." Dedi Caroline.
Damon yanıma yaklaştı ve sordu.
"Aslında Carmen...Senin kanınla da melezler yaratılabiliyorken neden baban kendi melezlerini yaratmak istiyor?"
Elena "Damon!" Diye uyarsada o da bir cevap bekliyor gibiydi. Hepsi bekliyordu.
"Babam gücü ve kontrolü elinde tutmak isteyen biri. Eğer ben melez yaratırsam onlar bana sadık olacaklar. Babama değil. Babam gibi paranoyak biride bunu kabul etmezdi. Ve etmedide."
Damon gözlerini kıstı ve yüzüme bir bardak attı.
Kolyem parladı ve büyü gücüm ile bardağı tuttum.
Normal bir melez mi yoksa gerçekten o üçlü mucizevi melez mi olduğumu ölçüyordu. Akıllıcaydı..Ama paranoyakça ve sinir bozucu.
Damon'un gözlerinden, gözlerimi ayırmadım ve elimi ters çevirip bardağın Damon'un omzunun yanından geçerek duvara çarpmasını sağladım.
Hâlâ gözlerine bakıyordum. Damon ani tepki verirken gözlerimi ondan çektim ve Bonnie baktım.
"Pekâlâ Bonnie. Babam gidip anlaşmak istediğinizi söyleyeceğim. Kendimde pes etmiş gibi yapacağım."
Kafasını salladı o sırada Caroline, Elena ve Damon birbirine bakıyorlardı.
"Söylemek istediğiniz başka birşey mi var?"
Elena, "Hayır" dedi ve yalandan bir gülümseme gönderdi.
Bende gülümsedim. "O zaman vakit kaybetmeden planızımı uygulayalım değil mi?"
Gülümseyerek arkamı döndüm ve kapıya kadar yürüdüm. Çıkarken, "Stefan'a selamınızı söylerim." dedim.
Arkamı döndüm ve kapıyı tutarak şaşırmış yüzlerine baktım.
Tekrar gülümsedim. "Avlanmaya giderken onu görebilirim. Görürsem selamınızı söylerim." Dedim ve dışarı çıktım. Kapıyı büyü gücüm ile kapattım ve eve doğru yürümeye başladım.
Aptallar...
Diğer bölümde görüşürüz ♡