Eleştiri Kazanı: Draco Malfoy

412 54 114
                                    

Eleştiri Kazanı'nın yeni bölümüne hoş geldiniiiz!

Asla ortası olmayan bir karakteri yazacağım şimdi. Ya seven fanatizm, toxiclik derecesinde seviyor ya da sevmeyen hiç ama hiç sevmiyor.

Şimdi gelelim benim görüşüme,

Ben Draco'yu birine benzetiyorum. Ve bu birini hepiniz çok seviyorsunuz, tıpkı benim de çok sevdiğim gibi. Evet, aklınıza bir isim gelmiş olabilir:

Regulus Black.

Draco ve Regulus tarihin tekerrür edişinin bir simgesi adeta. Şimdi diyeceksiniz ki "ırkçı, zorba biri Slytherin'in kahramanıyla nasıl eş olur" 

BİR DAKİKA DİNLEYİN!!!

Draco, sahiden ırkçı- Irkçı olmasının da ötesinde zorba ve kendini herkesten üstün gören bir çocuktu. Tüm altı kitap boyunca bu anlatılıyor. Ki ben de o kısma tüm kalbimle katılıyorum. İnanılmaz derecede içinden pislik akıyordu.

Bu yetiştirilme tarzıyla belki alakalı olabilir ama kendi aklını kullanabilecek yaşa geldiğinde de aynı tavırları sergilediğinden ötürü o tezi de pek desteklemiyorum.

Şimdi, Draco ile ilgili bilmeniz gereken EN önemli şey:

AİLESİ TARAFINDAN ÇOK SEVİLİYORDU.

Filmdeki Lucius Malfoy, kitaptakiyle aynı kişi değil. Şimdi Lucius'un Draco'ya olan sevgisinin kanıtlarını sizlere göstereyim:

1) Oğlunun Quidditch takımına girmesi garanti olsun diye tüm takıma -7 kişiye- son model süpürgeler almıştı.

2) Oğlunu yaraladı diye -tamamen oğlunun hatası ve ölümcül bir yara bile değil hemen iyileştirildi.- bir Hipogrif'i infaz ettirmek için Bakanlık'taki üst derece görevlilerle konuştu. 

Şahgaga'nın infazına Fudge bile -dönemin Sihir Bakanı- gelmişti. Bir kuş öldürmeye Sihir Bakanı'nın geldiği nerede görülmüş?!

3) Hogwarts Savaşı esnasında Draco'nun Hogwarts'ta olduğunu bildiğinden Voldemort'a savaşı durdurması, geri çekilmelerinin belki de daha doğru olacağını söyleyerek yalvarmıştı. Sırf Draco'yu bulup güvene almak için. (Ölüm Yadigarları, Snape ölmeden hemen önce Harry zihin bağlantısı sayesinde bu ana tanık oluyor.)

4) Lucius ve Narcissa asasız bir şekilde -Lucius'un asası Voldemort'taydı ve daha sonra onu kırmıştı. Narcissa'nın asası ise Draco'daydı çünkü Draco'nun asasını Harry almıştı.- Büyük Salon'daki savaşın ortasına dalıp Draco'nun adını haykırarak onu bulmaya çalışmışlardı.

Yani... Lucius'un Draco'yu sevmediğini ve değer vermediğini savunmak saçmalık.

O yüzden Sirius ile Draco'nun karşılaştırılması bana saçma geliyor. Sirius ailesi tarafından şiddet görüyordu. Fiziksel yönünü bilmiyoruz ama psikolojik şiddet bile yeterli. Onlar tarafından sevgi görmüyordu ama James ve diğerleri ona ihtiyacı olan sevgiyi verebiliyordu.

Bu yüzden her şeyi arkasında bırakıp James'e sığınabildi.

Ama Draco ailesi tarafından seviliyordu. Sevildiği bir yerden ayrılmayı niye düşünsün ki? Ki zaten gitse diyelim... Kime gidecek? Ailesi Ölüm Yiyen olan Crabbe ve Goyle'a mı :D

Neyse, Draco babasının yerini alarak bir Ölüm Yiyen oldu veya Ölüm Yiyenler için çalıştı, orası şaibeli ki bence Ölüm Yiyen olmuştur ama dediğim gibi bu konu tartışılır.

İşler tam o noktada ciddileşti. Draco lafta kalan bulanık, bulanıklar ölse sözlerinin eyleme dökülmesinin o kadar da kolay olmadığını fark etti. Dumbledore'u öldürmek zorunda olup bununla uğraşırken bir yandan da kendiyle boğuşuyordu sanıyorum.

TABİİ HARRY'YE BANYODA CRUCIO ATMAYA ÇALIŞMASINI UNUTMAYIN. BAK YİNE FENA OLDUM.

Derin nefes al-ver. İyisin Audris, devam.

Draco'nun seçim şansı olmadığı konusuna ben de katılıyorum. Dediğim gibi, gidecek bir yeri yoktu. Altın Üçlü'den yardım istemeye de affedersiniz ama gururu yemezdi çünkü burnundan büyük egosu vardı.

Dumbledore'a da gitmedi çünkü onun ona yardımcı olabileceğini düşünmüyordu. Voldemort korkusuyla ve onun ne kadar büyük bir büyücü olduğunu duyarak büyümüş bir çocuk Voldemort korkusundan hiçbir şey yapamaz.

AMA!

AMA!

Draco, Dumbledore'u Astronomi Kulesi'nde sıkıştırdığında Dumbledore "Sana yardım edebilirim, bunu yapmak zorunda değilsin. Seni de aileni de korurum." dediğinde Draco'nun bir seçim şansı vardı.

Ve o bu şansı kullandı. 

Asasını indirmeye başladı.

Çünkü bir insanı -bu insan hiç sevmediği Dumbledore olsa bile- öldürmek istemiyordu. Tabii sonra Ölüm Yiyenler geldi, Draco yine kapana kısıldı.

Voldemort, Malfoy malikanesinde kalıyordu bildiğiniz gibi ve birkaç işini Draco'ya yaptırmıştı. Harry, Voldemort'la ilgili birkaç şey gördüğünde Draco'yu da orada gördüğü olmuştu.

Ve Draco'nun ne kadar korktuğunu, beyazlamış gözüktüğünü de söylüyordu. Hatta bir paragrafta yanlış hatırlamıyorsam -en son Ölüm Yadigarlarını KBY'yi yazarken okudum- "Kim bilir neler yaşıyordu" gibisinden bir düşünce geçiyordu Harry'nin zihninden.

Tam cümleyi hatırlamıyorum tabii ki kitabı aradım ama hangi bölümde geçtiğini de hatırlamadığımdan bulamadım.

Neyse, sonra Malfoy malikanesi olayı yaşanıyor. Hermione'nin sokma laneti yüzünden Harry'nin yüzü tanınmaz halde. Ve Draco'dan onu teşhis etmesini istiyorlar. 

Tekrar bir seçim şansı vardı. Ve Draco yine seçimini yaptı.

Harry'yi onlara vermedi.

Sonra İhtiyaç Odası'nda Crabbe, Goyle ve Draco; Altın Üçlü'yle karşılaştı. Crabbe veya Goyle, ikisinden birisi, Harry'ye Öldüren Lanet ve İşkence Laneti atmaya çalışırken Draco yine bir seçim yaptı.

Onları engellemeye çalışarak Altın Üçlü'ye zarar vermelerine engel olmaya çalıştı.

Yani Draco'nun seçim şansı olmadığı doğru ama seçim yaptığında da yaptığı seçimlerin ne olduğu belli.

Ben Draco'nun karakterinin Dumbledore'un ölümüne bir-iki ay kala değiştiğini düşünüyorum. Ölüm Yiyenler arasına katılıp saçılan dehşeti kendi gözleriyle gördüğünde içinde bir şeyler değişmeye başlamış olmalı.

Sonuçta annesinin kucağında ve Hogwarts'ın güvenli duvarları arasında bir şeyler hakkında atıp tutmak kolay. 

Yani savaş sonrası Draco için bazı şeylerin daha iyi olduğunu düşünüyorum, safkan görüşlerini savunmayan Astoria ile evlenmesinden belli.

Bu yönden Regulus ile benziyorlar işte. Regulus da bir Ölüm Yiyen'di, yüksek ihtimal ırkçı söylemleri de olmuştur muggle-doğumlulara karşı sonuçta büyüdüğü tarz belli ama işlerin ciddiyetini görünce korkup fikirleri değişti ve savaşta bir fark yaratmaya çalışırken öldü.

Draco bir Ölüm Yiyen'di, işlerin ciddiyetini görünce fırsatı oldukça seçimler yaptı ve sonradan daha iyiye evrildi. En azından daha iyiye evrildiğini ümit ediyorum.

Aralarındaki tek fark Regulus ölmeyi kabul edecek kadar cesurdu ama Draco o kadar ilerisini göze alamadı.

Bunun için de Draco'yu suçlamıyorum. Cesur olmak zorunda değildi.

O yüzdeeeen bence Draco güzel bir değişim geçirmiş zorba bir karakter.

Tabii şu da görmezden gelinmemeli ki Harry'nin çektiği acıların yanında Draco kulak kiri gibi kalır.

Toxic Draco stanler bunu unutmasın. Seçim şansı varken seçimini yapan bir çocuktu ama Harry'nin seçim şansı yoktu, savaşmak ve daha kötüsü ölmek zorundaydı.

Ayrıca hala Draco'dan daha çok sevilmesi gereken Slytherinler olduğunu savunuyorum :d 

AUDRIS'LE,Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin