Toprak

6.4K 329 33
                                    

İşte bir gecikmiş yeni bölümle daha sizlerleyim! Yaşasın gecikmiş yeni bölümleeer! Hemen okumaya başlayın, beklediğiniz için teşekkür ederim.

Vote sınırı: +35

Söyledikleri karşısında şok olmuşken ifadesizce ona bakıyordum.İçinden bu kadar şey geçirmesi beni şaşırtmıştı.

"Ben bunun için ne kadar çabalasam da," dedi yutkundu ve gözlerini gözlerimden alıp etrafta gezdirdi.

Dudaklarını yalayıp tekrar bana döndü.

"Sen çabalamıyorsun."

"Ne yapmalıyım?" diye sormak istedim ama yapmadım.Şuan yeterince sinirliydi.Daha çok sinirlendirmek istemiyordum.Onun yerine elimdeki telefonu bacaklarıma bırakıp arkama yaslandım ve karşıya odaklandım.

"Bu kadar mı?" dedi sinirli ama kendini tutan tavrıyla.Cevap vermedim ve sadece karşıya baktım.

"Güzel." dedi bıkmış sesiyle.Derin bir nefes verdi ve arabayı çalıştırmak için hamle yaptı.

Arada göz ucuyla ona bakıyordum.Yola odaklanmış, çenesini sıkıyordu.Bu kadar kolay sinirlenmesini köpekliğine veriyorum.

Yol boyunca sesimiz çıkmadı, radyoyu bile açmadık.

Arabadan inmek için emniyet kemerinin kilidine yöneldi elleri.O anda yol boyunca yapıp yapmamak arasında kaldığım şeyi yaptım.

Kilidimi hızla açtım ve arabadan indim.Kaşlarının altından bana ifadesizce baktı, kilidi açmak için tekrar kafasını eğdi.O anda telefonumu daha demin oturduğum koltuğun üstüne bıraktım ve kapıyı kapattım.

Hiçbir şey yokmuş gibi çantamı kavrayıp yürümeye başlamışken,kapının kapanış sesini duydum.Bana yetişti ve yanımda yürümeye başladı.

"Bunu kastetmemiştim." dediğinde elindeki telefonumu gözüme sokar gibi uzattı hala yanımda yürürken.Durduğumda durdu ve birbirimize baktık.

Elindeki telefonu, ucundan tutup kendime çektim ve cevapladım.

"Kusura bakma," dedim gözlerinin içine bakarak,

"Yapacak başka bir şey olduğunu sanmıyorum." dedikten sonra bir elimle pantolonunun cebinin ağzını açarken, diğer elimle telefonumu içine sıkıştırdım.Yüzüne bile bakmadan yürümeye başladıktan bir kaç saniye sonra, ayak seslerini duyar gibiydim.

Bana bilerek yetişmedi.En azından ben öyle sanıyorum.

Merdivenleri kendimden emince çıkarken bittiğinde, köşeyi dönüp sınıfıma girdim.

"Günaydın." diye laf atıldığında dönüp baktım.Selim.Yanında çakma sarışınımız yoktu.Aman ne büyük şans (!).

Oğuz'un sırasına oturmak için hazırlanırken daha çok yaklaştı ve karşılık bekledi.Tam sırama oturucakken cık cık cık diye ses çıkarıp, yolumu kesercesine elini duvara koydu.

"Günaydın demeyecek misin?"

Kendinden emin tavrıyla bıyık altından gülüyordu sanki.Bir eli duvarda, bir eli cebinde...

Kaşlarını anlamsızca oynatıp, beni etkilemeye çalışıyordu sanki.

"Çekil önümden." diye kolunu indirdiğimde diğer eliyle omuzumu kavrayıp beni kendisine döndürdü.

"Bugün yeni manitan yok sanırım." dedi alaylıca.Yan yan gülüyordu ve bu benim sinirimi bozuyordu.

"Evet canım ya." dedim ben de alayla suratımı süslü kokonalar gibi buruşturarak.

EV ARKADAŞIM BİR KURT ADAM! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin