13.Bölüm

1.1K 42 6
                                    


Fırat Saruhan:

  Karşımda durmuş şaşkın gözlerle bana bakan kadından gözlerimi ayırarak . Hemen arkasında masaya oturmuş  getirdiğimiz çikolataları yiyen adama döndüm . Yüzündeki gülümseme beni gördüğünde yavaş yavaş silinmiş suratını ciddi bir ifadeye sokmuştu. Tabi o yüzüne  bulaşan çikolatalarla ne kadar ciddi olabilirse.

Hazan fısıltılı bir sesle konuştu .

"Fırat "

" Neden kendine dikkat edecekmişsin  yavru kuşu ?" 

Diye sorduğumda ilk önce kaşlarını çattı daha sonra yüzümden bir cevap arar gibi göz gezdirdi . Sonunda bir cevap bulmuş gibi kaşlarını eski haline getirerek . Lakayt hallerine geri döndü

" Neden olucak malum ordu gibi gelmişsiniz . Dikkat etde yanlışlıkla birini ezme diyor.  Her yer insan kaynıyor  o da haklı. Az olmuş ya komşularınızı da çağırsaydınız. "

"Komşumuz ebe nine de geldi ya "

"Neee.  E yuh ama . Bana da yazık bu kadar kahveyi babanın uşağı mı hazırlıyor ya . Kimi bulsan çağırmışsın"

"Buralarda normal bunlar gelin hanım . Daha ne ki bu "

"Gelin hanım?"

İki adım yaklaşıp gözlerine baktım

"Gelin hanım ya . Babama onay verince fark etmiş olman lazımdı ama sen hala Saruhanlara gelin geleceğini fark edememişsin"    arkasında ki adama bakıp.
"Hareketlerinden de anlaşılıyor farkedemeyişin . Ama üzülme zamanla öğreteceğim ben sana " tıslar şeklinde yüzüne söylediklerime sadece göz devirip

" Niye geldin sen buraya.  İçerde otursana kahve getiriyoruz . "

"Lavaboya gidecektim ."

"Ve mutfağa mı girdin"

"Nerden bileyim nerde olduğunu "

"Sorsaydın birine halla halla. Sonra git hem kahve yaptım şurada . "

Gözlerini kısıp tek kaşını kaldırarak

" Yoksa kahveden kaçma numaraları mı bunlar . Ay sana inanamıyorum. Birde korkusuzum diye geçinirsin . Böyle ucuz numaralara ne gerek var "

"Ne korkacağım ben bir kahveden.  Cins cins konuşma "

" Tamam o zaman gir içeri iç kahveni sonra git nereye gideceksen "

"Gidiyoruz!"

"Ha unutmadan adettendir hepsini bitirmen lazım . Yoksa koskocaman Fırat Ağa bir kahve bile içemedi derler benden söylemesi"

"Tamam dedik uzatma "

"Peki "diyip gülümsedi. İnşallah o kahvenin içinde zehir yoktur.

İçeri girdiğimde tüm yüzler bana dönmüştü . İşte yine başlıyoruz diye geçirdim içimden.

Sinirli bir şekilde yerime oturdum. Benim arkamdan ilk önce  sarı saçlı adının Selim olduğunu öğrendiğim adam girdi içeri . Ahmet Bey ile eşinin yanına oturup . Ayağıyla ritim tutturdu .

Selim de oturunca Hazan elinde kahvelerle içeri girdi önce babamdan başlayarak tek tek misafirlere kahveleri dağıtmaya başladı . Kalabalık gelmediğimiz halde  tutturmuş ordu getirmişsin diye söylenmişti . Buralardan uzak büyüdüğü her hareketi, sözü , duruşuyla belli oluyordu .

Sıra bana gelince yavaşça eğilip gözlerime baktı.  Kahveyi elime aldığımda sinirlenmemek için kendimi tutuyordum . Yok bu kadın kesin giyinmeyi bilmiyordu . Eğildiği gibi görünen dekoltesi gözümle gösterdiğimde ilk önce anlamayıp kaşlarını çattı . Anladığındaysa gözlerini devirip yerine geçip oturdu. Birde beni deli etmek için bacak bacak üstüne atıyordu .

Etraftakilere  baktığımda Çetinin Hazan'nın bacaklarına baktığını gördüğümde sinir seviyem artık kotayı doldurmuştu. Hemen Hazana dönüp üstünü düzeltmesini anlattım.  Başta omuz silksede dayanamayıp düzgün oturdu eteğini de aşağı çekti . Birde oldu mu der gibi bakıp homurdanıyordu. Tekrar Çetine döndüğünde hala Hazana bakıyordu. 

Yalandan öksürüp dikkati üstüme çektiğimde hala Çetine onu öldürecek gibi bakıyordum.  Ona neden böyle baktığımı anlayınca hemen başını öne eğip kahvesini içmeye başladı.

Senin hesabını evde soracağım Çetin önce şu cadıyı halletmeliyim .

"Kahveyi içmeyi düşünmüyorsun herhalde damat bey . Adettendir ha içesin.  Sonuna kadar bitirmezsen kızı istemediğin düşünülür . " Diye konuşan Selim denen  heriften gözümü alıp Hazana baktım keyifle bana bakıyor ne yapacağımı bekliyordu .

Şu kadında ya beni sinir ettiğinde böyle gözlerimin içine bakarak  gülüyordu yada sinir edeceğini anlamadan hemen önce .

Kahveyi hemen başıma dikip  geri yerine koydum . Mübarek zehir koysa daha iyiydi . Ne kadar tuz varsa boşaltmıştı. En azından başka bir şey koymamış diye içimden geçirip bu işkencenin artık bitmesini bekledim .

Herkes kahvesini içince babam boğazını temizleyip söze girdi .

"Sebebi ziyaretimiz malum . Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızınız Hazan'ı oğlumuz Fırata istiyoruz ."

"Gençler birbirini görmüş beğenmiş demek isterdim ama o iş öyle olmadı . Gönül isterdi ki olaylar bu şekilde gelişmesin güzeller güzeli kızımı  kendi seçtiği adama vereyim  . Ama nasipte bu varmış . Yaratanın her işte bir bildiği vardır.    Adette babadan istenir kız ama Hazanım çocuk sayılacak yaşta hem yetim hem öksüz kaldı.  Geriye bizden başka kimi kimsesi de kalmadı. "

Hazan başı önünde sessizce konuşulanları dinliyordu sadece

"Anne babasının emanetiydi bize .  Onu hiçbir zaman kendi oğlumuzdan ayırmadık .  Neye ihtiyacı varsa gidermeye çalıştık . Hep bir aile ortamı sağlamak için uğraştık . Tabi bunu ne kadar başarabildiysek. Okulu hep burdan uzakta okudu .O yüzden de yazları birlikte sahil kesimlerinde geçirdik .  Üniversiteye gelincede yurtdışına çıktı. En iyi eğitimleri alıp kendini  olabildiğince geliştirmeye çalıştı . Görüyorsunuz ya başardı okulu dereceyle bitirip ülkesine döndü. Onca yıl sonra tekrar doğduğu topraklara geldi.  Buraya gelmesini biz de istedik . Ama şimdi çok pişmanım bizim yüzümüzden bu hallere düştü. Buraya gelmeseydi başına bunlar hiç gelmezdi. Bizim için yaptığı fedakarlıkları biz ona hiç yapamadık . Ailesinin emanetine sahip çıkamadık.  Başımızı önümüze eğdik.  Hazanım güçlüdür . Her zaman güçlüydü . Şimdi bize emanet edilen bu kızı bende önce Allah'a sonra Fırat oğlumuza emanet ediyorum . Ona sahip çık . Yabancısı olduğu bu yere alışmasını sağla.  Hazan kolay kolay ağlamaz.  Kan kusar yine de kızılcık şerbeti içtim der . Sen o sustuğunda da anla onu. Çünkü Hazanım en çok sustuğunda konuşur . 

Hazan'ı hep mutlu et demiyeceğim bunu sen istesende başaramazsın . Mutluluk karşı tarafın uğraşıyla olacak değil . Onu mutsuz etme de demiyeceğim . Evlilikte hüzün de vardır gözyaşı da . Aynı yastığa baş koyduğunuzda  evliliği birlikte öğreneceksiniz zaten. 

Ben senden bir söz istiyorum Fırat Saruhan . Ne olursa olsun ne yaşanırsa yaşansın bu evlilik gerçekleştikten sonra Hazanın elini bırakmayacağına sorunlarınızı öfkeyle değil  birbirinizi anlayarak çözeceğinize söz veriyor musun ?"

Bakışlarımı Ahmet Beyden Hazana çevirdiğimde böyle bir konuşmayı beklemiyor olacak ki eniştesine bakıyordu .

Eniştesinin de dediği gibi ağlamıyordu ama gözlerinde ki acı nefesimin daralmasına sebep olmuştu . Sessizliğim onu kendisine getirmiş olmalı ki . Bakışlarını bana çevirdi .

Gözlerinde ki acının yerinde birkaç saniye kalmasına  sadece izin verdi . Hemen eski umursamaz kadına geri dönerek bana bakmaya başladı .

Ama o bir kaç saniye zaten bana yetmişti.

Hazanın gözlerinden gözlerimi bir an bile çekmeyerek

"Söz veriyorum ."dedim

" O zaman bende verdim gitti . Allah hayırlı etsin "

ASİ KUMA :İntikam Ateşi 🔥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin