Lise hayatım başlıyor

13 2 0
                                    

Sıradan bir gündü ,güneş perdeyi geçip yüzüme vuruyordu ne kadar kalkmak istemesemde teyzemin tiz sesiyle uyandım.
"Kumsal !seni uykucu uyan hadi ilk günden okula geç kalacaksın "
"Birazdan aşağıya ineceğim nejla sultan"
Zorda olsa kalkıp kıyafet dolabımı açtım. Antalya ne kadar sıcak olursa olsun kışın hava yinede soğuk oluyor.Siyah dar pantolonumu onunda üzerine siyah bol bir kazak giymeye karar verdim

Siyah dar pantolonumu onunda üzerine siyah bol bir kazak giymeye karar verdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kumsalın kıyafetleri⬆️
(Çantanın olmadığını hayal edin)

Uzun kumral saçlarımın bir tutamını ön tarafa gerisinide arkama atarak son olarak orman yeşili  gözlerime bakıp kısa bir makyaj yaptıktan sonra teyzemleri daha fazla bekletmemek için aşağı kata indim.

Teyzem kahvaltı masasını hazırlamıştı
Hızlıca kahvaltı masasına yerleştim. Eniştem elinde yine gazete kahvaltının üzerinde okuyordu teyzem eniştemi dürttü
"Hayatım kahvaltıdayız sonra okursun"
Eniştem derin bir nefes çekerek elindeki gazeteyi masaya bıraktı.

Nedenmi teyzemlerdeyim çünkü babam yurtdışında annem yok yani beni 8 yaşımdan beri teyzem büyüttü annem olacak okadından okadar nefret ediyorum ki anne sevgisini yaşamadım ben teyzemden annelik gördüm babamın da baba olup olmadığı bile belli değil onu sadece senede bir defa tek görüyorum o da iş için gelir buraya bi kızı olup olmadığı onun umrunda değil hayatta bazı şeyleri kabullenmek istemezsin hayat yorar insanı geçemiyeceğin sınavlar koyar önüne. Beden değildir aslında insanı yoran  ruhudur.
Ben bu düşüncelerle kahvaltımı yaparken omzunda bir el hissetmemle irkildim. Bu Benim kuzenim Aras 'dı
"Bakıyorum yine düşüncelerdesin prenses " kuzenimle çocukluğumdan beri çok iyi anlaşırız her zaman benim arkamda durur. Bugün ilk liseye gidişim Arasın olduğu liseye gitmek için teyzeme bir saat boyunca dil dökmek zorunda kaldım. Buçevredeki hemen hemen herkes ona bayılır yani kızlar demek istedim gerçi kaslı vücudu boyunu sarı saçlarını saymassak yanında dolanırlarmıydı bilmem kesin okulda da böyledir.
"Günaydın kuzen erkencisin, seni bu satte sofrada görmek güzel" dedim hafif sinsi bi gülümsemeyle.
"Bugün okula birlikte gidicez ve itiraz istemiyorum "
Beni bırakmasının nedenini anlamamıştım genelde hep arkadaşlarıyla giderdi
"Hani iki ayağım var ya kuzen kendim yürüyebilirim"
kaşları çatılınca bunada anlam veremedim büyük ihtimalle ilk günüm diye böyle yapıyor kafamı olumlu anlamda salladığımda bozuk suratını düzeltti. Kahvaltımı bitirip sofradan kalktım teyzeme ve enişteme döndüm "Sonra görüşürüz nejla teyzecim ve enişte"

Tam kapıya doğru gelmiştimki Aras benden önce koşup kapıyı açtı bu çocuk şaklabanlığı seviyo ama bu oyunbazlığı sadece bana karşı bunu çok iyi biliyorum
"Buyrun prenses hanım "ona sırıtıp hafif topuklu ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım beraber okulun yolunu tuttuk. Okul fazla uzak olmadığından yürüyerek gitmeye karar vermiştik hem sabahın o enerjisini ciğerlerime kadar hissedebiliyordum. Birkaç dakika böyle sessiz sedasız yürüdük. Arasın  bana birşeyler anlatmak istermişcesine baktığını fark edince, ne söyleyecek diye merak ederken
" Bak kumsal seni uyarıyorum eğer o çocukla görüşmeye devam edersen hiç iyi olmaz haberin olsun" ben ona şaşkın bir ifadeyle bakarken neden bahsettiğini bile bilmiyordum ne çocuğu ne görüşmesi ha buarada benim sevgilim falan da yoktu bir kaç saniye ben ona hala aynı ifadeyle bakarken birden gülmeye başladı.
"Niye bukadar şaşırdın sadece şakaydı "
Sanki söylediği şeyler komikmiş gibi hala gülmeye devam ediyordu ona okadar çok sinirlenmiştimki kulaklıklarımı takıp müzik dinlemeye başladım ama suratımda hala o bozuk ifadem vardı.

Bu benim ilk liseye gidişim kuzenimden sadece bir yaş küçüğüm ama ilk okulda bir kaza geçirdim ve orta okula bir sene geç başladım emiynim benim gibi yeni başlayanlar çok heyecanlılardır onların aksine içimde en ufak bi heyecan kırıntısı yok yani tabiyki derslerim çok iyi teyzemi hayal kırıklığına uğratmam
"Kumsal seni üzdüysem özürdilerim affet" kulaklıklarımın sesi kısıktı buyüzden Arasın sesini duydum gerçekten benden özür mü diliyordu, özür dilemeyi hiç sevmez ama oda biliyorduki şu hayatta en nefret ettiğim birşey varsa oda birinin beni kontrol etmeye çalışmasıdır.
"Önemli değil ama bunu birdaha sakın yapma ben asla bir erkeğin benim hayatıma girmesine izin vermem helede sevgili falan üff ....bunları seninle konuşmak istemiyorum"

Kafasını sallayıp gülümsediğinde ona bakarak bende gülümsedim çok tatlı gülüyordu, gülüşü kahverengi gözlerinin parlamasıyla daha güzlel görünüyordu yüzü. Nekadar zaman geçti bilmiyorum okulun önüne gelmistik kuzenim beni bırakıp hemen arkadaşlarının yanına gitmişti tam göremiyordum ama beş kişilerdi onlara bakmayı bırakıp okula girdim öğrencinin birinden yardım alarak müdürün odasının önüne geldim. Kapının önünde atletik bir vücuda sahip siyah dağınık saçlı bir erkek oturuyordu burnu kan içindeydi dudağıda patlamıştı kana daha fazla bakmak istemediğim için çantamdan mendilimi çıkartıp ona uzattım
"Al bunu yüzün kan olmuş" aptal aptal kumsal yüzün kan olmuş nedir ya ilkokul çocuğumusun kızım sen. Konuşurken yüzüne birkere bile bakmadım elimden mendili almasını beklerken o elimi itti
"İstemez" kendini ne sanıyordu bu ben ona iyilik ediyordum oysa
"Sen bilirsin "hala yüzüne bakmıyordum küçüklüğümden beri kana çok fazla bakamam yani o olaydan beri beni yerlebir eden o olay ozamandan beri kandan korkuyorum bu yüzden uzun süre bakamıyorum.
Müdürün kapısının önünde beklemeye başladım ondan biraz uzaklaşmıştım birkaç dakika sonra müdürün kapısı açıldı "Burak Can Çelik " ismi Buraktı kalkıp odaya girerken kapının önünde durduğum için omzuma çarpıp öyle geçiyordu kükredim çocuğa resmen
"Yavaş ol" bana bakıyordu gözlerime gözleri mavinin kapalı tonuydu gecenin karanlığı gibiydi aynı. Şuanda yüzünün tamamını görebiliyordum ve şuanda kendi suratımda da korkunç bir ifade vardı bundan emindim yüzümü hemen başka tarafa çevirdim çünkü artık kanı çok net görebiliyordum.
"Burak" müdür tekrar onu çağırınca içeri girdi kanı gerçekten içimi dondurmuştu. Kapı tekrar açılmıştı yüzü Burağınkinden daha fazla hasar gören biri daha çıktı yüzünün kan torbasından bir farkı yoktu ona sadece birkaç saniye bakabilmiştim sonra tekrar kafamı başka bir tarafa çevirdim
Müdürün kapısının önünde daha fazla beklemek istemiyordum bu yüzden yanda duran müdür yardımcısının yanına gidip sınıfımı öğrendim sınıfın önüne geldiğimde kapıyı çaldım baya bi geç kalmıştım "Gel" içerden gelen kadın sesiyle yavaş ama karalı adımlarla sınıfa girdim "Geçebilirsin canım " hocanın sesiyle boşta duran tek kişinin yanına doğru ilerledim sıraya oturur oturmaz karşımdaki el ile gözlerim büyüdü.
  

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 21, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sır KapısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin