🕊

20 6 2
                                    

Her gece olduğu gibi bu gece de hava yağmurluydu. Biz yine bir depoda
toplanmış boks maçı için hazırlık yapıyorduk. Bu seferki maç iki güçlü
şampiyon arasında olacaktı. Yarışmaya yirmi dakika kala oyuncular
hazırlanmaları için odalarına gittiler. Yarışma gittikçe yaklaşıyordu ve ben
de oyuncuları kontrol etmek için odalarına gittim. İlk odasına gittiğim
oyuncu Mert’ti. Mert birçok şehirde birinci olmuş, insanlara kendini
tanıtmıştı. Bu başarılarından dolayı insanlar ona “ŞAMPİYON” adını
takmışlardı. Bedeni tam bir kas yığınıydı, spor yaptığını fark etmemek
imkansızdı. Odasına girdiğimde Mert hazırlanmış bir şekilde küçük koltukta
oturuyor, koçunun söylediklerini dinliyordu. Kolumu kaldırıp saate
baktığımda yarışmaya son on dakika kalmıştı. Mert’e “Yarışmaya son on
dakika. Hazır ol! “ dedikten sonra kapıyı açtım ve odadan çıktım. Karşıdaki
odada da diğer oyuncumuz Ahmet vardı. Odanın kapısını açıp içeriye
girdim. O da aynı Mert gibi koçunu dinliyordu. Ahmet de en az Mert kadar
iri yapılıydı. Ahmet’in üç şehirde ikinciliği vardı. Ahmet’e ise hayranları
“BAYKUŞ” ismini takmışlardı. İçeriye girmemle tüm gözler bana çevrildi.
Bir anda ne diyeceğimi şaşırmış ve kekelemiştim. Birden durup kendimi
toparladım ve söze girdim: “Yarışma birazdan başlayacak, son
kontrollerinizi yapın. “ dedim. Onlar da “Tamam. “ dercesine kafalarını
salladılar. Ben de arkamı dönüp odadan çıktım.
Uzun koridoru da yürüyüp kalabalığın içine, seyircilerin ortasında
bulunan, oyuncular için hazırlanan ring alanına girdim. Hoparlörden ilk
olarak Mert’in ismi yankılandı, “ŞAMPİYON !” diye seslendiler. Mert ringe
çıktıktan sonra da Ahmet’i yani BAYKUŞ’ u ringe çağırdılar. Ahmet de
ringe çıkıp hayranlarını selamladıktan sonra ise maç başladı. İkisinin de hiç
pes etmeye niyetleri yoktu. En sonunda Mert’in darbesiyle Ahmet yere
düştü. Bense on saniye bekledikten sonra sekize kadar saymaya
başladığımda zor da olsa “ Beş ! “ dediğimde ayağa tekrar kalktı. Maç tekrar
başladığında Ahmet daha da hırslanmıştı. Aralarındaki rekabetten tam on
dakika sonra Mert’in darbesiyle Ahmet tekrar yere savruldu. Aradan on
saniye geçtikten sonra tekrar sekize kadar saymaya başladım. Saymayı
bitirmiştim fakat Ahmet ‘in yerden kalkmadığını görünce maça devam
edemeyeceğini anladım ve yarışmayı sonlandırdım. Böylelikle yarışmayı
Mert kazanmış oldu.
Ahmet’i iki sağlık çalışanı gelip odasına götürdükten sonra ben de
arkalarından gittim. Odaya girdiğimde sağlık görevlilerine doktorun nerede
olduğunu sordum. Sağlık görevlilerinden biri lavaboya ellerini yıkamak için
gittiğini, hemen geleceğini söyledi. Sağlık görevlileri Ahmet’i odada
bulunan uzun kanepeye yatırmışlardı. Kaşında ve dudağında kocaman bir
patlak vardı ve kanıyordu. Ahmet gözlerini açtığında ayaklanmak istedi ama
yapamadı. Boş gözlerle tavanı izlerken içeriye bir kadın girdi. Herkes kadına
bakarken kadın sağlık görevlilerinden aldığı önlüğü giydi. Ahmet kadına
bakarak elini kaldırdı ve “ Bu ne, başka doktor mu bulamadınız da kadın
doktor mu getirdiniz?” dedi. Ahmet’in koçu da “ Kusura bakma paşam, sen
bu haldeyken bir de doktor ayrımı yapacak halimiz yoktu, değil mi?”
dedikten sonra Ahmet derin bir nefes çekip ofladı ve “ Götürün şu kadını
gözümün önünden. Erkek doktor getirin, dayanırım ben.” dedi. Doktor araya
girerek : “Ölmezsin korkma, sadece muayene edeceğim. Ayrıca buralara
yakın hastane falan da yok.” dedi. Ahmet yeniden oflayarak “ Tamam.”
dedi. Doktor da “ Tamam öyleyse, başlıyorum.” dedi ve eldivenlerini de
ellerine giyip malzemelerini alıp Ahmet’in yanına gitti. Doktor işini
hallettikten sonra oturduğu yerden ayağa kalktı. Tam arkasını dönecekti ki
Ahmet’in koçu “ Teşekkürler doktor hanım.” dedi. Doktor tekrardan
Ahmet’e doğru dönüp “Rica ederim, ne demek, vazifem.” dedikten sonra
eldivenleri çıkarıp çöpe attı. Sonra bize doğru döndü ve “Bu dünyada sadece
erkekler yoktur, kadınlar da vardır ve sizler erkekleri yüceltip kadınları
küçümseyemezsiniz. Erkekler ile kadınların arasında ayrım yapamazsınız ki
yapmaya da hakkınız yok ! Siz erkekler, kadınların yaptığı işleri
küçümsersiniz. Misal biz kadın doktorlar, araba kullanan kadınlar, kendi
ayaklarının üzerinde duran kadınlar… Sizler sadece görmek istediğiniz
tarafa bakar, anlamak istediğinizi anlarsınız ama sanmayın ki kadınlar
güçsüz ya da beceriksiz. Aksine, kadınlar sandığınızdan daha güçlüdür ve
her şeyi yapabilirler. Bu yüzden siz de bir an önce şu at gözlüklerinizden
kurtulun, kendi görmek istediklerinizi değil aslında olanlara bakın.”

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 04, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BU HAYAT HEPİMİZİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin