Lanet olası 1 hafta... Baloya son 1 hafta kalmıştı. Hayatımda hiç olmadığım kadar heyecanlı ve tedirgindim. Sanki bir anda her şey mahvolacakmış gibi geliyordu. Sonunda mezun olacaktım ama en önemlisi Taehyun'la beraber olacağım ilk adımdı. Ya da ben öyle sanıyordum.Ve ben ona hâlâ teklifte bulunamamıştım.
Koskoca 1 ay bitiyordu. Biliyordum, zaten kısa bir süreydi ama benim gibi deli yürek bir çocuğun akan hızlı kanıyla her şeyi halletmesi çok kısa sürerdi.
Fakat tahmin edemeyeceğim şeyler oldu, hiç planda olmayan şeyler... Mesela Yeonjun adında bir herif gibi. Yörüngesine takılıp kendi uydumdan sapmak aklımın ucunda yoktu.
Yeonjunla o kadar çok zaman geçirdim ki bazenleri asıl amacımı yani Taehyun'u unutur oldum. Bunun kötü bir sonuç doğuracağından farksız da onunla takılmaya devam ettim. Öyle ki, artık nerdeyse her gün görüşüyor oluyorduk. Beni dinlemeleri bitmemişti, üstüne tavsiyeler de veriyordu.
Her ne kadar işe yaramayan ve hayatta yapmayacağım şeyler olsa da, onunla konuşmak cesaretlenmeme neden oluyordu. Çünkü bu konuda destek alacağım bir dal yoktu, en yakın arkadaşımla iddiaya girmiştim ve ben kesinlikle kaybeden olmak istemiyordum.
Şimdi ise bu arkadaşlarım bana son bir güzellik yapmışlardı. 1 hafta kala durum değerlendirmesi yapmak için kurul toplantısı gibi Beomgyu'nun evinde buluştuk. Bize gelmemelerinin nedeni, bizdeyken konudan sapmamız oluyordu çünkü kendi odamda onların rahatça oynaşmalarını görmek zorunda kalıyor ve daha sonrasında kavga ediyorduk. Kısaca onların evi biraz daha güvenliydi. Can sağlığımız için.
"Hyuka, galiba ben kazanacağım." diyen Soobinle dikkatimi ona verdim. Taehyun olayını başaramayacağımı düşünüyordu. Ne yazık ki ucundan haklılık payı vardı ama unutmayalım maç 90 dakikaydı.
"Hiçbir şey bitmedi, daha 1 haftam var."
"İyi de sen hiç kayda değer bir şey yapmadın ki. Çocukla kanka olmuşsunuz." Beomgyu'ya hak vermek istemezdim ama yüzümün düşmesine engel olamamıştım. Çünkü dediği doğruydu, son zamanlarda Taehyun için hiçbir şey yapmıyordum. Bunun yerine Yeonjun'la nehre bakmak daha cazip geliyordu.
Aptal gibi dalgalanan su yüzeyine bakmak başka kimi iyi hissettirebilirdi ki?
"Kanka demeyelim şimdi de. Manitacılıktan önceki riskli adım diyelim."
"O ne demek?"
"Yakın olmam için aşmam gereken bir adım sadece." Yine uydurduğum bir bahane olduğunu fark ettiklerinde yüzlerinde bıkkın bir ifade oluştu.
"Bence sen bu işlerin adamı değilsin. Eski sap ve gariban hayatına geri mi dönsen?" Soobin'in son derece iyi niyetli(!) önerisiyle ona döndüm ve ne demek istediğini anlamaya çalıştım. "Bu sevgili işleri sana göre değil. Tamam hoşlanmış olabilirsin ama çocuğu koridorda görünce niye yumruk çakıştırıyorsun geri zekalı?"
"Yakın olmak için-"
"Hayır! Bu yaptığın bir aptallık. Resmen gel kanka olalım demek için zemin hazırlıyorsun."
"Sevgilime katılıyorum." Diyen Beomgyu söze atladı bu sefer. "Ayrıca böyle olmaya devam edersen ömrün boyunca sap kalacaksın."
Derin nefes, nefes, nefes...
"Ya benim flörtleşme skillerim sizi neden bu kadar gerdi? Belki böyle anlaşıyoruz."
"Ya çalıştırsana şu kafanı. Çocuk sana arkadaş gözüyle bakacak diyoruz."
"Bakmaz." dedim, son derece umursamaz bir sesle. Sonra Soobin'in yüzündeki çok tuhaf bir ifade oluştu. Önce gözleri irileşti sonra o küçük ağzı açıldı. Büyük bir şokun içine düşüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
odağımda tanıdık yabancı -yeonkai
FanficYabancı diyip duruyordum ama onun çöküşünü görmenin kalbimde bu denli yara açtığını bilseydim, daha sıcak bir tabir bulurdum. Fakat iş işten geçmişti. Yeonjun benim için koca bir faciaya dönüşmüştü. Nergis faciasına. [mini fic]