son

588 80 330
                                    



Koca bir karanlıkta yalpalayarak yürüdüğüm yolları şimdi Yeonjun ile aşıyordum. Dediğim gibi büyük bir karanlığın içindeydim ve bir şeylerin aydınlığa kavuşması için benim ışıklara ihtiyacım vardı. Bu ışıkları da Yeonjun sağlayacaktı. O yüzden kendine geldiğini hissettiğim an yönümüzü değiştirmiş, her zaman buluştuğumuz yere gelmiştik.

Bir süredir de konuşmuyorduk. İlk kimin söze başlayacağı, ya da konuşmamız gereken tam olarak ne büyük bir karmaşanın içindeydik.

"Biliyor muydun? Sana anlattığım kişinin Taehyun olduğunu." Ben konuşmasam o hiç konuşmayacaktı. Bu yüzden ilk adımı ben attım. Yalnızca kafa salladı.

"Peki onun için beni kullandın mı?"

"Hayır. Zaten çok kısa bir zaman önce anladım onun Taehyun olduğunu."

"Sana neden inanamıyorum?"

"Böyle hissettirdiğim için üzgünüm." Benimle ilk defa bu kadar yumuşak ve sade sözcüklerle konuşuyordu. Daha farklı şeyler olsun istemiştim sadece.

"Bana bunu söylemen gerekirdi. Belki beni sıradan biri olarak görüyorsun ama ben seni umursuyorum Yeonjun. En azından kardeşinin ismini bana bahşedebilirdin. Şu an hissettiğim rahatsızlığın tarifini anlatamıyorum bile sana."

"Seninle bu kadar süre konuşmak aklımın ucunda yoktu."

"Farkındayım. Sonuçta bir ergenim ben, kardeşine yanık bir ergen. İşine geldim çünkü." Derin nefes aldı. Biliyorum aksini söylemek istiyordu ama konuşmadı. Ben de öylece durgun nehri izledim.

O an aklımdan unuttuğum sözcükler geçti ve yüzümü ona döndüm.

"Taehyun neden senden hoşlanmıyor? Neden birini öldürdüğünü düşünüyor?"

Önce konuşmayacak sandım çünkü sorduğum soru karşısında bir cevap verecek gibi durmadı. Ben de oturduğum bankta geri döndüm ama beklemediğim sesi kulaklarıma ulaştı.

"Biri vardı, şimdi yok. Olmayışının nedenini benden biliyorlar, bu kadar."

"Bu ne demek?"

"Öldü, ben öldürdüm." Son kelimesiyle beraber ben de derin bir sessizliğe gömülmüştüm. Sesindeki soğuklukla dediği şeyin arasındaki bağlantı canımı yaktı. Ona inanmak istedim ama bu söylediğine değil. Bu yüzden "hayır, yapmadın." dedim.

"Bu kadar emin olamazsın."

"Yapmamışsındır Yeonjun. Birini öldürmezsin sen."

"Bana güvenmen için hiçbir şey yapmadım. Bu kadar emin olamazsın."

"Doğru, emin olamam. Ama yapmadığına inanmak istiyorum. Burda her gece benimle konuşan ve ona..." Ona hisler beslediğim adamın bunu yaptığına inanmak istemiyorum sadece.

"Her gece seninle konuşmam neyi değiştirir çocuk? Seni de kandırmadığım ne malum."

"Yeonjun amacın ne? Senin yapmadığını kendime kanıtlamak istedikçe neden tam tersi hareketlerde bulunuyorsun? Bana neden bunu-"

"Çünkü senin bir şeye inanmanı istemiyorum. İnan bu umrumda bile-"

"Umrunda!" diye bağırdım yüzüne karşı. Gözlerindeki titrek hareketleri yemin ederim ki hissettim.

"Umrunda, bana korkmamamı söylüyorsan bu olay gayet de senin umrunda." dedim. Aksini söyleyemedi. Belki de hayatımda ilk kez bir şeyin yalan olduğundan bu kadar emindim. Yeonjun birinin ölümüne sebebiyet vermezdi.

odağımda tanıdık yabancı -yeonkaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin