Bölüm 8 - Felekten Bir Gece

15 5 2
                                    

- Hatırlatma -

''Beni kızdırdın Derin. Beni çok kızdırdın.'' Bunları söyledikten sonra bir iki saniye gözlerime baktı ve kolumu hafif fırlatır gibi bırakarak yanımdan ayrıldı. Tam ağlamak üzereydim ki bağrışma sesleri duydum. Merakla sesin geldiği yöne koştum ve gördüklerim yüzünden nefesim kesildi. Kaskatı olduğum yerde kalakaldım.

Barış ve Egemen kavga ediyordu!

------

Gözümdeki yaşı silip koşarak yanlarına gittim. Barış'ın öfkeyle bakan gözlerini gördüm ve şaşkına döndüm. 

''Sevgilimi ne diye sıkıştırıyorsun lan?'' diye bağırdı Egemen. Sevgilim mi?

Barış Egemen'in yakasından tutup çekti yumruğunu havaya kaldırdı. Hemen araya girip Barış'ın havadaki kolunu yakaladım ama çok güçlüydü. Beni görünce şaşırdı ve havadaki elini gevşetti. ''Sevgilin öyle mi? Bunu bir de Derine soralım diyeceğim ama, seni kolladığına göre doğru olmalı,'' dedi Egemen'in yakasını bırakırken. Egemen de yüzünü bana çevirdi. Sanırım bir cevap bekliyordu. ''Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz? Özellikle sen Egemen... Sevgilin mi oldum şimdi de?'' Çok sinirlenmiştim. ''Öpücüğüne karşılık verdim diye bana sormadan beni sevgilin mi ilan ettin? Lütfen git buradan. Hatta sen dur, ben gidiyorum.''

Tam uzaklaşıyordum ki geri dönüp Barış'a da iki çift laf söylemek istedim. ''Sen de benden uzak dur. Zaten öyle yapacaktın ama, ben yine de söyleyeyim!''

------

Barış ve Egemen'in kavgasından bu yana iki hafta geçmişti. Vizeler yaklaştığı için arada bir kızları bize çağırıyordum ve ders çalışıp arada bir de eğleniyorduk. Egemen bazen benimle konuşmaya çalışsa da gerek ben, gerekse kızlar ona engel oluyordu. Hiçbir şeye karışmayalım demiş olsalar da bu olaydan sonra Egemen'e karşı tavır koymuşlardı. Barış'tan ise hiç ses yoktu.

Bugün yine kızları ders çalışmak için çağırmıştım. Arada bir verdiğimiz kahve molalarından sonra çalışma faslını bitirdik ve muhabbet etmeye başladık. Eda barda gördüğü garsonluk yapan bir çocukla flört ediyordu. Serra'da durumlar flört aşamasını geçemeden bitiyordu. Çünkü kendisi böyle istiyordu söylediğine göre.

Muhabbet esnasında Eda yine Cem'den bahsetmeye başladı. Zaten yarım saatte yüz kere falan telefonuna bakmıştı. 

''Cem bizi bu akşam çağırıyor. İzin günüymüş ve beraber otururuz diye düşünmüş. Zaten sizinle de tanışmak istiyordu,'' dedi. 

''İzin gününde bile çalıştığı yerde olmak istemesi garipmiş doğrusu,'' diye seslice düşündüm. Serra güldü. ''Bence de öyle. Ben olsam uzaklaşmak isterdim,'' dedi. 

''Aslında düşününce haklı ya biliyor musunuz? Çalışırken başkalarına hizmet ediyor, şimdi de kendisine hizmet ettirecek,'' dedim. 

Birkaç saatlik daha ders ve dedikodudan sonra Eda, eğer geleceksek hazırlanmamız gerektiğini söyledi. Biz de dediğini yapıp kalktık. Üç kız resmen terapi gibi şarkı eşliğinde makyaj yapmaya başladık. Rujlar, farlar ve 'erkek olsam sana dibim düşerdi' tarzı laflardan sonra sıra giyinmeye geldi. Hiç kız gibi giyinmediğim için dolabımdaki etekleri ve elbiseleri es geçerek elime pantolon aldım. Tam giyineceğim sırada Eda ve Serra hemen elimdeki pantolonu aldılar. ''Ne yapıyorsun kızım sen? Düzgün bir şeyler giysene üstüne. Mis gibi makyaj yaptık hala çapaçul gibi giyiniyorsun!''

''Ne var ki bunda gayet güzel. Hem bana ne giysem yakışıyordu hani!'' diyerek tepki gösterdim ama tabii ki umursanmadım. On dakika içinde kendimi beyaz çiçek desenli, siyah bir eteğin içinde buldum. Üzerime de beyaz güzel bir tişört geçirdim ve altına da - çok fazla beyaz dedim biliyorum ama - beyaz spor ayakkabı giydim. Suni deri ceketimi de aldıktan sonra hazırdım. Eda ve Serra da güzel elbiseler giymişlerdi. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 08, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PLATONİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin