Bölümü üç gün sonra atacağım demiştim biliyorum ama çoktan bitirdiğim için dayanamadım...
Ayrıca güzel yorumlarıyla beni mutlu eden ''ayyalnizparlamaz'' isimli arkadaşa çok teşekkür ediyorum ❤ Bu bölümü erken atmam için içime heves pompalayan kişi oydu ❤❤
İYİ OKUMALAR
------
- HATIRLATMA -
Kızların yürüdüğü yöne geçip yüzlerine bakarak ger geri yürümeye başladım.
''Ne saçmalıyorsunuz siz? Daha tanışmıyoruz bile... Hem beni beğense ne olacak ki?'' derken kızların, ''Dikkat et!'' sözüyle irkildim ve birine çok fena çarptım. Dengemi kaybedip yere yığılmak üzereyken canım yanacak korkusuyla gözlerimi sımsıkı kapattım.
Tam o anda kolumu ve belimi saran elleri hissettim.
------
Gözlerimi açtığımda Barış'ı bana bakarken gördüm. Utanarak hemen toparlandım. Ne arıyor burada bu?
''Teşekkür ederim,'' dedim sakin görünmeye çalışarak. Ama kalbim güm güm atıyordu. ''Böyle dikkatsiz değilimdir aslında...''
Hiçbir şey demeden belli belirsiz bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Sonunda konuştu. ''Önemli değil.''
Biz garip bir bakışma yaşarken Eda ve Serra hemen yanımda bitti. Eda, ''İyi misin kızım? Niye dikkat etmiyorsun?!'' dedi ve tam başka bir şey söylemek için ağzını açacakken Barış'ı gördü.
Kulağıma yaklaşıp, ''Oha şansa bak! Ben anca duvarlara çarparım. Egemen'i boş ver,'' diye zevzek zevzek bir şeyler konuştu. Ben de çaktırmadan kolunu çimdirince sustu.
''Senin gittiğini düşünmüştüm. Bekledin mi yoksa?'' dedim Barış'a dönüp.
''Yapacak bir işim yoktu, yoksa beklemezdim. Heyecanlanma hemen,'' dediğinde garip bir sinir dalgası yayıldı içime.
''Heyecanlanmadım zaten! Zorla bekletmedim hem seni.''
Dediklerimi hiç umursamadan, ''Tam klasik bir tipsin. Agresif birinci sınıf... Sakin ol ufaklık takıldım sadece,'' dedi.
'Benden bir sınıf üstte ve bana ufaklı mı diyor?' diye geçirdim içimden.
''Ufaklık mı? Aramızda bir yaş falan var. Gerçi sen 40 yaşındaysan bilemem...'' dedim. Bu lafım kızların elini ağzına götürüp gizlice gülmesine sebep olmuştu.
''Aramızda bir yaş olduğunu nereden çıkardın? Ben 24 yaşındayım. Sana ufaklık demek için beş yaş yeterli bence...'' dedi ve meydan okuyan bir gülüş attı. Onunla laf yarıştırmaktan vazgeçtim ve konuyu değiştirdim.
''Senin gittiğini düşündüğüm için Egemen'e ve kızlara söz verdim. Akşam buluşsak sorun olur mu?''
Eliyle saçlarını karıştırıp, ''Öyle yapalım o zaman. Ben de şu an plan yaptım zaten,'' dedi ve birini görüp hevessizce el salladı. Sonra yanımızda uzun boylu bir kız durdu. Aynı okulun öğrencisi olmasak ablam falan derdim o derece büyük gözüküyordu. Uzun siyah fönlü saçları ve uzun tırnakları vardı. Hayatımda giymediğim siyah bir çizmeyi etekle kombin yapmıştı. Kısacası; üst sınıf kavramının vücut bulmuş haliydi.
Bize şöyle bir bakıp Barış'a döndü. ''Genelde erkeklere abilik yaptığını sanıyordum,'' deyip bize sahte bir gülüş yaparak selam verdi ve ekledi, ''Karşılaştığımıza göre dışarı çıkıyoruz sanırım, önceden verilmiş sözün vardı unutmadım.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLATONİK
Chick-LitSerçe parmaklarımızı birleştirdim ve, ''Bundan sonra bu parmaklar gibi olalım Barış, öz abim olsa bana bu kadar yardım etmezdi muhtemelen, hatta benimle uğraşırdı,'' dedim ve gülümsedim. Barış'ın yüzündeki gülümseme aniden silindi. Parmağını bir hış...