...
LingLing ile Rose böyle konuşmaya devam ettiler . Daha sonra gece yarıı olunca ikisi de kendi ev ve odalarında yatarak bu geceyi böyle geçirdiler . Sabah herkes için büyük bir gün olacaktı .
Bakalım sabah neler yaşanacaktı .
LingLing , Rose ve diğer tüm herkes derin bir uykuya gömülmüştü .
Gece ise böyle sonlanmış güneş doğarak sabah olduğunu herkese göstermişti .
...
Sabah oldu ve Rose alarmın gürültülü sesi ile uyandı . Bugün büyük bir gündü . En yakın arkadaşı LingLing'e gerçekte kim ve ne olduğunu anlatmayı çok istiyordu . Tabi bir de elinde kalmış prens şemsiyesi de vardı . Onu da kısa sürede halletmeliydi . Bugün işi bayağı bir çoktu . Bu yüzden vakit kaybetmeden üstünü değiştirip aşağı indi . Banyoya gidip elini ve yüzünü de yıkadıktan sonra kahvaltı için mutfağa gitti . Annesi kahvaltıyı hazırlamış hatta mutfaktan çıkmak üzereydi . Rose gelmediği için uyandırmak istiyor gibiydi ama Rose'yi görünce buna gerek olmadığını anladı .
Clara : A kızım bende tam seni çağırmaya geliyordum . Gelmeyince uyanmadın sandım .
Rose : Uyanmaz mıyım hiç . Bugün okul var .
Clara : Okul için mi bu kadar heyecanlısın ?
Rose : Orası da bana kalsın anneciğim . Hadi ne duruyorsun kahvaltı yapmıyor muyuz ?
Clara : Hadi yapalım bakalım .
Rose ile annesi Clara kahvaltılarını yapmak için yemek masasına oturdular . Daha sonra Rose kısa sürede kahvaltısını bitirip ayaklandı . Daha yapması gereken işleri vardı . Saçını toplayacak arkadaşı LingLing'in nerede kaldığını öğrenebilmek için mesaj atacak daha sonrada evlerinin önüne arkadaşı LingLing gelene kadar onu bekleyecekti .
Rose saçını yapmak için odasından eşyalarını aldı . Daha sonrada banyoya giderek orada saçlarını yapmaya başladı . Saçları kısa sürede şekil almış ve Rose saçlarını beğenince saçları ile işleri bitmişti .
LingLing'e mesaj atıp ne zaman geleceğini sordu . LingLing telefon elinde bekliyormuş gibi Rose'den gelen mesaja anında cevap yazdı . Mesajda yola çıkacağı yazıyordu . Rose tamam diyerek telefonu kapadı ve daha sonra çantasını da alıp odadan aşağı indi . LingLing'in gelmesini bekliyordu .
Kısa süre içerisinde LingLing evlerinin önüne gelmiş ve bunu pencereden gören Rose anında dışarı LingLing'İn yanına çıkmıştı .
LingLing : Anlat bakalım Rose neler oluyor ve bu güneşte o elindeki şemsiye de ne ?
Rose : Ah LingLing doğru bilmiyorsun hiçbir olanları .
LingLing : Eğer anlatırsan bilebilirim Rose .
Rose : Tamam hadi yürüyelim anlatayım .
LingLing : Peki .
Rose ile LingLing okul yoluna dönmüşler ve yürüyerek okula gidiyorlardı .
LingLing : E anlat bakalım Rose , seni dinliyorum .
Rose : Evet iki gün önceden başlayacağım .
LingLing sessizleşti ve dikkatlice Rose'yi dinledi çünkü anlatacaklarını çok merak ediyordu .
Rose : Yağmur yağdığı okul gününü hatırlıyor musun ?
LingLing : Unutmak mümkün mü çok kötüydü !?
Rose : İşte o gün . Ben yolda yürürken araba trafiği de fazlaydı . Bir arabadan bir çocuk indi . Şoförüne kızıyordu . Arkasını dönüp beni görünce hemen yan tarafında , arabanın içinde , duran şemsiyeyi alıp bana doğru geldi .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Royality - Noble Relatıons
FanfictionKraliyet soyundan gelen kız. Adı Rose. Kraliyet soyundan geldiğini bilmiyor. Ve şuan krallığı bir kız yönetmek için hazırlanıyor. O kişi de... Rose soylu bir prenses olduğunu öğrendiğinde tahtını ele geçirmeye çalışacak. Bakalım aşk mı olacak nefret...