Geri döndüleer
Şimdi bir önceki iradtherbeastalker 'dan tertemiz bir başlangıç yapmanızı istiyorum. Tamamen yeni ve belki de daha tehlikeli bir maceraya atılacaklar.
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi buraya ekleyebilirsiniiiz <3
Lütfen hayalet okuyucu olmayalım ve yorumlarımızı, votelarımızı esirgemeyelim <3 <3
---
Görsel şölen oluşturan yemeklerden oluşan, klasik bir şekilde iki şamdan tarafından süslenmiş uzun masada loş ışığın altında otururken ona baktım. Siyah takımı, güzelce şekillendirdiği saçları, belli belirsiz gözüken sakalları ile karizmatik bir şekilde karşımda oturmuş memnuniyetini belli eden bir mimikle bana bir şeyler anlatıyordu. Eline içi şarap dolu kadehi altı ve küçük bir yudum aldı. Aldığı yudumdan sonra yarım ağızla bana gülümserken dudağındaki iki noktadan kan akmaya başladı.
"Zain." dedim dudağını göstererek. "Dudağın kanıyor." sözlerimi bitirdikten sonra tamamen gülümsedi ve dili yine kendi kanını temizledi. Yaptığına inanamaz bir şekilde yüzümü buruşturduğumda işaret parmağını bana doğru çevirdi.
"Şarabın sarhoş edici hissi içindeki zehirden geliyor. Bu yüzden ben de kadehimin içine küçük bir yılan koydurdum." dedi ve kadehi tekrardan eline alıp bana uzattı. İçinden gözüken yılan bana tıslayıp dişlerini gösterdiğinde aniden sandalyeden kalktım ve masadan uzaklaştım. O ise gülüyordu. "Daha çok zevke ulaşmak için acı çekmek lazım Sharon. Ama sanırım acıya bağışıklık kazandım, bu tür yaralar artık canımı acıtmıyor."
"Ne demek istiyorsun?" dedim arkamdaki duvara yaslanarak. Bu tanıdığım Zain değildi ve ben ondan kaçmak istiyordum. Odadaki endişeli ve gerilim dolu atmosfer tamamen ondan, bu sisli tavırlarından kaynaklanıyordu. Beni korkutuyordu, akıl sağlığı için korkuyordum. Benden sonra bu kadar değişmiş olabilir miydi?
"Senden sonra diye bir şey yok Sharon. Çünkü senden öncesi de, seninle olan bir zaman da yok. Beni o kadar hızlı bırakıp gittin ki seni artık hatırlayamıyorum bile." dedi ve bir süreliğine durup düşünür gibi yaptı. Bu sırada kadehinden bir yudum daha aldı. "Sahi... Sen kimdin ki?"
"Ben senin sevgilindim." dedim ona, sesim yumuşamıştı fakat hala daha yaklaşmaya cesaret edemiyordum. "Seni o adamların elinden kurtardım."
"Ve daha sonra hiçbir şey yaşanmamış gibi bırakıp gittin!" diye bağırarak ayağa kalktı. Mumların ateşleri kıvranmış, sandalye yüksek bir ses eşliğinde yere düşmüştü. O bana biraz önceki tavrına rağmen oldukça sakin ve yavaş bir şekilde yaklaşırken sanki yer titriyordu. Arka odalardan bir yerlerden kırılma sesleri geldiğinden emindim. "Beni sana en çok ihtiyacım olduğu anda ortada bıraktın. Sana güvenmiştim." dedi ve elini koluma sardı.
"Ben özür dilerim." dedim kısık bir sesle fakat o beni bırakıp arkasını döndü.
"Özürlerin bir işe yaramayacak." dedi ve sandalyeyi düzeltip olduğu yere yeniden oturdu.
"Şimdi ne olacak?" dediğimde kesin bakışlarla bana döndü.
"Beni öldüreceksin. Tam da şu anda." deyip sözlerini bitirdikten sonra hareketlerim hakim olamayarak ona doğru ilerlemeye başladım. Ne yapacağımı anladığımda geri dönmeye çalışsam da nafileydi, bacaklarım beni ona doğru yürütüyordu.
"Bana ne yapıyorsun?" diye sordum çaresiz bir sesle. Onu öldürmeme izin veremezdi, onu öldürmemi sağlayamazdı. Bu ikimiz açısından da oldukça acımasızdı ve Zain böyle bir adam değildi. Onun şefkatle bakan ışıl ışıl gözleri, insanın içini ısıtan bir gülümsemesi vardı, hareketleri insanın içine güven duygusu verirdi fakat bu adam her şeyiyle kötü bir vampir kurgusundan çıkmış gibi, etrafına gerilim ve korku saçıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|idontwannaliveforever|zayn malik
FanfictionBu sefer gerçekten bir kurtuluş yolu bulabilecek miydik? " iratherbeastalker 'ın ikinci kitabı "