Bir oylama açıyorum:
1)Zain, Sharon söz konusu olduğunda tam bir enayi(gerçi Blanca'da da öyleydi ama neyse)
2)Zain, Sharon'a olması gerektiği gibi davranıyor
Yorum ve voteları unutmayııın!!
---
Başı çok büyük beladaydı. Mektuplarda uyuduğu süre boyunca Trevor'ın onun üzerinde çeşitli genetik deneyler yaptırmış olabileceğinden bahsediyordu ve sırrı da bununla alakalıydı. Trevor ve Blanca tutuklanmış olsalar da dışarıdaki adamları ve deneyleri yapan profesörler sonuçları görmek için her yerde onu arıyorlardı, Zain ise sonuçların başarısından emindi. Vücudundaki değişimin farkındaydı ve ne olduğunu açıklayamayacak olsa bile bunun ne kadar ileri gidebileceğinden oldukça korkuyordu. İzlediğim birçok süperkahraman filmi aklıma oldukça garip senaryolar getirse de asıl önemli olan bu değildi. Zain'in nerede olduğunu bilmiyorduk. Bilmemiz bizim de güvenliğimizi tehlikeye atacağından ara ara oldukça sıradışı adreslerden mektuplar gönderip durumundan çocukları haberdar ediyordu.
Çıkaracağım sonuç şuydu ki: En azından bir hafta öncesine kadar iyiydi. Bu içimi rahatlatmalıydı. Peki ya ben nasıl onunla iletişime geçecektim? Çocuklar adresi bilmediklerinden dolayı ona kendi haberlerini iletemiyor olmalıydılar, böylece o asla geri döndüğümü bilemeyecekti. Gerçi mektuplarda bir kere bile olsun benden bahsetmemişti, adımı geçirmemiş, hakkımda endişelenmemişti bile. Bu çok bencilce bir düşünce miydi? Yoksa ona verdiğim değeri geri alamayacak olmak mı beni korkutuyordu? Ya ben? Onun bana verdiği değeri ona vermemişken şimdi bu zor durumunda ondan bunu beklemek aptalca değil miydi? Sırf onu özlediğim için... O bir yerlerde kendi canıyla uğraşırken...
Oyunun en başına dönmüş gibi hissediyordum fakat şimdi tamamen yalnızdım. O zaman bir mesajla olsa bile yanımdaydı, varlığını hissediyordum ve o da beni hissediyordu ama şimdi sayfalar dolusu kelimeler bile asla aynı hissettirmiyordu. Çünkü bütün bu kelimeler arkadaşlarınaydı, bana geriye hiçbir şey kalmamıştı. Ben bırakmasına izin vermemiştim.
Kağıtları masadan topladıktan sonra çantama koydum ve çevreme dikkatle bakarak kafeden çıkıp yeşil alana doğru ilerlemeye başladım. Burada bir taksi bulmalı, ıssız bir yere gitmeliydim ve bu mektupları yakmalıydım.
Aniden kafama vurdum ve çimenlikte olduğum yere çöktüm. Bu kadar tehlikeli insanların peşimdeki varlığından haberdar olarak ıssız alanlara gidemezdim, şehrin ortasında bunları yakamazdım da... Peki ne yapmalıydım? Düşün Sharon...
Tek tek yakmalı ve biraz oyunculuk yapmalıydım. Kendimi zorladığım bir iki dakika sonrasında ağlamaya başladım ve çantamdan mektupları ile birlikte bir çakmak çıkararak teker teker hepsini yakmaya başladım.
"Adi!" diye tısladım önce. "Şerefsiz!"
Çevremdeki insanlar garip ve acıyan bakışlarla bana bakarak yanımdan geçerken bunun basit bir ayrılık hikayesi olduğuna emin olarak yürüyorlardı. Dikkat çekmemek için bu bakışlara oldukça çok ihtiyacım vardı yoksa durduk yere polislerin beni tutuklamasını istemezdim.
---
Sonunda kalmak için bir otele ulaştığımda çantamı koltuğa bırakıp kendimi yatağa bıraktım. Resepsiyona kimseyi beklemediğimi iyice açıklamış, eğer birisi gelirse oda numaramı asla vermemelerini tembihlemiştim. Kaldığım oteli de oldukça merkezi bir yerde seçmiş, birisini öylece alıp kaçıramayacakları bir yer olmasına dikkat etmiştim fakat şu an dışarıdan gelen gürültü beni öldürüyordu. Bu yüzden yataktan kalktım ve panjuru kapatmak için pencereye doğru ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|idontwannaliveforever|zayn malik
FanficBu sefer gerçekten bir kurtuluş yolu bulabilecek miydik? " iratherbeastalker 'ın ikinci kitabı "