7. Bölüm

175 10 4
                                    

-Ciddi misin? Ben hiç farketmedim ama.
-Sen elini benim omzuma atınca Ülkü öyle bir baktı ki sana. Zarar verecek sandım.
-İnşallah kardeşim doğru anlamışsındır. Yani sonuçta kıskanıyorsa seviyordur. Değil mi?
-Evet kardeşim evet..
Çok mutluydum. Umarım doğru anlıyoruzdur.

Ülkü'den:
Madem sevgilisi vardı. Neden bana bu kadar yakın davranıyordu? Belkide herkese karşı böyleydi. Ama ben yanlış anlamıştım. Sevgilisi olan birine yakınlaşmak çok canice ve ayıptı. Yağız ile arama mesafe koymaya karar verdim. Çok mutlu görünüyorlardı. Aralarına girmek istemezdim.
-Dünyadan Ülkü'ye?
Çağan önümde durmuş elini yüzüme doğru sallıyordu.
-N'oldu?
-Asıl sana ne oldu? Niye böyle daldın gittin?
-Hiç boşver.
Yan koltuğa oturdu.
-Sen onu bunu boşver de o kız ile nereden tanışıyorsunuz? Yani ben bile tanımıyorum.
- Tuanadan mı bahsediyorsun? Uçakta yan koltuğumda oturuyordu. Orada tanışmıştık. Dün de öyle sahile doğru yürümek istedi canım. Yandaki cafelerin birine oturdum. Yine karşılaştık. Sohbet muhabbet falan. Öyle işte. Baya kafa dengi bir kız. Sevdim.
Acaba Yağız ile sevgili olduğunu biliyor muydu? Bilmiyorsa söylemem gerekirdi. Çünkü kuzenimi tanıyordum. Bir kızı beğendiyse asla utanmazdı. Yürürdü yürüyebileceği kadar.
-Sevgilisi mi var mıdır acaba?, dedi sinsi bir gülüşle.
-Diyelim ki var ne yapacaksın?
-Şansıma küseceğim yapacak bir şey yok ama bunu nasıl öğreneceğim ki.
Tam sevgilisi Yağız diyecektim ki kapı çaldı. Kapıyı açmaya Gökçen gitti. Bir anda güçlü bir çığlık attı. Korkudan tüm ev halkı aşağı indik.
-Gökçen iyi misin?

Kapının önüne gelince karşımızda babamı görünce Aysima ile bende çığlık attık ve babama sarıldık. Ilk defa bu kadar ayrı kalmıştık babamdan. Çok özlemiştik.
Bizden sonra annem ve Çağan da sarıldı babama.
Bir şekilde Tuana olayı arada kaynamıştı.

Akşama kadar babamın seyahat maceralarını dinledik. Bu babamla yaptığım en eğlenceli aktivite olabilir.
-Nevzat ile aramızdaki bağ iyice güçlendi. Ailecekte tanışalım istiyorum ben artık. Bir gün yemeğe davet edelim komşularımızı.
Edelim tabii edelim. Amerikanlardan hallice cağnım komşularımızı. Resmen 17 yaşındaki oğlan evde sevgilisi ve ailesi ile oturuyordu. Ne saçma. Sevgilisi olabilirdi tabiki ama ailesiyle aynı evde yaşamak biraz absürt geliyordu bana...
Aman neyse bana neydi. Kalan memnun ev sahibi memnun.

Akşam yemeğinden sonra odama çıktım. Sandalyenin üzerindeki beyaz hırka gözüme çarptı. Yağız'ın hırkasıydı. Elime alıp yatağa oturdum. Basketbol sahasını düşündüm. Ders anlatırken ki bakışlarını düşündüm. Çok güzel bakıyordu.
Hırkayı kendime iyice yaklaştırdım ve kokladım. Yağız'ın kokusuydu. Çok güzeldi. Kokuyu iyice hissedebilmek için gözlerimi kapadım. Yaklaşık 10 saniye öyle kaldım.
Aklıma Tuana gelince hemen toparlanıp gözlerimi açtım. Yaptığım şey yanlıştı. Bu yüzden biraz utanmıştım. Cama çıktım biraz nefes almak için. Ama...
Hayır ya. Lütfen bu bir halisünasyon olsun. Nasıl unuturum ben bunu. Benim odam Yağızların eve bakıyor ve tam karşımda Yağız sırıtarak bana bakıyordu. Utançtan kıpkırmızı olmuştum. Hemen perdeyi kapatıp yatağa oturdum. Of Ülkü ya. Nasıl açıklayacaksın acaba bunu?
*Yağız'dan 1 Yeni Mesaj*
Güzel kokuyor muydu bari:)))

Cevap verip daha fazla kendimi rezil edemezdim. Yarın sağlam kafayla uydururdum bir şeyler. Telefonu kapatıp yatağa uzandım. Uyuyakalmışım.

Sabah alarmın sesiyle anca uyanabildim. Dün geceki olay aklımdan tamamen çıkmıştı. Okul için hazırlanıp kahvaltıya indim. Kahvaltı sonrası arabanın yanında babamı beklemeye başladım. Bizim arabanın yanında Yağızların arabası da vardı. Yağız da kendi arabalarının önüne geldi. Bana bakıp gülümsedi ve benim yanıma gelmeye başladı. O geldikçe ben yavaş yavaş uzaklaştım. Ben uzaklaştıkça peşimden geliyordu. En son elimden tutup durdurdu. Daha fazla direnemedim.
-Ne o neden kaçıyorsun benden?
İnkar etsem de nereye kadar edebilirdim... Cevap versem ne diyecektim?
-Kaçmak denemez buna. Sadece verecek cevabım yok. Özür dilerim. Yapmamam gerekirdi bu hareketi. Sonuçta o kızabilir. Hatta sende kızabilirsin. Benim bazen saçma sapan hareketlerim oluyor. Tekrardan çok ö...
-Dur bir ya. Neden kızayım? Ayrıca 'O'? O kim?
-Şey işte Tuana. Sevgilin değil mi senin?
-Yoo.
-Ne?
-Ne 'ne'? Sevgilim değil Ülkü Tuana benim. Süt kardeşim.
Gerçekten mi? O an sevinçten uçabilirdim. Belli etmek istemedim. Zaten cevap vermeme de fırsat kalmadı. Babam geldi.
-Okulda görüşürüz babam geldi, deyip tabiri caizse koşarak arabaya bindim.

Okulda olabildiğince Yağız'ın gözüne gözükmemeye çalıştım.

Son derste müdür yardımcısı 11. Sınıflar için bir kamp düzenleneceğini söyledi. Geziden çok ders kampı gibi olacakmış. Belli saatlerde dersliklerde derse girip diğer saatlerde serbest olup doğanın tadını çıkaracakmışız. Toplam 2 hafta sürecekmiş. Hepimize gerçekten iyi gelecekti bu kamp.
Okul çıkışı çantamı hazırladım. Bugün Cumaydı ve kamp yarın başlıyordu. Şu berbat beton yığını şehirden, sessiz sakin bir yere gidecek olmak beni mutlu ediyordu.

Sabah okulun bahçesinde toplandık. Otobüsü beklerken Eslem ile sohbet ettik. İkimizde çok heyecanlıydık. Hem tatil hem okul aynı anda. Çok güzel olacaktı. En yakın arkadaşım ile aynı odada kalacak olmanın verdiği sevinçte bir başkaydı tabiki. Sohbet ederken Deniz yanımıza geldi.
-Günaydınn dünya güzeli Eslem ve arkadaşı Ülkü.
Gülerek bizde 'Günaydın' dedik.
-Ee Eslemciğim bu kampta benim ile planların nelerdir anlatır mısın?
-Ben niye seninle plan yapayım Deniz? Ülkü ile gezeceğim hep. Şansına küs şekerim.
-Ne Ülkü'sü ya? Gitsin o Yağız ile takılsın. Sende benle takıl işte ne güzel.
-Deniizz!! diyerek koluna vurdum.
-İyi tamam be sustum. Ama hala teklifim geçerli Eslem hanım.
Sırıtarak gitti yanımızdan.
-Lisenin başından beri her şey değişti. Bir tek Deniz'in bana olan aşkı değişmedi. Deli çocuk yaa.
-Hahaha.

Biz sohbete dalmışken otobüsler geldi ve tek tek bindik. En arka koltuğa oturduk beraber. 4 kişilikti. Yanımızdaki 2 koltuğa da Yağız ve Deniz oturmuştu.

Yağız'dan:
Dün Ülkü'yü okulda hiç görememiştim. Sürekli benden kaçıyordu. Fazla sıkmak istemediğim için de zorlamadım. Sonuçta hep benden kaçacak değildi ya. İlla bir gün bırakacaktı kaçmayı. Bugün olduğu gibi. Aramızda sadece Eslem vardı ve Ülkü çok rahattı. Büyük ihtimal unutmuştu olayı. Bir gündür hiç konuşamamıştım onunla. Konuşmak için can atıyordum ama Eslem buna engel oluyordu. Eslem de bunu farketmiş olacak ki;
-Yağız yer değiştirelim mi istersen? dedi.
'Olur' anlamında kafamı salladım ve yer değiştirdik. Ülkü dışarıyı izlediği için farketmemişti. Farketmesi için öksürdüm. Arkasını döndü. Beni görünce tebessüm edip kafasıyla selam verdi.
-Nasılsın?
-Iyi. Sen?
-Iyi bende. Heyecanlı mısın?
-Hemde nasıl. İlk defa kamp yapacağım. Ayrıca doğal ortamda ders işlemekte değişik bir tecrübe olacak benim için.
-Biz bunu okulca her yıl yaparız. Büyük şehirden birazda olsa uzaklaşmak iyi geliyor insana. Hem gerçekten çok eğlenceli geçer zamanlarımız. Biliyor musun gideceğimiz yer o kadar güzel ki. Yemyeşil bir alan var. Oturma alanları falan var. Az ileride göl var. Akşamları ay ışığında çok güzel gözükür. Çok gecikmemek şartıyla gezmemize izin veriliyor. İstersen bir gün gezebiliriz ders sonrası. Ne dersin?
-Olur severim bende doğa gezilerini.
-Süper o zaman.

Sözümü almıştım. Ülkü ile ilk defa yalnız başıma gezecektim. Heyecanla o günü bekliyordum.

Aslında daha devam edecektim ama çok uzadığını farkettim ve bırakmak istedim ahahaha.
Size bir şey soracağım çünkü benim için düşünceleriniz çok önemli🙏🏻. Sizce aşk olaylarını biraz fazla mı abartıyorum? Yani biraz fazla mı cıvık cıvık oluyor? Bana öyle gibi geldi de biraz.

Neyse beğenip ve yorum yaparsanız sevinirim🙏🏻🙏🏻
Beğeniler çok az böyle devam ederse bitirmeyi düşünüyorum kitabı🥺

Meftun~ÜlYağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin