-Deniz-
Bugün okulda yaşananların devamı acaba gelecek miydi? Zülal'i çok seviyorum ve o serserinin ona birşey yapmasını istemiyorum. Bugün gelip Zülal'e birşey söylemedi ama söz konusu Teoman olunca ister istemez endişe duyuyordum.
Umay ve Zülal'e döndüm. "Kızlar okul çıkışı benim çalıştığım kafede beraber takılabiliriz ne dersiniz? " diye sordum. Aslında beraber takılmakta güzel olabilir, Zülal'in yanımda olmasını istiyordum. Umay "Tabii benim vaktim var, Zülal sen gelecek misin?" diye sordu. Zülal "Bende gelebilirim" dedi ve bize gülümsedi. O da yalnız kalmak istemiyordu biliyorum. Yine onunla karşılaşmaktan korkuyordu.
Okul çıkışı beraber çalıştığım kafeye gittik. Ben üzerime önlüğümü almaya gitmiştim. Geri döndüğümde kızlar tek bir yöne dönmüştü. Tesadüf mü bilmiyorum ama çapraz masada Teoman ve Egemen vardı. Bende onlar kadar şaşırmıştım. Rüzgar'la beraber burada çalıştığım süre boyunca onların buraya geldiğini görmemiştim. Gerçi pek uzun zamandır da burada çalışmıyordum ama yinede şaşırdım. Acaba Zülal'i buraya getirmesem yine burada olacak mıydı? Kızların yanına gittim. Zülal Teoman'a doğru bakıyordu, aslında bakmaktan çok dalmış gibiydi. Umay Zülal'in koluna dokundu ve Zülal kendine geldi. Umay "Onların olduğu tarafa bakmayın. Bunu fark ettiklerine eminim." dedi Zülal Umay'a doğru hızla döndü ve aniden "Haklısın" dedi. Ben onları dinleyip Teoman'ların olduğu masaya sipariş almaya gittim. O sırada Teoman kavga gibi birşeyden bahsediyordu. Rüzgar'da onları gayet iyi dinliyordu. Ben "Ne alırsınız? " diye sordum Teoman "Ben birşey içmeyeceğim." dedi Egemen bana döndü o da "Sade kahve." dedi bende alıp gittim. Ama aklımda siparişten çok neyin kavgası olduğu vardı. Rüzgar'da mı kavganın içindeydi? Peki kiminle? Teoman'ın arkadaşı olduğu için Rüzgar'ın kavga etmesi normal diye düşündüm. Bunu Rüzgar'a sormalı mıydım? Meraktan ölebilirdim. Kahveyi getirip Egemen'in önüne bıraktıktan sonra kızların olduğu masaya geldim. Umay'a "Birşeyden bahsediyorlar bir kavga meselesi, sizce ne olabilir?" diye sordum. Umay bana döndü "Onlar hemen hemen her gün biriyle kavga ederler bu normal birşey sen takılma bunlara" dedi. Elimde değil en az benim kadar onlarda ne kadar meraklı olduğumu biliyorlardı. Ben masalarla ilgilenirken Umay ve Zülal "Biz gidelim artık. Hem çok yoğunsun yarın okulda görüşürüz." dedi. Bende "Tamam kızlar kendinize dikkat edin" dedim ve gülümseyip gittiler. Teoman ve Egemen' de biraz sonra kafeden ayrıldı. Neler oluyordu? Çözmeye çalışsamda bir anlam veremiyordum. Buraya gelmelerinin Zülal'le bir alakası olduğu kesindi.
Rüzgar'ın yanına gidip ona sormak istedim. Ama soramıyordum. Onun yanında özgüvenimi kaybediyordum. Kendi kendime cesaret verip Rüzgar'ın yanına yaklaştım. Bunu farketmişti. Ama ne desem bilmiyorum. "Rüzgar" dedim bana baktı. "Ne var?" dedi yine her zaman ki soğukluğunu koruyordu. "Şeyy... Teoman'la Egemen buraya gelirler miydi, yani ben çalışmadan öncede?" diye sordum. Rüzgar "Ben burada olduğuma göre?" dedi. Haklıydı. Onlar birbirine düşkündü, okulda da hiç ayrı olmuyorlardı. "Bir kavgadan söz ettiğinizi duydum. Ne oldu?" dedim ve sinirlenerek bana döndü "Seni ilgilendirmeyen işlere maydonoz olma. Bir daha da bizi dinleme" dedi sinirliydi ve elini sıktı. Meraklı olmamı sevmediği ortadaydı. Bende yanından gittim ve kendi işime döndüm.
Akşam olmuştu ve eve gidecektim. Rüzgar bana bu defa hiçbirşey söylemedi. Bende sinir oldum. Sormak zorunda değildi ama en azından bir kız olduğumu önemser diye düşünüyordum. Eve giderken bir grup sokak serserisi beni gördü. Başım beladaydı. Aramı dönüp hızla kafeye doğru yürümeye başladım. Fakat kafeyi geçeli baya olmuştu ve büyük bir ihtimalle Rüzgar'da çıkmıştı. Serserilerin ayak seslerini duyuyordum. Onların adımları da gittikçe hızlanıyordu. Omzumda bir el hissettim ve beni duvara sabitledi. Bu kimse içtiği belli oluyordu. Nefesi içki kokuyordu. Bana "Sakin ol güzelim, çok güzel olacak." dedi ve elini belimden aşağıya doğru indirmeye başladı. Çığlık atmak istiyordum ama diğer elini ağzıma kapatmıştı. Debelenirken arkada birini daha farkettim. Bundan daha kötüsü olamazdı. Sadece gölgesini gördüğüm o kişi "Kızı hemen bırak." dedi ve bu ses tanıdıktı. Korkudan titriyordum. Serseri kenara çekildi. Bunu söyleyen Rüzgar'dı. O eve gitmemiş miydi yani burada ne işi vardı? Ona rezil oldum diye geçirdim içimden. Adam koşarak uzaklaştı. Rüzgar bana doğru yaklaşıyordu. Rüzgar ne yapacaktı peki? Kendimi geri çektim. Rüzgar "Korkma." dedi bana yaklaştı ve sarıldı. Bu güvenli hissettiren bir sarılmaydı ama ben hala titriyordum. "Sakin ol, geçti." dediğinde başımı Rüzgar'ın omzuna yasladım ve öylece bekledim. O an hiç bitmesin istiyordum. Sadece sustum ve bana "Seni şimdi eve bırakacağım" dedi beraber sessizce eve yürüdük yanımda Rüzgar'ın olduğuna inanamıyordum bana yardım etmesi ise beni daha çok şaşırmıştı. Evin önüne gelince Eve geldik. " dedim. Bana baktı ve "Sabah seni evden alacağım okula benimle geleceksin. "dedi ne diyeceğimi bilmiyordum daha sonra kızlar aklıma geldi "Sabah kızlarla gidiyorum teşekkür ederim." demiştim. Beni umursamadı ve sabah burada olurum deyip gitti.
Sabah uyandım. Umay ve Zülal'i arayıp sonradan geleceğini beni beklememelerini söyledim. Peki Rüzgar gerçekten gelecek miydi? Benim için üzüldüğü kesindi. En savunmasız halime tanık olmuştu. Bunu yaşamak istemezdim. Telefonum çaldı arayan tanımadığım bir numaraydı. Açtım. "Efendim?" "Ne zaman aşağı inmeyi düşünüyorsun? " Bbbuuu.. bu Rüzgar'dı. Pencereden dışarı baktım ve gerçekten oradaydı. Evimin önündeydi. "Birazdan geliyorum. "deyip telefonu kapattım. Hızlı bir şekilde elimi yüzümü yıkadım, üzerimi giyindim ve ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım. "Günaydın. " dedim "Sanada." dedi ve sessizce okula geldik. Bugün herkes bize bakıyordu. Yani Rüzgar ve bana. Evet bu benim için bile normal bir olay değildi. Rüzgar, Teoman ve Egemen'i görünce selam verdi ve bana "Kızların yanına git" dedi. Kendisi Teoman ve Egemen'in yanına gitti ve öylece kızlara doğru baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜFLER
RomanceLise arkadaşlıkları, kalp kırıkları, geçmişler ve sınav telaşı. Üç ayrı arkadaşın beraber yaşadıkları. Birazcık aşkta eklense, herşey karışır mı dersiniz?