Zülal ve Deniz buluşup her zaman ki gibi okula geçtiler. Umay iyi hissetmediğini ve gelemeyeceğini söylemişti. Umay'ın neyi vardı, gerçekten tuhaf davranıyordu. Zülal Deniz'e seslendi "Kantine iniyorum geliyor musun?" Deniz "Aç değilim belki diğer teneffüs inerim." dedi
Zülal kantinde bir tost ve bir kola söylemişti. Fakat Deniz sınıfta olduğu için kantinde yemek yemeye niyeti yoktu.
Yiyeceklerini aldı ve tam merdivenden inerken geniş vücutlu biriyle çarpışmasıyla elindeki kola onun üzerine döküldü. Teoman "Neden dikkat etmiyorsun kızım" dedi. Zülal "Özür dilerim" dedi sadece ve onu umursamadan gidecekken Teoman kolundan tuttu " bunu temizleyeceksin!" Zülal "Hayır yapmayacağım beni rahat bırak seni salak." dedi. Teoman daha çok sinirlenmişti. "Son kez diyorum, Temizle." dedi. Zülal "Hayır" deyince onu kantine indirdi ve aldığı kolaları Zülal'in üzerine döktü. Zülal bağırdı ve ona tokat attı. Teoman ona bu yaptığınıda ödeyeceksin dedikten sonra kantinden çıktı.
Zülal sınıfa koştu ve Deniz o halini görünce sonra anlatırım eve geçmem gerekiyor dedi üzeri berbat haldeydi. Deniz'e yeni işine tek başına gidip gidemeyeceğini sordu. Deniz "Giderim ben sen eve geç." deyince Zülal gitti.
Yolda "Lanet olsun! Okuldan sonra Deniz'in yanında olup Umay'ı görmem gerekiyordu. Şu halime bak gerizekalı işte, gerizekalı." diye söylene söylene eve geçti.
Eve geldiğinde rahatladı. Temizlendi. Üstünü başını değiştirip koltuğa oturdu. O çocuk bunu nasıl yapabilirdi. Sinirleri bozulmuştu.
***
Deniz okuldan çıktı ve kafeye geçti malum, işyerinde ilk günüydü. Ne yapacağını bilmiyordu Rüzgar'dan yardım istedi. Rüzgar "Şimdilik sadece siparişleri al" dedi ve işiyle ilgilenmeye devam etti. Insan göz teması kurardı. Ya da ne bileyim en azından tanışmak isterdi. Onun hakkında tek bildiği aynı okulda olduklarıydı, bir de son sınıfta olmaları. Deniz bunları düşünmemeye çalışarak siparişleri almaya gitmişti. Günü böyle geçecekti. Ama kardeşi için çalışıyordu. Bunu düşününce aklinda ki bütün düşünceler dağılmıştı.
***
Umay evdeydi ve ağlıyordu. Hiç durmadan iyi değildi. Kızlara bahsedemiyordu. Nasıl yapacaktı? Acaba nasıl bir tepki verirlerdi. Hayır söyleyemezdi. Arada kalmıştı. Sadece ağlamaya devam etti.
Teoman o kıza ne yapmalıydı? Ukala kıza o tokatın bedelini en ağır şekilde ödetecekti. O Teoman Karaca'ydı. Ona kimse bunu yapamazdı. Kız olduğu için dua etmeliydi. Ona bunu bir erkek yapsa kesinlikle bin pişman olurdu. Düşünmeye devam ediyordu. Egemen "Teoman senin neyin var? Okulda üzerin sırılsıklam sınıfa geldin. Sırayı kıracaktın yumruklarla." Teoman "Önemli birşey yok." deyince Egemen uzatmadı. "Öyle diyorsan..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜFLER
RomanceLise arkadaşlıkları, kalp kırıkları, geçmişler ve sınav telaşı. Üç ayrı arkadaşın beraber yaşadıkları. Birazcık aşkta eklense, herşey karışır mı dersiniz?