16: i discovered emotions, i became me

4.9K 568 312
                                    

umarım çok uzun olmamıştır... sadece bu anı öylece bir textle geçmememiz gerektiğini düşündüm. iyi okumalar!

-

birinde kaybolmak böyle mi hissettiriyordu?

hayır, jeongguk. kendine gelmeli ve elinden gelenden de fazlasını yaparak bu oyunları kazanmak zorundasın. kim taehyung ile bir gelecek şansı yakalamak istiyorsan, iplerinde elinde tutarak dikkatini hiçbir şeyin dağıtmasına izin vermemelisin.

keşke bu sözleri uygulamaya geçirmek yapmak kadar kolay olabilseydi. yıllardır ondan ulabilecek en uzak mesafede durarak gözünün içine bakarken bile nefesimin kesilmemesi için ciğerlerimi fazladan oksijen ile doldurmam gerekiyordu ve şimdi aramızda yalnızca birkaç santimertelik mesafe oluşu düzgün düşünmeme engel oluyordu. bunu ona en az düzeyde belli etmeye çalışsam da her bir araya gelişimizde titreyen ellerimi gizlemeye çalışmak beni zor duruma sokuyordu, aynı şu anki gibi.

oyunlarda gerçekten iyiydi ve bu korkutucuydu çünkü ben bu kadar heyecanlıyken her defasında beni yenme olasılığı da bir tık artıyordu. ben onun izlemeye doyulmayan şaheser gibi yüzüne bakakalırken, oyunla alakalı bir şey söylemeye kalkıştığında işittiğim sesine takılı kalırken önüme geçmesi kaçınılmaz oluyordu elbet de. adeta öpmem için beni kendine çeken cezbedici dudakları ve sizi hedefine aldığı anda kurtulamadığınız etkileyici gözleri de bunların yanında sizi uzun bir süre etkisiz halde bırakıyordu. kısacası ondan nefret etmek için birçok sebebe sahiptim, aynı aşık olmak için olduğum gibi.

son oyunumuzdu. dikkatimi dağıtmak için bana yakın durduğunu bal gibi biliyordum, kim taehyung zehir gibi bir herifti fakat hareketlerine engel olamasam da ben her daim bir sıfır önde olurdum çünkü bir sonraki adımının ne olacağını, nasıl bir düşünce tarzına sahip olduğunu çok iyi biliyordum. yıllarca onu bir hiç uğruna gözlemlememiştim. şerefsiz gibi davranmasının dışında aslında ilginç bir kişiliği, tanınması gereken birçok yönü vardı. benim daha tanıyamadığım bir taehyung yatıyordu içinde fakat bunun ortaya çıkması için biraz zaman gerekiyordu. eğer sonunda başaracaksam da, beklemek elbet benim için hiç sorun değildi.

sanki beni nasıl gerdiğini bilmiyormuş gibi rahat bir yüz ifadesiyle odayı kurarken parmaklarımı boş boş hareket ettirip duruyordum. kaderin cilvesi olmalıydı ki yeniden berabere kalmıştık ve bunun tek suçlusu son oyunumuzda bana sergilediği gülüşü olmuştu. dikkatimi dağıtma konusunda birinci sıraya yerleşmişti ve bunun kendisinin de farkında olduğunu biliyordum.

yüzüne bakmamak için çaba sarf ederken bakışlarını üzerimde hissetmem ile ekrana daha fazla odaklandım. görüş açıma girmek istiyormuş gibi başını hafifçe eğdiğinde, daha fazla karşı koyamadım ve gözlerimizi buluşturmak zorunda kaldım. ''gerildin mi sen biraz?'' diye sordu keyifli bir sesle, dudaklarında hafif bir gülümseme belirirken. derin bir nefes vermemek için kendime engel oldum ve biraz geriye doğru çekilerek yeniden telefon ekranıma baktım.

''bence benden çok daha fazla gerilen kişiler var, ne dersin?'' beni utandırmasına izin vermeden sözlerimle gizlenmeye çalışmış, buraya geldiğimizden beri gözü bizde olan kızlara kısa bir bakış atarak neyden bahsettiğimi göstererek dudağımın kenarını kıvırmıştım. alışkanlıklarından ödün vererek beni tercihlerinin ilk sırasına koyması hoşuma gidiyordu elbette.

bir süre sessiz kalmış, benim gibi arkasına yaslandıktan sonra bedenime biraz daha sokulmaktan çekinmemişti. uzaklaşmak istesem de eline koz vermeyi göze alamadığım için, kulağıma doğru yaklaşmasını kalbim küt küt atarken öylece beklemek zorunda kalmıştım. ''birazdan göreceğiz, tavşan diş.'' demişti fısıltılı bir ses tonuyla, her kelimenin üzerine vurgu yaparak. yüzümü ona doğru çevirdiğimde göz göze gelmemiz bir olmuştu. anlık olarak kendi kuyumu kazmış ve dudaklarına mühürlenmiştim. bu anın en can alıcı kısmı ise, onun da çekinmeden dudaklarımı hedef alıyor oluşuyordu.

fatedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin