merhabalar! bayadır smut yazmıyorum o yüzden fikirlerinizi çok merak ediyorum doğrusu, umarım tatmin edici bir bölüm olmuştur. ayrıca, şimdiden söylemek isterim, (biraz spoiler olsa da) taehyung'un bazı sert davranışlarına kızmayın çünkü bunu jeongguk da sevdiği için yapıyor. bazıları doğal olarak böyle şeyler sevmediği için uyarmak istedim ve saygı duyuyorum elbette, ama yanlış anlaşılma olsun istemem, rızasız hiçbir şey yok yani. öpüyorum hepinizi, iyi okumalar. 💜
-annemle yapacağımız tatile jeongguk'u da eklemek için fazla ısrarcı olmak başta iyi bir fikir gibi gelse de, aslında işler hiç de planım doğrultusunda gitmemişti. bizimle gelmesi için kendisini kıskandırarak ve annesini de uzun uğraşlar sonucu ikna etmeyi başarmıştım fakat içimde büyüyen kendi kıskançlık sorunumu hesaba katamamıştım. elbette ki bu sebepten ötürü denize girmemesi gibi bir saçmalık olamazdı ama sırf benimle inatlaşmak uğruna canayakın tarafını devremeye sokması da sabrımı fena hâlde sınıyordu. saçmasapan oyunların içine girmek istemesem de edindiği yeni arkadaşları -özellikle yavşak olanları- onları suyun içinde boğmam için bilerek uğraş veriyor gibiydiler.
yine de medeni insan tavırlarımı sürdürüyordum. yani en azından bir süreliğine bu davranışımda istikrarlı olmuştum.
arkadaşlarıyla daha keyifli vakit geçirmek için aldıkları topla suyun içinde oynuyorlardı ve beni defalarca dahil etme çabasına rağmen çoğu kez reddetmiştim çünkü birkaç yavşak arkadaşı, sevgilisi olduğumu bilmelerine rağmen tavırlarından asla taviz vermiyorlardı. tabii ben de sabrımla baş etmeye çalıştığım için kendi arkadaşımla bir şeyler yapma hevesimi çoktan kaybetmiştim. o aptallar da akıllanmadığı ve jeongguk'un bana ayırabileceği vakite engel oldukları için, bir süredir bir tanecik sevgilim için güzel planlar yapmakla meşguldüm. hem eğlendirecek, hem de ceza olabilecek harika planlar.
bir nevi tuhaf bir yarışın içine girmiştik ve bana atıp durduğu bakışlar tam olarak da 'sen mi beni kıskandırıyorsun, taehyungsshi?' diyormuş gibi bir his uyandırıyordu. konuşmasa bile söylemek istediklerini çok net anlıyordum. kollarımı göğsümde kavuşturmuş bir vaziyetteyken ima dolu bakışlarım, uzakta olmasına rağmen görebildiğim bana gülümseyen dudaklarından ayrılmıyordu. çok değil, yalnızca birkaç dakika sonra ayaklanmış ve annemin sahilde olduğundan bir kez daha emin olduktan sonra denize doğru ilerlemiştim. benim geldiğimi fark ettiğinde gülümsemesi daha bir genişlemiş fakat oyunu bozmayarak arkadaşıyla konuşmaya devam etmişti. kendisi aralarındaki en yavşak olan olduğu için sabır dilercesine dişlerimi birbirine bastırmıştım.
fazlaca sıcakladığım için vücudumun yarısını suyun içine soktuğumda biraz daha rahatlamış, yavaşça yanlarına doğru ilerlemeye başlamıştım. ''ne çok eğlendiniz siz bugün öyle?'' ıslak parmaklarımı nemli saçlarımdan geçirerek geriye doğru yatırırken bakışlarımı özellikle o yavşağın üzerinden çekmiyordum.
''ama artık sevgilimi geri almam gerekiyor, yapmamız gereken daha önemli şeyler var çünkü.'' jeongguk hiçbir fikri olmadığı için daha kocaman açtığı gözlerini bana çevirdiğini fark etmem hiç de uzun sürmemişti. yeni arkadaşları ise sözlerimi fazla dramatize ederek isyankâr hallere girdiklerinde jeongguk ile aramda birkaç santim kalana kadar yanına ilerlemiş, suyun altından acıtmayacak şekilde bileğinden kavramıştım.
başka bir şey yapamadan diğeri araya girmiş, ''ama şimdi oldu mu böyle taehyung? daha planladığımız yarışı bile yapamadık.'' diye yapmacık bir şekilde sızlanmaya başlayarak dudağını büzmüştü. sinirlerim tepeme çıkıyorken ötekilerinin de ona katılmasıyla bakışlarım ne kadar sevimli göründüğünün farkında olmayan jeongguk'a kaymıştı. anında odağımı ondan çekmiştim çünkü biraz daha baksam yumuşayacağımı çok iyi biliyordum, o ifadesiyle kalbime nasıl etki ettiğini kendisi de çok iyi biliyordu.