"SASHA SAKİN BİR ŞEKİLDE YE ŞU YEMEĞİ!"
"DAYANAMIYORUM. EFSANE OLMUŞ BU YEMEK!"
herkes kafede buluşmuş ve kocaman bir masada oturmuş sohbet ederken bir yandan yemeklerini yiyorlardı fakat sasha pek sohbet etmiyor, daha çok yemeğine gömülmüş gibi duruyordu. connie, sasha ile uğraşırken diğer herkes ise o ikisini görmezden gelerek kendi aralarında takılıyorlardı.
"cidden takmıyorsunuz kafanıza değil mi levi ile eren?" hange ortaya böyle bir soru atarken güven verici bir tonda konuşmuştu, yüzünde de tebessüm vardı. eren bir elini havada iki yana sallayarak gülümserken kafasını yanında bulunan sevgilisinin omzuna yaslamıştı. "hayır hayır cidden takmıyoruz ve üzülmüyoruz bu duruma. levi ile bu konuda konuşmuştuk zaten o yüzden sıkıntı yok."
"eğer yanlış veya kötü bir şeyler derlerse direkt bana söyleyin tamam mı?" mikasa ise eren'in bir diğer yanında otururken kafasını çiftimize doğru döndürmüştü. "söyleriz söyleriz de öyle bir şey olursa zaten ben çoktan işlerini bitirmiş olurum." levi dalgasına konuştuktan sonra mikasa da gülmüştü.
"haklısın ama okulda o kadar çok iğrenç insan var ki bir süre sonra sen de yorulursun levi." annie de mikasa'ya katılıp hak verirken düz bir ses tonunda konuşmuştu. "evet kesinlikle okulun iğrenç olduğu konusunda sana hak veriyorum annie." bertholdt yanında oturan reiner'ın ağzına yemeğini tıkıştırırken konuşmuştu.
"sen ilk bi sevgiline yemeğini yedir sonra konuşursun." armin gülerek bertholdt'a laf atarken erwin konuşmanın arasına girmişti. "böyle birbirinize laf atıp saçmalamanız hoşuma gidiyor ama çok uzatmayın yoksa tokat manyağı yaparım."
"inanamıyorum erwin çok korkunçsun." hange gözlüğünü düzelterek konuştuktan sonra marco ise gülmüştü herkesin bu komik hallerine.
"ya sarı pipi, tokat manyağı ne ya? gel hadi tokatla gel hadi bekliyorum." jean konuşurken büyük bir sırıtma bulundurmuştu yüzünde. tamamen haylaz, yaramaz ve dalgasına konuşan çocuklara benziyordu. "jean erwin'den önce ben seni tokat manyağı yaparım. kafenin ortasında pipi demek ne ya?" marco jean'e doğru dönerken konuşmuştu.
"evet pipi argo bir kelime gibi, iğrenç." ymir konuştuktan sonra kolunu yanında bulunan historia'nın omzuna doğru atmıştı. historia ise bunu bekliyormuşçasına kafasını sevgilisine yaslamıştı. "ymir şu an sen de pipi dedin."
"ve sen de dedin historia." connie hâlâ sasha ile uğraşırken araya girerek cevap vermişti. "sus lan keltoş." jean konuştuktan sonra connie jean'in kafasına şaplak atmıştı.
"yok ben bunları döveceğim." erwin bir baba edasıyla konuştuktan sonra herkes ona doğru bakıp gülmeye başlamıştı. "baba dur, dövme. erwin 36." armin hâlâ bu espriyi kullanmaya devam ederken eren de sırıtırak konuşmuştu. "taşa takılırsın ayağın kayar, erwin 36 ve ödefcye takılırsın hayatın."
"bazen nasıl böyle bir kuş beyinliyi sevdiğimi çok sorguluyorum." eren yüzünde bulunan sırıtmasını silerek kaşlarını çattı ve siyah saçlı çocuğa dönerek ona bakmaya başladı. "aha arkadaşlar benden herkese patlamış mısır izleyin şimdi tribi." reiner arkasına yaslanıp kavga seyretmek istiyormuşçasına konuştu.
"marco'nun tribini unutmayalım lütfen, en beteri oydu." marco da bu sefer yüzünü eren gibi yaparken jean'e doğru konuşmuştu. "yine trip atarım hayatın kayar çocuk."
"arkadaşlar siz manyak mısınız yesenize şu yemekleri ne tripmiş yav." sasha biraz daha yüksek sesle konuşurken mikasa ona doğru bakmıştı. "şu an valla ben ve annie köşemize çekilmiş bir şekilde yemeğimizi yiyoruz. diğerleri aylaklık peşinde."
"ortamınız ve arkadaşlığınız çok güzel." geldiğinden beri hiç ağzını bile açmamış olan gabi konuşmuştu şimdi. herkes ona doğru bakarken tüm ortamın yüzünde bir gülümseme belirmişti. "senin arkadaşların var mı?" historia bakışlarını küçük çocuğa döndürüp konuştu. "var ama bu kadar fazla değil, 3 tane arkadaşım var."
"falco, udo ve zofia. bana hep bahsediyor bu üçünden. falco ile gerçi biraz fazla yakınlar gibi." sasha yemeğini büyük bir sırıtma ile yerken gabi'nin yanakları kızarmış bir şekilde ablasına söylenmeye başlamıştı. "hetero mu yani?" ymir konuştuktan sonra bu sefer de connie söylenmişti. "ya suratına çakacağım, evet biliyoruz en lezbiyen sensin. VE HATIRLATIRIM BİR KERE DAHA BÖYLE DEMİŞTİN HİSTORİA LAF YAPMIŞTI."
"hatırlattığın iyi oldu.. historia özür aşk kuşum bir daha heterolara bir şey demem." hange ise heyecanla gabi'ye doğru yanaşırken kocaman gülümsemişti. "falco kim!? hemen anlatıyorsun bana hemen hemen."
erwin ise artık bu kadar çok kişi ile uğraşmaktan bıkmış bir şekilde yemeğini sakince yemeye devam etmişti. daha lise öğrencisiydi ama sanki bir sürü çocuğu varmış gibi hissediyordu.
"HEY HEY BİR SANİYE! ben ilk sevgili olduğunuz zaman şey demiştim. öpüşün de fotoğraf çekip arkaplan yapayım demiştim. hadi öpüşün." levi ve eren, mikasa'nın böyle bir şey demesini beklememişlerdi, şaşırmışlardı. ayrıca bir yandan utanmış hissetmişlerdi. bir sürü kişinin bulunduğu bir kafedeydiler ve yanlarında da arkadaş ortamı bulunuyordu, herkesin gözü önünde öpüşmek biraz tuhaf hissettirebilirdi. ikisi de emin olamıyordu bu yüzden bir süre bir şey dememişlerdi fakat jean hemen araya girmişti.
"utanmayın, çok belli oluyor. sevgilisiniz siz hepiniz biliyoruz zaten mikasa'yı kırmayın bence. ayrıca kafede olan bu insanları bir daha görme olasılığınız düşük o yüzden takmayın kafaya." diğer herkes başını sallayıp onayladıktan sonra eren kafasını kaldırmış ve levi ile yüzlerini hizalamıştı. eren'in yanakları hafifçe kızarmıştı bunu çok iyi hissediyordu, utanç ve heyecan duygusu her yerini sarmıştı. gerçi siyah saçlı çocuğun da ondan farkı yoktu, o da aynı şekilde hissediyordu. yapmadıkları şey değildi ama diğerlerinin önünde daha önce öpüştüklerini hatırlamıyorlardı.
levi kollarını sevgilisinin beline dolarken eren de kollarını levi'ın boynuna doğru sarmıştı. "3 dediğim zaman öpüşün tamam mı? çekeceğim hemen fotoğrafı, çektiğim zaman tamam derim geri çekilirsiniz. her neyse, 1... 2... 3!"
za tam da nerede bitirdim ama bölümü ve bi sonraki bölüm final :O
ŞİMDİ OKUDUĞUN
runaway | riren
Fanfictioneren: merhaba ben bir şey itiraf etmek istiyorum üst sınıftan levi ackerman'ı seviyorum [tamamlandı]