Taehyung
"Erken geldin biraz daha geç gelseydin gerizekalı seni."
İki saattir kapıda bekleyen Jimin'in yanına vardığımda, fazlasıyla haklıydı.
"Üzgünüm Jimim, saçlarım çok kabarmıştı."
"Tabii tabii, aynada kendine bakmaktan gelememişsindir sen."
"Aaa, tanrı iftiradan korusun."
"Tanrı'yı karıştırma da yürü hadi okula geç kalacağız, aptal."
~~~
Her zamanki okul günlerinden biriydi. Jimin'le okula varır varmaz, Joy'la kantinde kahvaltı ettikten sonra arka sıranın bir önündeki yerimizi almıştık, Joy bu sene bizimle aynı sınıfta değildi. Sene başında, bunun için oturup beraber iki saat ağlamıştık.
"Ders ne?"
"Fizik"
"Hay, lânet. Hiç sevmiyorum şu dersi."
"Fiziği seven birisi, daha dünyaya gelmemiştir, nesnel."
"Doğru. Ben bu ders uyuyacağım, hem gece uyuyamamıştım, iyi oldu.
"Tamam, soru sorarsa kaldırırım, iyice uykunu al bebeğim."
"Seviyorum seni, aşk herif."
"Duygusala bağlama lan hemen. Hadi uyu artık."
Jimin'in "Kızma, minik." Diyip kafasını sıraya koymasının ardından sınıfa Fizik hocamız olan bayan Eun girmişi, bayan Eun tatlı bir kadındı sıkıntı onda değil dersindeydi.
"Günaydın çocuklar, oturabilirsiniz."
Kalıplaşmış sabah selamlaması.
Derste bir şeyler dönüyordu ama bir tanesini anladıysam arap olayım.
Ders normal bir şekilde akarken kapı çalmıştı. İçeriye Edebiyat öğretmenimiz olan bay Seok girmişti, kendisi bizden sadece dört yaş büyük olduğu için kendisine genellikle Jin diye hitap etmemizi tercih ettiğini söylüyordu.
Cinsiyet fark etmeksizin, bir sürü hayranı ve âşığı vardı. Bu âşıklardan en çok bilineni ise Kim Namjoon. Okulun popüler çocuklarından birisi. Tam olarak tanımasam da bay Seok'tan hoşlandığını çok belli ediyor. Fakat bay Seok hâlâ aşkını fark edemedi. Onun için kaç kızla kavga ettiğini bir bilse...
Şu ana kadar Namjoon'la hiçbir diyaloğum olmadı ama gruptakilere göre bana daha samimi geliyor.
"Affedersiniz bayan Eun, rahatsız ediyorum fakat ara sınavlarla alâkalı sormak istediğim bir şey var."
"Siktir, ara sınavlar yaklaştı."
Az önce uyuyan Jimin'in sesi, bir anda tüm sınıfta yankılanmıştı.
Gülmemek için dudaklarımı ısırıyordum.
"Ah, özür dilerim hocam."
Yerine oturan Jimin'e ses çıkarmadan gülerek vuruyordum, gerçekten çok aptaldı ama aptal olduğu kadar da tatlıydı.
