0.2

500 65 108
                                    

Taehyung

Günlerimin hepsi genellikli olarak aynı geçiyordu fakat bu döngüyle pek bir sıkıntım yoktu sadece ara sıra sıkılıyor, belki de onu özlüyordum...

Evet, böyle davranmamalıydım fakat dayanamıyorum çünkü ben Jeon Jungkook'a çok kötü âşık oldum. Lânet olsun. Jeon Jungkook sana âşık olduğum güne lânet olsun.

Düşüncelerimden hafifçe sıyrılıp aynı şekilde üstümdeki ince pikeden de hafifçe sıyrıldım. Bugün o aptal düşüncelere yer vermeyecektim.

Çünkü bugün önemli bir gündü, okulda çok önemli bir sunuma katılmam gerekiyor. Çocuklarla uzun süredir bu sunum üzerinde çalışıyorduk.

Herkese karşı çok sakinmiş gibi davranıyordum ama aslında çok heyecanlıydım. Tanrım, onca kişinin önünde çıkıp çoğunun zerre ilgilenmediği bir konuyu anlatacağım.

Siktir, hani düşüncelerinden sıyrılıyordun. Geç kalmak üzere olduğum için üzerime klasik okul kıyafetlerimi geçirip anneme hızlı bir öpücük vermemin ardından hemen evden çıktım.

Her gün olduğu gibi kapıda bekleyen Jimin ile karşılaşmamdan hemen sonra beraber okula yürümeye koyulduk.

"Sunumun için heyecanlı mısın? Çok gerilme, stres yapma, sen ne yapman gerektiğini biliyorsun, sana güveniyorum minik bebeğim sakın çok streslenme, tamam mı?"

Jimin'in bir düzine cümleyi sıralamasına hafifçe güldüm. Gerçekten çok tatlıydı.

"Meraklanma Jiminie, elimden gelenin ne iyisini yapacağım. Ayrıca sen benden heyecanlı ve gerginsin."

"Hayır, sen fazla sakinsin." Gülerek omzuma hafifçe vurduğunda söylemişti bu cümleyi.

"Umarım sunumu yaparken de bu kadar sakin olurum."

"Yaparsın sen! Aslansın, kaplansın."

Jimin'in verdiği gazlar sayesinde, dünyayı bile fethedebilirdim. Gerçi sanki büyük bir savaşa gidiyormuşum gibi konuşması hoşuma gitmiyor da değildi. Gerçekten başaracağıma inanıyordum onun sayesinde.

O an, iki aptal okula yürüyerek gülüşüyorduk. Dışarıdan bizi görseler tamamen kafamızın gidik olduğunu düşünebilirlerdi. Aslında... yanlışta düşünmezlerdi.

Okula girdiğimizde, Jimin çantamı sırtımdan alıp "Bu sefer kıyağım olsun. Bir an önce yanlarına git erkenden provanızı tamamlayın. Ben götürürüm sınıfa." demişti.

İki omzunda da çanta asılı olan Jimin'e sarılmıştım aniden. "Teşekkür ederim minik!"

"Zaten zor duruyorum, bir de beni düşüreceksin. Haydi acele et!"

Gülümseyip, sahne arkasına doğru ilerlerken yeniden Jimin'e sahip olduğum için fazlasıyla şanslı olduğumu hatırlamıştım.

~~~

Sehun, Jihyo, Bambam, Minnie, Changkyun ve ben bir odada oturuyorduk. Onlar da benim kadar heyecanlılardı. Tanrı'ya şükür en son çıkacaktım.

Beraber kısa bir provanın ardından kimler olduğuna bakmak adına hafifçe sahneye yöneldim.

Siktir, o ve arkadaş grubu koca konferans salonunun tam ortasında oturuyorlardı. Ardından Jimin ve Joy ile göz göze geldim. İkisi de heyecanlı bir şekilde bana el sallayıp başarabilirsin hareketi yapıyorlardı, ben de elimi yumruk yapıp hafifçe havaya kaldırdıktan sonra çocukların yanına yöneldim.

Cry For Me | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin