Doğum Günü

342 11 3
                                    

Bugün üstümde 5 senedir olduğu gibi bir üzüntü var.Normalde doğum günü olan bir insan dünyanın en mutlu insanı olur ya hani ben tam tersi durumdayım işte.Annem ve babamsız tam 5 sene geçmişti ve 5 koca senedir doğum günümü onlarsız geçiriyordum.Onlardan sonra kendimi toparlamam çok zor olmuştu.Dayım sayesinde üstesinden gelmiştim.Her şey onun sayesindeydi...Kafamda bu düşüncelere dalıp giderken dayım -"geldik" diyerek arabayı durdurdu.Ben arabadan inerken dayımında indiğini görmemle onun kalması için ısrar etmem bir olmuştu.Dayım onayladıktan sonra ufak adımlarla annem ve babamın mezarına gittim.Her geldiğimde bu soruyu sorardım kendime-"Neden? Neden annem ve babam o uçurumdan sürüklendi neden ben de onlarla arabada değildim? Neden"gözümden akan yaşlara izin verirken yağmurun çiselediğini fark ettim.Nisan ayının ortalarındaydık ve ilkbahar yağmurlarının yağması çok normaldi.Ben 17.yaş günümde, annemin ve babamın yanında biraz daha kalmak istiyordum ama dayım yanıma gelerek -"Ezgi hadii" diyince elimden bir şey gelmedi.Arabaya gidene kadar sırım sıklam olmuştuk.Ve sonunda evdeydik.Bir sitede oturuyorduk.Ve komşumuz dayımın sevgilisi kendine 34 yaşında olmasına rağmen teyze dememe kızan abla denilmesini isteyen Büşra teyz.. Yani Büşra abla oturuyordu.Sitede birçok arkadaşım vardı.Ama sadece Emreyle aynı okuldaydık.Zaten diğerlerine arkadaş dediysem dayımın ısrarı sonucu tanıştığım kişiler.Dayım annem ve babam öldükten sonra beni evlatlık edinmişti.Ve uzun süre annem ve babamın öldüğünü saklamıştı.Bu beni gerçekten üzmüştü ne olursa olsun anne ve babamın öldüğünü bilme hakkına sahiptim.Dayımda çok bağlıydım.12 yaşımdan beri yanındaydım.Ve beni hem annem hemde babammış gibi sevip koruyordu.Zilin çalmasıyla kapıya koşarken karşımda bir adet Tuğçeyi görünce onu içeri çekip kapıyı kapattıktan sonra odama sürükledim.Tuğçe benim en yakın arkadaşımdı.Kendimi özel hissettirme gücüne sahipti.Onunla lise bir de tanıştık ve hayatımda gördüğüm en iyi arkadaştı.Ben annem ve babamdan sonra hiçbir doğum günümü kutlamadım.Ve bu da onlardan farksız olmayacaktı.Sadece Tuğçenin planı olan her doğum günümde olduği gibi doğum günü planını uygulayacaktık.1-Birsürü abur cubur ye2-Odadan çıkma.3- UYU tam kurallarımızı uygulamaya başlayacakken Büşra ablanın odaya girdiğini gördük ve hayallerimiz yıkıldı derken Büşra abla "-kızlar bi benim evime gelirmisiniz bi konuda fikrinize ihtiyacın varda"demesiyle eski motivemize geri döndük.Çünkü Büşra abla bir şey gösteriyosa kesin heyecanlı bir şeydir.Büşra ablanın peşinden giderken benim aklım Tuğçenin aldığı abur cubur poşetindeydi.Daha sonra Büşra abla benle Tuğçeye aldığı yeni kıyafetleri göstereceğini söyledi ve bize iki sandalye verdi.Biz juri olacaktık.Büşra abla bir bir denerken kıyafetleri Tuğçe bir espiri patlatarak"-Hadi Ezgi biraz kavga edelim böyle tadı çıkmıyo"demesiyle Büşra abla ve Tuğçe gülmekten yere düştülerBen ise her doğum günüm gibi pardon pardon hergün ki gibi somurtup Tuğçeye espirisinden dolayı tiksindirirci bakışlarımı yolluyordum.Nihayet gülmeleri bitti ve Büşra ablaya bizim artık eve gitmemiz gerektiğini söyleyerek kaçtık.Eve girdiğimizde "Süpprrizzz"diye sesler yükseldi.Ve dayım,Emre,Cenk,Şeyma,Tarık ve ismini bilmediğim bir çocuk ve üst komşumuz Helin ve kardeşi Barışı görmemle somurtmam bir oldu.Çok kalabalıktı bana göre ne gerek vardı ki? Tabi bir başkasına göre böyle bir şey çok muhteşemmiş gibi gelebilir ama annesi ve babası hayatta olmayan bir kız için emin olunki tam tersi oluyor.Tuğçeye baktığımda onunda bu işte olduğunu anladım.Ardından Büşra abla da geldi ve hepberaber "sözde" doğum günümü kutluyorduk.Dayıma her doğum günümde parti felan istemediğimi söylüyordum.Ve kararıma saygı duyuyordu.Ama bu sefer neden böyle bir şey yaptığımı anlamadım.Ben şu tanımadığım çocukla tanıştırdılar ismi Yiğitmiş Cenkin

kuzeniymiş ve artık bizim okuldaymış aman ne güzel! Doğum günümün tek sevdiğim yanı dayımın samimi olduğum arkadaşlarımı çağırmış olmasıydı.Pastamı kestik.Hediyelerimi teker teker açıyordum.En son 11 yaşında ve almak ve şimdi almak ne biliyim çok tuhat geliyordu.Büşra abla bluz almıştı.Ne yalan söyliyeyim zevki baya güzelmiş diye aklımda geçirirken Helin ve Barış hediyelerini uzattı saat almışlardı çok samimi arkadaşlarım olmamalarına rağmen iyi insanlardı.Cenk bana parfüm almıştı.Emre kitap almıştı hemde bir haftadır almak istediği "Olasılıksız"kitabını.Kitaplara bayılan bir tiptim ve Emre bunu iyi biliyordu.Şeyma çanta,Tarık bileklik almıştı.Şeyma ve Tarık birbirine çok yakışıyordu ama bence aşk ne biliyim çok mantıksız geliyordu daha önce hoşlatıdan öteye gitmemiştim çünkü.Yiğitden hediye beklemiyordum açıkçası kimse hiç tanımadığı bir insana hediye almaz diye düşünüyordum ama beni yanılttı.Hemde sol anahtarlı kolye almıştı çok sevmiştim bu kolyeyi.Tuğçe zaten gitarlı küpe alarak kalbimden vurmuştu beni.Sonunda doğum günü verasimi sona ermişti.Tuğçe ve Büşra ablayla bulaşıkları hallettik.Büşra ablayı evine üç evetle uğurladıktan sonra içeri geçtiğimde Tuğçenin koltukta uyuyakaldığını gördük.Güya film izlicektik ama neyse diyerek büşranın üstünü örttüm.Ve odama uyumaya gitmiştimki dayım odaya girerek bana "- Bak Ezgi uzun zaman oldu biliyorum ama hayat devam ediyor annen ve baban senin bu halini görüyor ve çok üzülüyordur. Mutlu olmak seninde hakkın artık önüne bak kızım" dedi ve ağlayarak dayıma sarıldım.Dayım odadan çıktıktan sonra yatağımın kenarında duran paketi açtım içinde müzik kutusu vardı kesin dayımdandı.En güzel hediyeyi almıştım.Aslında ne kadar kızsam da doğum gününden dolayı dayıma iyi gelmişti.Daha sonra müzik kutusuyla yatağa uzandım.Annemi, babamı ve dayımın söylediklerini düşünerek uyuyakalmışım.

KARANLIKTAN GELEN GÖKKUŞAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin