KARMA

146 6 0
                                    

Sabah çalan alarmın sesiyle irkildim.Doğrularak saati kapattım ve minik adımlarla salona geçtim.Salonda Tuğçeyi uyur vaziyette buldum.Tuğçeyi uyandırdım.O ellerini yüzünü yıkarken ben de bize Nesquik hazırlıyordum.Tabikide nesquik yiyecektik Hıh nesquik yemenin yaşı olmaz bikere! :d Her neyse nesquiklerimizi yedikten sonra üstümüzü giyindik.Tuğçe akıllılık ederek dün gelirken okul da giyeceği kıyafetlerini evde kombinleyip yanında getirmişti.Ben saçımı açık bırakmıştım.Tuğçe ise saçını bana ördürtmüştü.Tuğçe Emreden hoşlanıyordu.Ve her dakika nasıl olmuşum? Sence Emre beni beğenirmi?gibi sorular sorarak başımı şişiriyordu.Ama onun bu halleri çok komikti.Eğer Emreye açılabilseydi çok iyi bir çift olacaklarına

emindim.Ama Tuğçe bu konularda benden daha iyi olmasına rağmen ben ona yardımcı oluyordum.Elimden geldiği kadarıyla...Emreyle sitenin dışında bir yerimiz vardı.Orada buluşup öyle gidiyorduk.Yani her gün bekletiyordum onu.Yanına gittiğimizde Emre beni yani bizi bekliyordu.Havadan sudan konuşarak okula vardık konuşmaya Tuğçeyi katana kadar canım çıkmıştı.Okulun kapısından içeri geçtiğimizde içeride büyük bir cümbürtü vardı.Cenk yanımıza gelerek"-Sınıflar karma" diyerek üzgün bir bakış attı.Benle Tuğçe oflarken Emre"-Neden ya?" diye bir mantıklı soru sordu Cenkte "-kopyalar ve hocaların şikayetleri yüzündenmiş dedi.Daha sonra sınıfların üzerinde asılı olan sınıf listelerinde adlarımızı aramaya başladık."A" sınıfındaydım ve korktuğum başıma gelmişti bizim sınıfta hiç tanıdık yoktu.Ama bir yandan da Tuğçe için seviniyordum.Emreyle gene aynı sınıfa düşmüştü Bizim yan koridordaki"E" şubesine.Cenkse bizim yan sınıftaydı.Kafamda bu düşünceleri tartarken zil sesiyle kendime geldim.Herkes sınaflarına dağıldı.Hoca derse girmişti ki aradan bi üç dakika sonra kapımız çalındı herkesin dikkati kapıdaydı.Girenin Yiğit olduğunu görünce hem şaşır

mış hemde sevinmiştim.Yigit iyi bir çocuğa beziyordu.Sonuçta soğuk biriydim ve zor arkadaşlık edinirdim.Yiğit bir kızın yanına oturdu.Beni görmemişti.Tenefüste giderim yanına diye düşündüm.Tenefüs olduğunda yanına gidecektim ki onun sınıftan çıkıp Cenklerin sınıfına gittiğini gördüm neyse bende orda söylerdim aynı sınıfta olduğumu.Diyerek peşinden yürümeye başladım.Cenklerin sınıflarına girdiğimde gözüme en arka sırada oturan kumral,uzun boylu,kot çeketi bir çocuk takıldı.Yanımdan geçen bir kız hızlı adımlarla çocuğun yanına oturdu ve "-Talhha aşkımm bana kantinden petito almaya gidelim miii?" diyerek masum köpek bakışları attı.Oda "tabiki Mervem bitanemm" dedi yanımdan geçerken gözlerimin içine bakıyordu.Ama ben insanlarla uzun süre bakışamıyordum.Kafamı çevirdim zaten.Hem sevgilisi var diyerek içimden.Fark ettiğim başka bir şey daha vardı parfümü çok güzel kokuyordu ! Burnumun içi parfümüyle dolarken Cenkin sesiyle irkildim.Yanlarına gidip biraz sohpet ettikten sonra zilin çalmasıyla sınıfımıza gittik.Oğle arası gelmişti sonunda.Ve karnım çok acıkmıştı.Tuğçeyi bulup onunla kantine gitme planları kurarken Tuğçelerin sınıfına geldiğimi fark ettim.İçeri baktığım da Tuğçe yoktu garip olan Emre de yoktu aklımda tek bir soru vardı "Nerde bunlar?" koridordan çıkmamla Talhalarla karşılaşmam bir olmuştu.Bu sefer sevgilisi yerine arkadaşları vardı yanında.Bana baktığını görünce yüzümü çekirip hızlı adımlarla yürümeye başladım.Şu Talha tam bi salaktı.Medem sevgilin var neden öküzün trene

.baktığı gibi bakıyorsun? Meden bakacaksın neden sevgilin var? Ahh aklımda deli sorular..Sonunda alt kattaki koridorun solunda onları tenis oynarken buldum.Aslında tirip atmam gerekiyordu beni çağımadıkları için ama belki yakınlaşmışlardır diye bu konuda bir şey demedim. Yanlarına gittiğimde alkışlayarak dikkatlerini üzerime çektim ve "-pravo çok güzel oynuyorsunuz" diyerek sırıtmaya başladım.Emre bana soğuk bir şekilde baktı "-Neyi vardı bunun?" diye

aklımdan geçirirken Tuğçeye baktığımda otuz iki diş sırıttığını gördüm.Daha fazla üstelemedim karnımın davul çaldığını söyliyerek kantine gitmemiz gerektiğini söyledim.Kantinde karnımı doyurduktan sonra Emre ben ve Tuğçe tribünlerde oturuyorduk ki Cenk ve Yiğitte yanımıza geldi.Bi on dakika oturduktan sonra zil çaldı ve sınıflarımıza dağıldık.Sonraki derslerde normal geçti.Sonunda çıkış saati geldiğinde Emre ve ben eve doğru yürümeye başladık.Tuğçe bana "kanka nolur Emrenin ağzını ara " yani kibarca Emrenin benim hakkımda neler düşündüğünü sormamı istedi ilk başta kabul etmesemde Tuğçenin diretmlerine daha fazla karşı gelemeyerek gardımı indirdim.Cesaretimi toplayıp "-Emre Tuğçeden hoşlanıyormusun" dediğimde durdu ve bana baktı nee anlamında kafamı salladım"-Böyle konularda çok kötüydüm.İçimden kendime sövüyordum hiç şak diye sorulurmuydu ya?." Sonra yere bakarak yürümeye devam etti ve normal bir ses tonuyla "-bak Ezgi tamam Tuğçe çok iyi bir kız ama bana göre değil ben onu arkadaştan kankadan öte görmüyorum zaten onunda bana ilgisinin olduğunu sanmıyorum böyle abuk subuk soruları nerden buluyorsun sen ya?"dedi bende endişeli bir şekilde "- ben sadece iyi anlaşıyorsunuz diye belki hoşlalanıyorsunuz neyse artık bu konuyu kapatalım dedim" cevap vermek yerine yüzüme bakmadan başını sallamakla yetindi.Sonunda eve varmıştık Emreye veda edip evin içine girdim.Ama asıl sorun şuydu ki ben şimdi Tuğçeye Emrenin onun hakkında en ufak bir şey hissetmediğini nasıl söyliyecektim? Tuğçe daha bugün bana Emreden hoşlantısının aşka dönüştüğünü söylemişti.Kalbinin kırılmasını istemediğim ilk insanların arasında yer alıyordu.Derken telefonum çaldı.Zakkumun gökyüzü şarkısı.Bu şarkıyı her dinlediğimde gözümdeki yaşlara müdahale edemiyordum.Ama bana iyi geliyordu.Ekrandaki yazıyı görünce kalbimdeki ritm hızlandı çünkü ekranda TUĞÇE yazıyordu ben şimdi napacaktım?

Ezgi napacak?

Ezgi doğruyu mu söylicek yoksa yalan mı söylicek?
Hepsi ve daha fazlası bidahaki bölümde!
Yorumlarılarınızı ve oylarınızı bekliyorum
Hoşçakalın.
Semanurrdemir

KARANLIKTAN GELEN GÖKKUŞAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin