1 Mart 19015 Pazartesi/İngiltere

22 2 0
                                    

Veolet'in dogum günü kutlamaları az önçe bitmiş ve saniyler önce iceri girmiştim. Keyifliydim sonuçta en yakın arkadaşımın dogum günü kutlamıştık. Yatmak için hazırlanmış. Günlügümü yazmak için masama oturmuştum. Yazmayı bitirip aynadan arkamda duran yataga baktım o kadar boş duruyorduki kalbimi acıtıyordu. Her zaman bu dakikalarda yataga uzanmakta olan beden yoktu. Matthew kutlamanın ardında. Konukların evlerine ulaştırma görevini üstlenmişti. Taragıma uzanıp saçlarımı taramaya koyuldum yataga pek gitmeye niyetim yoktu ve bunu uzatmaya çalışıyordum.  Aynada kendimi inceledim pekte uyumlu oldugum söylenemez dogrusu. Uzun siyah saçlar mav daha dogrusu buz mavisi gözler pembe bebeksi dudaklar ve fil dişi beyazlıkta bir ten. Ben kendimi bildim bileli böyleydim ama alışmak zor. Binlerce yıldır yaşıyorum ama sanki yeni dogmuş görüntüsü veriyordu gözlerim. Kafamı beni meşgul eden düşünclerden kurtulmak için kafamı salla sanki bunu yaparak kurtulabilirmisim gibi. Yorgundum yavaş adımlarla yatagıma uzandım. Köşeden gelen bir kıpırtı dikkatimi çekti. Kıyafet odamın icinden bir sey bana bakıyorsu sanki daha dikkatli baktım ama hiç bir sey yoktu. Fazla yorulmustum bu yuzden bir şeyler gördügümü sanıyordum o kadar. Kafamı yastıga yerleştirdim elimi Matt'in yattıgı tarafa koydum ve gözlerimi kapadım. Sadece bir kaç saniye sonra bir el agzımı kapattı. Gözlerimi açıp etrafa bakmaya çalıştım ama siyah bir bez görüşümü engelliyordu. Eli ısırmak için harkete geçicektim ki beynime igneler saplanıyormuşcasına canım yanmaya başladı. Çıglık atmak icin agzımı açınca birisi agzıma bir sıvı döktü. Tükürmeye çalıştım ama sanki o sıvı canlıydı bogazımı haşlayarak aşagıya indi. Son bir kez daha çıglık atmaya çalıştı bu sefer başarılı olmuştum ve o çıglıkla beraber tüm gücümü yitirmiştim. Gözlerim karardı ve kendimden geçtim..

Şimdi Ya Da AslaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin