can't talk

256 27 46
                                    

Kurguya başlamadan önce şunu söylemek istiyorum, Lisa konuşamıyor. Ama duyabiliyor. İtalik yazdığım konuşmalar da, işaret dili olacak. İyi okumalar.

1st episode: can't talk"I wanna say song like you

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1st episode: can't talk
"I wanna say song like you."

Transfer olduğum yeni okula baktım. Eski okuluma göre fazla büyüktü, korkutucu görünüyordu.

Eski okulumu hatırlamak bile istemiyordum. Bu okul, eski okuluma yakından uzaktan hiç benzemiyordu. Bu benim için iyi birşeydi, o okulla alakalı hiçbir şey duymak ya da görmek istemiyordum.

Hep zorbalık gördüğümden, sevilmediğimden transfer oldum o okuldan. Her zaman "o" diye gösterildim. Çünkü benim ismim yoktu onlar için. İsmimi sorduklarında birşey diyemezdim. Sadece bakardım. Ben ismimi söyleyemezdim, onlar bana isim takardı.

Lise üçün 2. döneminde bu okula gelmiştim. Tek dileğim pişman olmamaktı.
-

"Merhaba gençler. Bugün sınıfımıza Tayland'dan yeni bir kız transfer oldu. İsmi Lisa. Kendisi konuşamaz, ama sizi duyabilir. Konuşamadığı için onu ben tanıttım. Onunla iyi anlaşın ve destek olun. Telefonu hep yanında olacak, sizinle iletişim halinde olması gerektiği zaman telefondan yazması gereken şeyi yazar. Ben şimdi yukarı çıkıyorum birazdan hocanız gelir. Lisa, sen hemen şu sıraya geçebilirsin hayatım."

Yavaşça Bayan Kim'in gösterdiği sıraya yöneldim. Alışık olduğum şaşkın bakışlarla beraber. Herkes bana konuşma engelli olduğumu duyunca böyle bakardı. Acıma, alaycı, şaşkın bakışlar. Evet, rahatsız edici gibi duruyor. Ama alıştım.

Oturacağım sırada sarışın bir kız duruyordu. Hoca gittiğinde bana "Merhaba." diye fısıldadı. Bende ona elimle selam verdim.

"İşaret dili biliyorum."

Anlamalıydım. Muhtemelen hoca bu kız için beni bu sıraya oturttu. Ellerimle kıza "teşekkür ederim." dedim ve gülümsedi.

"İsmim Chaeyoung."

"Memnun oldum." dedim işaret diliyle.

"Kantine inelim mi Lisa? Hem sana okulu tanıtmış olurum."

Onaylamak adına başımı salladım. Sonra ayağa kalktık. Elimi koluna geçirdim ve yürümeye başladık. Yürürken Chaeyoung'a baktım. Gerçekten çok güzel bir yüzü vardı. Ama fazla zayıftı, bu kıza evde yemek vermiyorlar mı?

Kantine indik. Bana okulu ve okuldakileri anlatıyordu.

"Bak, şuradakiler çok gıcık bunlarla konuşma." dedi karşıda 3-4 kişinin bulunduğu kızları göstererek. Güldüm. Sesli gülemedim belki, ama konuşabilseydim eminim sesli gülerdim.

"Bunlar da yakışıklı çocuklar, baksana taş gibiler."

Bu sefer gösterdiği gurup erkekti, diğer gösterdiği kızlara göre sayıca daha fazlalardı.

can't talk, can feel • liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin