koi no yokan*

197 22 9
                                    

*Yeni tanıştığınız biriyle ömür boyu birlikte olmanın kaderiniz olduğunu düşünme durumu.

İsteksizce arabasından dışarıya göz attı. Gösterişli elbiseler,centilmen erkekler ve kollarında güzel,zarif kadınlar... Büyük bir köşk veya şatoya benzeyen görkemli binadan yükselen kahkaha sesleri ve göz alıcı ışıklar. Şoförü kapısını açmasaydı ve gözler ona çevrilmeseydi eğer kaçıp gidecekti Erwin Smith. Ancak arkadaşı ve aynı zamanda sarayın tiyatro ve operalarının yazarı olan Miche'ye verdiği sözden de dönemezdi.

Zarif bir şekilde arabadan indi. Sanatçılara has insanları kendine çeken aurasıyla,yapılmış sarı saçlarıyla,narin elleriyle ve özenle dikilmiş takım elbisesiyle Erwin Smith gözler üzerindeyken adımlayarak görkemli binadan içeri girdi. Ana salondan bir gotik ezgi yükseliyordu. Her hareketinde kendini gösteren incelikle adımlarını o salona doğru yönelten Erwin Smith yolda karşısına çıkan soylulara ve sarayın sanatçılarına hafifçe selam veriyordu. Ana salona ulaştığında bu yapının güncel mimaride kullanılan tonların değil daha karanlık olanların kullanıldığını fark etti. Aynı şekilde mobilyalar da Fransız yapılarında bulunanlara benzemiyordu. Her şeye sinmiş soluk ve karanlık bir hava göze çarpıyordu. Çirkin bir karanlık olduğu söylenemezdi ancak tüyleri ürperten bir tarafı olduğu gerçekti. Yapıyı inceleme işini sonraya bırakarak ana salondaki suratlara göz gezdirdi. Her baloda  bulunabilecek soylular dışında kraliyet üyelerinin de bulunuyor olması Ackerman ailesinin önemli bir aile olduğunu gösteriyordu. Erwin Smith bıkkın ruhuna rağmen meraklanmaktan kendini alamadı.

Güzel kadınların kahkahaları ile şenlenen ve sosyetenin güçlü erkeklerinin çevresinde toplandığı saçları omuzlarında,siyahlar içinde bir beyefendi uzunlamasına olan salonun ileriki ucunda dikkatleri üzerine çekiyordu ancak Erwin Smith bu sahnenin üzerinde çok fazla durmadı.

Salonun köşe kısmına gözlerini çevirdiğinde salonun yüksek duvarlarına yakışan görkemli pencerelerinin birinin önünde, zarifçe oturan siyahlar içinde minik bir beden ve metrelerce uzaktan bile kendini hissettiren hüzünlü bir ruh gördü. Göz bebeklerinin büyüdüğünü,nabzının hızlandığını ve nefesinin kesildiğini hissetti. Uzun zamanlı bir komadan uyanmış gibi hayata karşı bir açlık duymaya başladı. Çevresinde kendini her daim hissettiren o sahte gülüşlerin, yargılayıcı gözlerin,görgü kurallarının birkaç dakikalığına yok olduğunu hissetti.

Elinde garip bir biçimde tuttuğu çay fincanıyla,arkasındaki cümbüşe olan ilgisizliği ve belki de iğretisiyle o minik bedenin şuana kadar gördüğü tek  gerçek şey olduğunu anladı.

Gözlerini ondan çekmek istese de ondaki yalın ve belki saldırgan sayılabilecek güzellik buna izin vermiyor,ona daha da yakınlaşmak istiyordu. Yüzünü sadece yan profilden gördüğü bu güzel ve zarif gence ,yanlış olduğunu ve tasvip edilmeyeceğini bile bile engelleyemediği bir dürtüyle, ona doğru birkaç adım atacaktı ki Kontes Zoe şen kahkahası ile yanında bitiverdi.

Dönemine göre  aşırılıklarıyla bilinen bir kadın olduğunu herkes bilirdi ancak Erwin Smith onu severdi. Kendi zamanının sınırlarını aşmış bir kadındı ve en önemlisi özgürdü. Zekiydi ve görünmez prangalar ona işlemezdi. İnsan beyninden çıkan aptalca önyargıların çirkin zincirlerinden kurtulmuştu.

"O genç...Şu pencerenin önündeki. Ne kadar zarif ne kadar narin öyle değil mi? Nadide bir porselen gibi. Özenle yaratılmış bir sanat eseri veya da. Her türlü zarar verilmemesi gereken bir yaratık." Kısık sesle söyledi sarışına bunları. Erwin Smith ilgisini fazla belli ettiğini düşündüğü için rengi birden solarken yavaşça kafasını salladı. Yapmamalıydı. Düşüncelerini bu kadar kolay belirtmemeliydi. Ama yaptı. Kontes Zoe'nin her bir kelimesine katıldığını suskunluğu ile kabul etti.

Hange Zoe onun ruhunun arzuyla kavrulduğunu ve o arzunun bedeninin ötesinden bile belli olduğunu gördüğünde çekilmenin daha mantıklı olduğunu gördü.

Ve Erwin Smith halen o pencereden dışarı bakan gizemli ve zarif gence doğru adımlamaya başladı.

Ve Erwin Smith halen o pencereden dışarı bakan gizemli ve zarif gence doğru adımlamaya başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Balo salonu bu şekilde düşünülebilir.

Ruh Parçaları. || EruriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin