Cegıd-kendinle gurur duy
.
.
.Araba da gözlerim kapalı dinlediğim müziğe uyumlu bi ritimle ayağımı sallıyor, şarkı sözlerine tekrar tekrar aşık oluyordum..
Büyürken başıma gelen her olayda tepkisizdim...
bu hale gelmemin de tek sebebi sevgisizlik....
Aşırı ilgisizlik...
alip bir silgi, sildim seni defterimden.. şimdi hayatımdan siktirip git...cam tıklama sesi ile gözlerimi açıp, yasladığım yerden Doğruldum.
Başımı cama çevirince görüş açıma bir adam girdi.En fazla 30-31 yaşlarındaydı. Hafif esmer, siyah gözlüydü. Belirgin çene hattı etkileyiciydi.
Kapıyı açınca biraz geriye kaçtı. Dışarı çıkıp, karşısında dikildim.
Yüzü ciddiydi...beni baştan aşağıya süzdü. Konuşmaya başlayınca ona dikkat kesildim.
"Hanımefendi burada olmanız biraz tehlikeli, buralar tehlikeli yerlerdir. Arabanız bozulduysa yardım edelim, ama lütfen buradan bir an önce çıkın" adamın bana yalvarırcasına konuşması,şüphelenmeme yol açtı...
"neden buradan bir an önce çıkmam lazım?" Sorduğum soruyla bir an afallasa da dik duruşunu bozmadı ve konuşmaya başladı.
"Hanımefendi lütfen sorgulamayın, şunu bilmelisiniz ki bu yaptığım sadece sizin iyiliğiniz için..."
Tam o an gelen iki el silah sesi ile adam okkalı bir küfür savurup, elini beline attı ve silahını çıkardı.
"Siktir be...lütfen yere eğilip, arabanın arka tarafına geçin" tam dediğini yapıp gidecekken, ağaçların arasında elinde ki silahla çıkıp gelen kişi ile kaşlarımı çatıp, arka tarafa gitmekten vazgeçtim.
"Abla, sen burada ne arıyorsun?" Şaşkınlıkla sorduğu soru ile gözlerimi elinde ki silahtan çekip, gözlerine çevirdim.
Gelen kişi çok iyi tanıdığım, tolganın en yakın arkadaşı poyrazdı.
Şaşırdığımı söylemeliyim. Ben onu tolga ile yurtdışına gitti diye biliyordum....
Açıkçası, biraz da bu yüzden tolganın emin ellerde olduğunu düşünüp, tolgayı fazla aramıyor, kontrol etmiyordum....şimdiye kadar....
"Asıl sen burada ne arıyorsun?"
.....
Ortamda bir sessizlik olduğun da arabanın içinde çalan telefonumu duydum.Arabanın kapısını açıp yan koltuktan telefonumu aldım ve araba ile bağlantısını kestim.
Arabanın kapısını kapatıp arkamı döndüm. Adamın ve poyrazın bana baktığını gördüm.
Arayana baktığım da ise gördüğüm isim beni şaşkına çevirdi...ağzım ve gözlerim aynı oran da açılınca kafamı kaldırdım.
Ikisi de benim şaşırmama şaşırmışlardı.
Telefonu cevaplayıp kulağıma götürdüm."e-efendim siz-" lafımı şiddetle kesip konuşmaya başladı. "Kes sesini...sen ne yaptığını sanıyorsun?"
Telefonun sesinin dışarıdan duyulacak kadar fazla olduğunu fark ettiğimde poyrazlara baktım.
Benim en başta verdiğim tepki gibi ağzı ve gözleri aynı oranda açıldığını görünce telefonun sesini kıstım...
"sizi sonra arasam olur mu?"dedim sakin bir şekilde.."hayır olmaz, bana vermen gereken bir hesap var ve sen şimdi o hesabı vereceksin, konuş" bağırarak söylediği şeylerden sonra gözlerimi sıkıca yumdum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
-AMA DEĞİL-
Ficção GeralHayattan yüzlerce tokat yiyen bir kişi, hayata nasıl tokat atacağını öğrenir ise..... Ne olur?