Bunlar hiç de fotoğraf albümü gibi değillerdi sanki biri anılarımı kolaj yapmıştı.
Bir yandan olanları anlamaya çalışırken bir yandan da kafamda uçuşan boğuk seslerle savaş veriyordum. Bir iki dakika gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Rahatlık, bulunduğum yerde pekte iyi çalışmıyordu. Burada oluşan her yanılsama, ses veya uyanış beni tedirgin ediyordu ve yalnız olmadığımı fark ettiren ses yan odadan geldi. Bir tıkırtı. Ani bir korkuyla ayağa kalktım. Sakin ve sessiz adımlarımı dışarı attım. Gözlerim düşman arar gibiydi. Sanırım arka bölümde dedim içimden. Ayak seslerinden asansöre doğru gittiğini anladım. O tedirgin bir duruşla etrafını gözlüyordu. Bense arkasında saklanmış onu gözlüyordum. Elindeki mavi makası görünce duvara yaslandım. Bu onun, beni ya da bir başkasını aradığına mı işaretti yoksa kendini korumak için miydi. Makasa daha dikkatli bakarken onun kablolara bağlı olmadığını gördüm. Makasla kesmiş miydi? Ya da hiçbir mekanizmaya bağlı değil miydi? Asansörün gidişini izledim, yukarı çıkıyordu. Diğer insanların yanına onları kontrol etmeye ve makas gibi bir şey aramaya gittim. ''Oda 23'' burada değişen hiçbir şey yok herkes aynı yerinde işte bu gerici olmaya başladı. Gözüme çarpan sarışın kızın yanına gidip yatağını kontrol etmeye başladım. Gözlerim bir kendi bağlı olduğum aparata bir de onlarınkine bakıyordu. İçimden umarım uyandırmam diye geçirirken üstünde ''F1'' yazan bir düğme fark ettim. Ne olduğunu anlamak için yanındakine de baktım.
''F2'', ''F3''...
Tamam, sanırım bu bir sıralama, peki basarsam ne olur.
Tick
Ticari sistem bilgileri V147 sayılı denek simülasyona hazır değildir.
''Simülasyon mu?'' Ne demek oluyor bu? Sorumun cevabını düşünmeden.
''Sen, çabuk ellerini kaldır silahım şey hayır, makasım var.''
Sakince arkamı döndüm tedirgin bakışlarla, titreyen elleriyle makası tutuyor bir yandan da arkasını kolluyordu.
Hafif bir sırıtmayla söze başladım. ''Aslında tedirginliğe gerek yok. Korku filmi diyaloğu gibi olacak ama ben senden öncede buradaydım. Asıl korkması gereken benim ama tavırların.'' Dedim mavi elbisesini inceleyerek.
Doğrulayıcı bakışlarla elindeki makası aşağı indirdi hâlâ çok sıkı kavraması güvensizliğine işaretti.
''Seni gördüm, yani fotoğraflar filan ama kendime dair bir şey bulamadım. Kimsin sen?'' Dedi sert bir tonla.
''Ben Adele, Adele Grint'' eğilerek elimi uzattım.
Düzlüğünü koruyan o bakışlarını üzerimden çekmedi.
Doğrulup kendimi düzelttim. Ekledim.
''Bak, kaza geçirdiğimi sandım aslında öyleydi de...''
''Bekle kaza mı geçirdin? Burası deliler hastanesi olmalı.'' İçimden geçirdiğim tek şey sadece 2 kattan oluşan yerde, yarı ölü insanlarla, ayakta duran bu yarım akıllıyla beraber olduğumdu.
''Sana ne oldu peki ?.''
''Ne gariptir ki her şeyi çok net hatırlıyorum , her gün olduğu gibi işime gidiyordum ve birden gözlerim suyla doldu boğulmanın eşiğinde gibiydim sonrada bum buradayım.''
''Tamam, bak burada bir şeyler karıştırırken şu kadının yatağındaki düğmelere bastım ve bazı garip kelimelere şahit oldum.''
Hızlı adımlarla dışarıya çıkıp diğer bölüme girdi. Arkasından yetişmeye çalıştım.
''Ticari sistem bilgileri V103 sayılı denek simülasyon dışıdır.''
''Bu da ne lan.''
Elinde makas olan birini sakinleştirmek için ne yapılmalıdır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Simülasyon
Ficção CientíficaBilim insanlarının suçlular üzerinde uyguladığı bir yalan dünyada. Simülasyonda olduğunu hatırlamayan bir figüran, hayatını toz pembe sanan Adele'e kaza sonucu çarparak asıl hayata uyandırır. Sadece birkaç katında dolaşabildikleri bu platformda uyan...