Yolun karşısında ki şirin restorana bakıp iç geçirdi. Güçlüydü. Herkesin karşısında korkudan titretecek kadar güçlü. Ama herkesin olduğu gibi park jimin'in de bir zayıf noktası vardı. Asla annesini özlememişti. Onun içindeki özlem anne sevgisinden çok bir aile sevgisiydi. Hep merak edip hayaller kurmuştu zamanında. Bir ailem olsaydı,beni seven ve koruyan bir babam. Bana yemekler yapan ve şefkatle kolları arasına alan bir annem. Kendisini bildi bileli hastaydı babası. Annesi ise kendi mutluluğu için terk edip gitmişti onu. Zaten zamanla bu hayalleri son bulmuş, babası her geçen gün gözlerinin önünde eriyip yok olurken onun içinde sadece öfke kalmıştı.
"Dostum biraz sakinleş. Dokunsam alev alacaksın adeta"
Taehyung dikiz aynasından jimin'in sıktığı çenesini ve ne kadar bir beta olsa dahi sinirlenince yaydığı feromonları çok net alabiliyordu. Taehyungun uyarısıyla bedenini sıkmayı bırakıp rahatlamaya çalıştı. Buraya geleli neredeyse yarım saat oluyordu. Yarım saattir annesinin ve küçük ailesinin restoranlantını izliyordu. Ama henüz onları görmemişti. Sonunda sıkılmaya başladığında arabadan indi. Taehyung da onunla birlikte inince restoranta doğru ilerlemeye başladılar. Giriş kapısının önüne geldiklerinde jimin tabelada asılı "min's" yazısına bakıp gülümsedi. Bir kaç saat sonra o tabela orda olmayacaktı.
İçeri girdiklerinde etrafta iki üç müşteriden başka kimse yoktu. Jimin burnuna gelen kokuyla gözlerini yumup adeta meyve bahçesindeymiş gibi hissettiren feromonları içine çekti. Bir sürü meyve kokusu alıyordu. Çilek,muz,elma ama en çok portakal birazda çikolata. Koku daha da artarken gözlerini açtı. Açmasıyla eş zamanlı olarak mutfak olarak tahmin ettiği odadan insan olamayacak kadar güzel bir beden çıktı.
"Min's restorantına hoş geldiniz efendim. Ne arzu ederdiniz"
Yaydığı tatlı feremonlar adeta ben omegayım diye bağırırken tatlı ses tonu onu daha da eşsiz yapıyordu. karşısında ki çocuğu incelemeden edemedi jimin. Yağmur bulutlarını andıran gri saçları, bembeyaz teni,küçük sanki altın oranlar yüzüne yerleştirilmiş gözleri ve burnu ile adeta bir peri kadar güzeldi. Yüzüne ara ara dağıtılmış çilleri ise birer peri tozu tanesi gibiydi.
Yutkunmadan edemedi alfa bu güzellik karşısında. Doğası gereği bazı duyguları kendisi saklasa bile kokusu saklamıyor ve onu ele veriyordu. Tıpkı şu an olduğu gibi. Alfası bu omegayı beğendiği için adeta içinde ordan oraya koşuyor ve etrafa rahatlatıcı feromonlarını yayıyordu.kendisine gelmek için kafasını sallayıp boğazını temizledi. İçinden uzun süredir bir omegayla ilişkiye girmediği için böyle tepki verdiğini geçirdi.
" Hoş bulduk. Biz öğle yemeği için gelmiştik. Boş masanız var mı acaba?"
" Tabi siz şu ileride ki masaya geçin bende size menüyü getireyim"
Tatlı omega onlara gülümseyip tekrar içeri geçti. Jimin giden omeganın arkasından kalçalarına ve giydiği şort yüzünden açıkta bıraktığı bacaklarına bakmadan edemedi. Fazlasıyla ince ve zarif bacaklı ve dolgun kalçalı omega kesinlikle ağız sulandırıcı idi.(yoonginin kalçasına Küçük diyene boydan girerim)
" Beğendin bakıyorum"
" fena değil"
Taehyung jiminin cevabına göz devirmeden edemedi. Herşeyi ile dibinin düştüğü belli oluyordu. Ama lanet egosu yüzünden kabullenemiyordu. Masaya geçtiklerinde taehyung telefonuyla ilgilenirken jimin etrafı incelemeye koyuldu. Son derece şirin ve küçük bir yerdi. Gözlari duvarda asılı olan fotoğrafta takılı kaldığında tekrar sinirlendiğini hissetmişti. Annesi ve yanında bir adam vardı. İkisi de gülüyordu. Hemen yandaki diğer resme baktığında bu sefer yine aynı adam ve annesi yanyanaydı. Ama bu sefer az önce gördüğü güzel omega da onlara birlikteydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/273923671-288-k105523.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revenge[yoonmin]
Fanfictionİntikam iyi bir şey değil jimin. Onun yerine beni sevmeyi deneyemez misin? -omegaverse-