"Ben seni çok sevdim
Sen oku kelimeleri gözlerimden."Serkan hastalığı atlatalı bir ay olmuştu hastalık döneminde en çok edayla ilişkileri yıpranmıştı artık onu mutlu edemediğinin farkındaydı kendide mutlu değildi ki onu nasıl mutlu edebilirdi edanın onun için ne kadar çabaladığını görüyordu serkanı en çok üzende buydu bunun karşılığını veremiyordu korktuğu başına gelmişti artık kendine bile yetemiyordu çocuk sahibi olmak dahi istemiyordu aylar önce kanser tüm vücudunu sardığında ölüm korkusuda aynı hızla sarmıştı onu daha doğrusu ölmekten korkmuyordu hatta hastalık çoğu zaman ona keşke ölsem dedirtiyordu baş ağrıları ilaçlar mide bulantıları hastaneler ameliyatlar derken ölmekten beter olmuştu eda her durumda onu neşelendirmeye çalışıyordu ama başaramıyordu artık o da vazgeçmişti çünkü serkan psikolojik olarak çökmüştü kimseye tahammülü kalmamıştı edaya bile bu elinde değildi edayı
üzmemek için gün boyu yanına gitmemeye çalışıyor konuşmaktan kaçıyordu çünkü ne zaman konuşsalar sonu kavgayla bitiyor pişmanlık dolu sözler havada uçuşuyordu birbirlerini kırmaktan başka bir şey yapmıyorlardı aynı evde kalıyorlardı ama susarak belkide göz göze bile gelmeyerek aynı yatağa baş koyuyorlardı ama birbirlerinden tamamen uzak sırtları dönük olarak aynı ofiste çalışıyorlardı ama sadece toplantılarda bir araya gelerek ayrı odalarda çalışarak tek diyalogları "nasılsın" dı ikisi de çok seviyordu ama sevgileri de aradaki bağı tekrar güçlendirmek için yetmiyordu belki de ayrılık ikisi için daha iyiydi ikisinin de düşüncesi bu yöndeydi zor olacaktı ama buna mecburlardı aylardır denemişler eskisi gibi olmayı başaramamışlardı ikiside bu konuşmaya cesaret edemiyordu ama serkan söylemekte kararlıydıSerkan: eda çık artık noluyo sana anlamıyorum sürekli kusuyorsun çık da bi bakıyım sana hadi
Eda bembeyaz yüzüyle çıkmıştı tuvaletten
Serkan: yüzün bembeyaz olmuş iyi misin
Eda:iyiyim
Serkan: noluyo niye sürekli kusuyorsun
Eda:bilmiyorum ki
Serkan:hastaneye falan gidelim mi
Eda:gerek yok psikolojik herhalde senin hastalığın falan derken çok yıprandım
Serkan: umarım başka bir sebebi yoktur
Eda:nasıl anlamadım
Serkan:umarım hamile değilsindir yani
Eda bu söze çok üzülmüştü
Eda:niye öyle dedinSerkan: çocuk istemiyorum çünkü
Eda:ama sen bana demiştin ki ben çocuk istiyo..
Serkan: o zaman öyleydi şimdi istemiyorum baba olmak istemiyorum bu dünyaya çocuk getirmek istemiyorum
Hastalıktan sonra serkan da kaybetme korkusu oluşmuştu kimi sevse gidecek bir şey olacak ya da kendisi ayrılmak zorunda kalacak diye korkuyordu ölüm gerçeği iliklerine kadar işlemişti her an her şey olabilir diye yaşıyordu bu korkuyla bir çocuk büyütemezdi daha doğrusu onu ölümden koruyamazdı o yüzden artık hayatında kimse olsun istemiyordu sadece işi ve yalnızlığı tek ihtiyacı bunlardı sanırım
Eda:ama be ben çocuk istiyorum hem çok tatlı olmaz mıydı belki de aramızdaki bağı tekrar eski haline o getirirdi belki çok mutlu olurduk eski günlerdeki gibi
Serkan: belki belki belki yeter artık eda gerçekleri görmüyorsun bizim için artık mutluluk diye bir şey yok benim için mutluluk yok ben çocuk istemiyorum dedim o kadar
Eda:niye böyle yapıyorsun ya niye eski haline dönmek için çabalamıyorsun
Serkan:ben zaten eskisi gibiyim eda senin ilk gördüğün serkan gibi hayatı işinden ibaret duygusuz mutsuz ve yalnızlığına düşkün tekrar o halime döndüm
Eda:yalnızlık mı duygusuz mu hayatı işten ibaret mi hani bana aşıktın sen hani senin hayatın bendim hani ben her şeyden değerliydim senin için ne oldu şimdi ne değişti
Serkan: çok şey değişti sana hala aşığım evet ama bu bile yetmiyor artık ikimize farkında değil misin aşkımız mutlu olmamız için anlaşmamız için hatta artık konuşmamız için bile yetmiyor ben seni mutlu edemiyorum edemicem de ben buyum artık kimseye tahammül edemeyen düşüncesiz bir adam
Eda:bana bile mi
Serkan:evet sana bile seni ne kadar üzdüğümün farkındayım bunu istemeden yapıyorum ama elimden başka bir şey gelmiyor biz biz daha fazla böyle devam edemeyiz eda
Eda:haklısın çoktan bitmesi gerekiyordu belki de biz bu ilişkiye gereğinden fazla şans verdik gereğinden fazla yıprattık birbirimizi bizim için mutluluğun tek yolu ayrılmaktır belki de
Serkan: benim için değil benim için mutlu olmanın yolu yok artık ama senin için var sen hayat dolusun güzel kalplisin ince ruhlusun hayatına seni mutlu eden insanlarla devam et benim gibi gaddar bir adamla değil sen bu hayatta mutlu olmayı en çok hak eden insansın beni hep senin yüzünü gülümsetebildiğim hallerimle hatırla eda yıldız
Eda:sen de beni hayatına renk kattığım o günlerdeki gibi umarım bir gün mutlu olursun serkan bolat hoşçakal
Serkan:hoşçakal peri kızı
İkiside ağlıyordu ama bu zaten geç kalınmış bir konuşmaydı kalpleri çok ağrıyordu ama yükü hafiflemişti en azından içleri sızlıyordu ama olması gereken buydu eda eşyalarını toplamış gitmek için hazırlanmıştı son kez sarılmışlardı kokularını tüm hücrelerine doldurmuşlardı tek sevindikleri şey düşman olarak ayrılmamalarıydı sarılma bittiğinde serkan gözünden düşen yaşlarla konuşmaya girdi
Serkan:ben seni çok sevdim bunu asla unutma olur mu
Eda:ben de seni demiş serkanın dudağına veda öpücüğü kondurup arkasına bakmadan gitmişti yarın ilk uçakla İtalyaya gidecekti birbirlerini görmeden ayrı olmak daha kolay olacaktı çünkü serkan da ayrılmayı düşünüyordu buralardan tek başına bir hayat kurmayı tıpkı istediği gibi mutsuz ve yalnız kader ya onları tekrar birleştirirse işte o zaman ne yapacaklarını ikisi de bilmiyordu...
İlk bölüm geldi serkanı yazabildiğim kadar yumuşak yazmaya çalıştım biliyorsunuz kötü insan sevmiyorum umarım beğenirsiniz yorumlarınızı bekliyorum<3