🌖

242 18 22
                                    

Neden bazen bi ufak olayda inciniriz bilir misiniz? Çünkü sahibi kıymetlidir...

Neden bazen bi ufak olayda inciniriz bilir misiniz? Çünkü sahibi kıymetlidir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İstanbul...

Saat sekizde Yağız ile uçaktan indik. Hava limanından çıktığımızda Ayaz beni fark etti. Gülerek el salladığında bende gülümsemiştim. Onu en son on yaşında görmüştüm...

"Kıyamadın cadıya..."

"Kıyamadım."

"İyi yapmışsın hoş geldiniz."

"Hoş bulduk kardeşim..."

Arabaya bindiğimizde dışarıyı izledim. Ne uzun zaman olmuştu... En son giderken yürüyemiyordum... Şimdi ise daha güçlü olarak döndüm. Ne garip...

Evin önüne geldiğimizde girişteki Alya'nın süsleri bizi karşıladı. Tam bir cadıydı bu kız. Süslü cadı...

Yağız ile arabanın bagajından aldığımız valimzlerimizi eve götürürken Ayaz da arabayı park etmişti.

Partinin girişine Yağız giderken ben valizleri araba parkından eve götürdüm. İçeriye girdiğimde bir kaç garsonun dışarı içecek götürdüklerini gördüm. Hızlı adımlarla üst kata çıkıp odama valzileri koydum. Odamın değişmesi gözümden kaçmamıştı. Alya hanımın elinin deydiği belliydi.

Üstüme attığım hırkamı yatağıj köşesine koyduğumda baş ucumda duran saç tokalarını gördüm. Elime aldığımda incilerle döşenmiş H harfi olduğunu gördüm. Hande'nin...

Gülümseyerek yerine bıraktım. Bir kere bile beni aramamıştı. İyileştin mi diye sormamıştı bile... Hayatta mısın bile dememişti... Aynanın önünde dağılmış saçlarımı biraz toplayım odadan çıktım. Bahçeye çıktığımda bizimkileri gördüm. Beni ilk fark eden Alaz olmuştu. Gülerek bana baktı. Sen gel bana laf say sonra gül. Benden kurtulamazsın oğlum...

Yağmur abisine sarılmış bir şekilde bana bakarken Esil de onun baktığı yöne bakınca beni gördü. Şok olmuş bir şekilde baktılar öylece. Gülerek parmağımı dudaklarıma götürdüm. Gülerek bana baktılar.

"Kız biraz gülsene." diyen Hande'nin sesini duydum. Sonra elini saçına götürüp kulağının arkasına attığında beni fark etti. Bana öylece bakarken tam Alya'nın arkasında durdum.

"Keşke abimde gelseydi. Hep orda hiç gelmiyor. Artık dayanmıyorum annemlere diyelim biz gidelim yanına."

"Küçük cadı arkana bak."

"Bin kere dedim Yağız ben küçük değilim."

"Cadı olduğunu kabul ettin mi?" dediğimde hızla arkasına döndü.

"Abi!" diyerek bana sarıldığında gülümseyip göğsüme gelen saçlarını okşadım.

"Cadım..."

"Ya abii..." derken ağlamaya başladım gözlerine kurban olduğum...

"Ağlama güzelim... İyi ki doğdun..."

"Abi beni o kadar çok mutlu ettin ki. Şu an bana en güzel hediyeyi veren sensin."

"Ne! Daha benimkini görmedin kızım." diyen Alaz arkasındaki kutuyu Alya'ya uzattı. Aldığı marka saati gören Alya gülümsedi.

"Hayır Alaz abim hala önde."

"O zaman sıra bende." diyen Ayaz elindeki kartı uzattı.

"Bu ne?"

"Bu çizimlerin için olacak yerin adresi güzelim. Bu kartta senin kartın. Müşterilerine verirsin artık."

"Abi çok güzel ama abim en büyük hediye benim için."

Hande, Esil ve Yağmur... Alya için yaptıkları bağışın çerçeveli halini vermişledi. Alya çok mutlu olmuştu ama hala benim ona en güzel hediye olduğumu söylüyordu.

Odadan getirdiğim kutuyu güzelime uzattığımda ilk başta şaşırmış daha sonra ise dayanamayıp hemen açmıştı. Gördüğü formayla çığlık atarak bana sarıldığında arkadan Alaz'ın bağırmasına kulak asmıyordum.

"Bana nerde lan. Hani bu senindi, kimseye vermezdin... Haksızlık lan..."

"Kıskanma Alya her zaman abimin ilk göz ağrı." diyen Ayaz her zamanki gibi daha mantıklı düşünüyordu.

Parti devam ediyordu. Herkes bir yerde geziyordu. Gözlerim güzelimi aradı. Yağız ile bahçenin bir köşesinde olduğunu gördüğümde gülümsedim. Ayaz ile Alaz ise sinirli sinirli izliyorlardı.

Küçüklük anılarını bilmemeleri Alya'mın işine geliyordu. Aksi taktirde bu iki kıskanç kardeşime bir dakika huzur vermezlerdi.

Bahçenin arka tarafına geçip sigaramı yaktım. Dudaklarımın arasına koyduğum sigara benim hayatım gibi yavaş yavaş yanıyordu sonra gelerek...

Evet... Hala aklımda o var. İmkansız olduğunu bile bile... Gurur bırakmaya bırakmaya...

Ben onu başkasını severken bile gördüm. Ama bu kalp bunu anlamayacak kadar yüzsüz... Bu kadar kırılmama rağmen nasıl hala vazgeçemiyorum bilmiyorum.

Her şeyi unuturum da ben onun karşısına ayakta ellerimde çiçeklerle çıkmak için tedavilerime acılar içinde devam ederken gecesinde bana gelen zarfın içindeki onun başkasına güldüğü fotoğrafı gördüğüm geceyi unutmam. O gece ağladığım her saniye beynimin içinde. Ama hala seviyorum.

Çünkü ben bir malım. Tam bir mal...

Artık canım daha az yanıyor. Onunla olan anılarım zihnimi parçalıyor. Kurduğum hayaller kalbimi yakıyor.

"Burak..."

Gelmişti... Yanıma gelmişti.

Kafamı çevirmeden sigaramı söndürdüm.

"İçiyor musun? Daha gençsiz..." dediğinde buruk bir gülümseme yayıldı dudaklarıma.

"Ne demişler... Sigara içenler genç yaşta ölmez, genç yaşta ölenler sigara içer..."

27 Haziran 2020

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

27 Haziran 2020

Doğum günümde size süpriz yapayım dedim.

Nasıldı?

Yorumlarınızı bekliyorum. Her paragrafa yorum atın 😂

Mafyanın GecesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin