Gülmek sana yakışıyor~ 4

430 54 34
                                    

Sa bacımsular . Nasılsınız? 

Lafı dolandırmadan bölüme geçiyorum.

Iyi okumalarr

Korkuyordu. O adamın kardeşine ,annesine yapabileceği şeylerden korkuyordu. Ve bunları bile bile öylece kaçıp gitmişti.

Ne kadar acınası biriydi. Çevresindekiler  onun yüzünden zarar görüyordu.

'Şurdan atlasam' diye düşündü ' kim ne yapabilir ki ?'

Ama hemen vazgeçti bu fikirden . Annesine söz vermişti. Bir daha kendine zarar vermeyecekti. 

Sağ bileğine baktı . O yara izi onu ayakta tutuyordu.  Annesine verdiği sözü hatırlatıyordu. Bu yüzden o izin geçmesini istemiyordu. Mümkünse sonsuza kadar orada kalmalıydı hatta. Geçecek gibi de değildi zaten.

Hyunjin yavaşça çimlerin üstüne bıraktı kendini. Şarkının sesini biraz kısarak yıldızları izlemeye başladı.

Bir yıldız olsaydı keşke . Minik bir yıldız. Herkesten uzak . Tek işi zarifçe parlamak olan bir yıldız.

Kendini daha iyi hissedince Minho'yu aramak için telefonuna uzandı.

Ezberindeki numarayı tuşlayarak telefonu kulağına götürdü.

"Alo?"

"Minho"

"Bir şey mi oldu ? Sesin iyi gelmiyor"

"Evet . Eve gidip annemleri kontrol edebilir misin? Bab-"

"Tamam anladım , çıkıyorum şimdi sen rahat ol"

"Sağ ol " Minho'nun onu susturmasına minnettar bir şekilde şarkıyı tekrar  açtı.

Hyunjin ne olsa hep Minho'yu arardı. Çünkü küçüklüğünden beri  -insanlar  onunla dalga geçtiklerinde,  babsından dayak yediğinde, kendine zarar verdiğinde , mutlu olduğunda, piyanoyla tanıştığında,  ilk birinciliğinde  - hep yanındaydı.

Her şeyini biliyordu. Hyunjin'in yüzüne buruk bir gülümseme yerleşti .

Saat 4 olmuştu . Artık uykusunun geldiğini hissedince motora binerek okula gitti. Eve gidemezdi .

~~

Okulda kimse olmadığı için kapılar da kilitliydi.

Hyunjin yangın merdivenlerinden çıkarak ikinci kattaki bozuk kapıdan içeri  girdi. Sınıfa gidip çantasını sıraya bıraktı ve biraz uyumaya karar verdi.

~~

"Hyunjin . Hadi uyan artık 4 derstir uyuyorsun"

"E ama gidiyorum ben bekleyemem bunu"

Başında gürültü yapan arkadaşlarından dolayı huzursuz bir şekilde uykusundan uyandı.

"Ne var sabah sabah? "

"Kıçımın sabahı . Yemekhaneye iniyorum ben" Minho ve Jeongin sınıftan çıkarken Seungmin "Geliyor musun?" diye sordu.

"Hayır gidin siz" Hyunjin uykusunun açılması için kafeteryadan bir kahve alıp müzik sınıfına  indi.

Normalde sınıfın kapısı  kilitli olurdu ama onda anahtar olduğu için istediği zaman girebiliyordu.

Kapıyı geri kapattıktan sonra piyanonun başına geçti .

Koridordan konuşma sesleri  geliyoedu ama ne dedikleri  pek anlaşılmıyordu .

Yaklaşan seslerden sonra kapı açılınca içeriye Felix ve müzik öğretmeni  girmişti.

"Ah Hyunjin burada mıydın?" Hyunjin sessizce başıyla onayladı ; her ne kadar Felix'e bakmak istese de hala o cesareti kendinde bulamadığı için yapmadı.

"Harika . O zaman haberi veriyorum . Hyunjin senden Felix'e piyano çalıştırmanı istiyorum. Eğer hazırlanabilirseniz  dinletide birlikte çalmanızı da istiyorum . Bir sorun var mı?"

Hyunjin şaşkınlıkla öğretmenini dinledi. Hem mutlu olmuştu hem de kendini hala suçlu hissediyordu.

"Şey benim için sorun değil ama Felix'i bilmiyorum"

"Biz konuştuk onunla . Istediğiniz zaman çalışabilirsiniz" öğretmen gidince Felix ve Hyunjin baş başa kalmıştı.

Hyunjin  gergince gözlerini duvardan ayırmadan konuştu." Sen bana müsait olduğun zamanları söyle ona göre çalışırız "

"Senin için sorun olmaz mı ?Yani hep müsait olabilir misin ki ?"

"Sorun olmaz , ben hep müsaitim "

"Peki"

Hyunjin kafasıyla onaylayıp sınıftan çıkmak için kapıya yönelmişken Felix'in konuşmasıyla durdu.

"Hyunjin"  rahatsız bir şekilde arkasını dönerek Felix'in gözlerinin içine baktı.

"Dün dediklerim için özür dilerim. Bir anlık sinirle söyledim. Senin bir suçun yok. Çok yanlış bir zamanda gelmiştin o yüzden terslemiş gibi oldum biraz "

"Sorun değil . Asıl ben özür dilerim. Karışmamalıydım sonuçta senin meselen. " 

"Önemli değil  sen bir şey yapmadın. Aslında bana yardım ettiğin için sana teşekkür etmeliyim"

"Rica ederim " Hyunjin biraz daha rahatlamış hissediyordu .

"Canın mı sıkkın? "

"Ha? "

"Hiç gülmüyorsun genelde gülümserdin hep"

'Ben mi?' Diye düşündü.  O hiç gülmezdi ki . Ama o an fark etmişti . Felix'in yanındayken ya da onu gördüğünde  hep güldüğünü.

"Biraz moralim bozuk o yüzden"

"Anlıyorum , istersen bana anlatabilirsin belki yardımcı olurum ya da olamam ama dinlerim en azından . Ayrıca gülmek sana yakışıyor ."

Felix son cümlesini yere bakarak söylemişti bu da Hyunjin'e gülümsemesini bastırması  ve kendine gelmesi için zaman vermişti.

"Şey- teşekkür ederim. Ben gid-eyim o zaman"  hızla  sınıftan çıktı.

Yine onu ilk gördüğü zamanki gibi hissediyordu . Biraz da midesi bulanıyordu galiba.

Yine de bu çok güzeldi.

Yb biraz geç gelebilir aşklarım

Aman ya onu bunu boş verin de duydunuz mu gülmek ona yakışyormuş :)

Hoşçakalın 💕

Aware | hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin