-

67 8 0
                                    

Tiyatrocu olma isteğim ben daha çok küçükken başlamıştı. Bilirsiniz, tiyatrocu olmak güzeldir, hele kendi tiyatromu açacak kadar mesleğimde yükseleceğimi düşünmemiştim hiç. Sonucu her ne olursa olsun.

***

Süsleri ve balonları girişe asarken aklıma bu binayı ilk gördüğüm an geldi. Burada yapacağımız şeyler, sergileyeceğimiz oyunlar için nasıl heyecanlandığımı düşündüm.

Hazırlıklarda bana yardım etmesi için Jesse'i çağırdım ve hiç itiraz etmeden geldi. Ve sonra da organizasyon işlerinden iyi anladığını düşündüğüm, kostüm görevlisi olan Kate'i çağırdım. Üçümüzün bu işin üstesinden gelebileceğimizden emin bir şekilde görev dağılımını yaptım ve işe başladık.
"Birinci yıl dönümü ha? Vay canına, bu günleri göreceğimiz kimin aklına gelirdi.."
"Dalga geçme Jess, bunun benim için ne kadar önemli olduğunu bilmen gerekir.."
"Sadece şaka yapıyordum bebeğim, senin kadar ben de heyecanlıyım bunu unutma." Burnuma kondurduğu minik öpücük geri çekilmeme sebep olmuştu ve bunun sebebini anlayamayarak yüzüme baktığında ben çoktan yukarı çıkmak üzere merdivenlere yönelmiştim.

"Bir sorun mu var?"
"Hayır, sadece biraz gerginim, büyük bir gösteri olacak biliyorsun."
"Evet bebeğim, ben sadece yanında olmaya çalışıyorum, gel de sana bir sarılayım.."
Yapma..
"Ah, eksik olan ne biliyor musun? Havai fişekler! Şimdi gidip John'un doğum günü partisi için ayarladıklarından biraz alacağım. Siz de.. Diğer hazırlıkları falan yaparsınız işte."
"Peki, sen öyle diyorsan.."
Bunu söylediği zaman yüzünün aldığı ifade canımı yakmasına rağmen ona bakmamaya çalışarak arkamı dönüp çıktım.

Arabama bindiğimde ihtiyacım olan tek şeyin koca bir Jack Daniel's olduğunu düşündüm fakat büyük kutlama gerçekleşmeden mutlu olmam imkansızdı. Bu kutlama hayatımın dönüm noktası olacaktı ve Tanrım, sadece saatler kalmıştı.. Bunları düşündükten ve farkında olmadan yüzüme yerleşen gülümsemeden sonra aklımı sadece alacağım havai fişeklere ve John'un evde olup olmama ihtimaline vererek yoluma devam ettim.

Fena değil, hatta harika! Yedi havai fişek hiç de az değil bu büyük kutlama için. Tanrım, John, sen muhteşemsin! İçimi tekrar bir heyecan kapladı ve bir an önce akşam olmasını umarak arabama binip tiyatroya geri dönmeye koyuldum.

***

"Emin misin Jesse, anahtarlar sende mi?"
"Vic'in bir anda odaya dalıp dalmayacağını merak ediyorsan, sana bunun olmayacağının garantisini verebilirim. Şimdi biraz rahatla ve yanıma gel. Fazla zamanımız yok biliyorsun. Sadece seninle biraz zaman geçirmek istiyorum hepsi bu.. Ne kadar özlediğimi tahmin bile edemezsin!"
"Yine aklımı başımdan almaya niyetlisin sanırım, sana ne zaman karşı koyabildim ki Jess?"

Ah küçük Kate.. Bunu böldüğüm için ne kadar üzgün olduğumu bilemezsin ama balonların şişirilmesi gerekiyor tatlım..

Yedek anahtarım yokmuş gibi yirmi dakikadır durduğum yerden yavaşça geri, dışarı çıkıp kapıyı çalıyorum ve Jess'in beni bu kadar az tanımış olmasına şaşırarak olduğum yerde dikiliyorum. Kapıyı açmalarını beklemem biraz uzun sürse de zile tekrar basmıyorum.
Kapıyı açan kişi dağınık saçlarıyla Jess oluyor. LANET OLSUN. Bana müsaade etmeden konuşmaya başlıyor.
"Şu bodrum katını daha sık temizlemeliyiz Vic, şu halime bak, sadece süsleri bulmak için indim ve.. iğrenç görünüyorum!" Söylediklerini inandırıcı kılmak için suratına yerleştirdiği abartılı ve sinirli ifade sadece onu daha yapmacık kılıyor ve bu acınası haline gülemiyorum bile. O konuşurken gözüm saçlarına takılıyor ve onlara dokunan kişi ben olmadığım için içimden hepsini teker teker kestikten sonra onun o aptal gövdesini büyük bir uçurumun kenarınd..
"Vic?"
Birden gözlerim bana bakan meraklı gözleriyle buluşuyor ve zoraki gülümseyerek "Bu halinle ne kadar seksi olduğunu tahmin edemezsin!" diyorum ve yüzündeki şaşkın ifadeyle bana bakmasını umursamayarak içeri giriyorum.

Büyük KutlamaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin