Jisoo bar tezgahında otururken ileride ki masa da oturan -uzun süredir onu izleyen- yakışıklıya bakıyordu. Onun için sıradan bir durumdu. Sonuçta çoğu erkek onu arzularken bu şaşılacak bir durum değildi.
Son yudumunu içerek bardağını bar tezgahına bıraktı. İçeceğin parasını da ödedikten sonra bakışlarını çocuğa çevirdi ve göz kırptı. Çocuk anlamış gibi arkadaşlarına bir şeyler söyledi ve ayağa kalktı.
Jisoo yavaşça dışarı çıktı ve kapının yanında çocuğu beklemeye başladı. Çocuk dışarı çıkar çıkmaz Jisoo'yu duvara yapıştırdı ve dudaklarına saldırdı. Bir süre öpüştükten sonra Jisoo ellerini çocuğun yakalarına koydu.
"Hadi burdan gidelim-"
"Taehyung."
"Taehyung. Gidelim burdan."
Jisoo onu beklemeden ilerlemeye başladı. Taehyungsa arkasından gidiyordu. Jisoo'nun güzelliği karşısında adeta kör olmuştu. Gerçi bu güzellik karşısında kim kendini kaybetmezdi ki? Bar içindeyken o kalp dudaklarına saldırmamak için bile zor durmuştu.
Bu sırada Jisoo, Taehyung'u karanlık bir sokağa götürüyordu. Taehyung ise sadece Jisoo'yu takip ediyordu. Karanlık bir sokağa girmiş olması hoşuna gitmişti. Ne de olsa sessiz bir yer olmasını istediğini düşünüyordu.
Jisoo bir anda ara sokağa girdiğinde Taehyung da arkasından girdi ve Jisoo'nun tam karşısında durdu.
"Yer seçimini beğendim."
Jisoo ise yüzüne alaycı bir sırıtma yerleştirdi. Yavaş yavaş Jisoo'nun tırnakları çıkmaya başladı ve gözleri kırmızının en koyu tonuna döndü. Taehyung bunu fark ettiğinde kaçmak için arkasını döndü ama hiç görmediği bir kız karşısında duruyordu.
Ara sokakta iki kız arasında sıkışıp kalmıştı. Daha doğrusu iki canavar arasında kalmıştı. Jisoo yavaşça Taehyung'a yaklaştı ve omuzlarından tuttu.
Taehyung transa geçmiş gibi hiçbir şey yapamıyordu. Dizlerinin üstüne çöktü ve bir süre sonra hareketsiz kaldı. Daha sonra diğer kız Jisoo'nun yanına geldi ve yanağına minik bir öpücük kondurdu.
"Öğreniyorsun benim minik canavarım."
Jisoo ona karşılık gülümsedi ve büyük olan onu önlerinde ki avlarına doğru itti.
"Hadi bakalım. İlk avın senindir."
"Ama Irene sen nolucaksın? Uzun süredir avlanmadın."
"Beni merak etme aşkım. Ben küçük bir canavarım. Kendi başımın çaresine bakabilirim."
Jisoo, Irene'in ilk avıydı. Ya da aşkı mı demeliyim? Onu dar bir sokağa kadar takip etmişti. İlk öldürmek istese de ona karşı içinde garip hisler vardı. Onu öldürmek istemedi ve onu kendi gibi bir canavar yaptı.
Küçük ama tehlikelilerdi. Ne de olsa canavarlar sonsuza kadar yaşar değil mi?
•••
Bunun tam fic halini yapsam mı çok hoşuma gitti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vsoo |oneshot|
FanfictionVsoo one shot hikayeleri. Fluff, angst, korku belki smut? Dikkat! Güncellemeler gecikebilir aklıma fikir geldikçe yazıyorum o yüzden şimdiden üzgünüm^^